Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
Konyaspor'dan, "Senin ağzını burnunu kırarım" tepkisi
Atiker Konyaspor'un sahasında Trabzonspor ile 2-2 berabere kaldığı maçın ardından Halis Özkahya ile Konyaspor medya sorumlusu Seyit Ali Gülcan'ın arasında bir tartışma yaşanmıştı.
Konyaspor - Trabzonspor maçının ardından Konyaspor Medya Sorumlusu Seyit Ali Gülcan karşılaşmanın hakemi Halis Özkahya'ya 'Bravo bu maçın ardından zirvede hakemliği bırakabilirsin' derken, Halis Özkahya'nın ise, "Senin ağzını burnunu kırarım" sözleriyle karşılık verdiği belirtildi.
Yaşanan bu gelişmenin ardından Konyaspor Başkanı Hilmi Kulluk bir açıklamada bulunarak, "Tüm samimiyetimizle TFF'ye, PFDK'ya ve MHK'ya soruyoruz; Herhangi bir kulüp başkanı ya da yöneticisi karşılaşmanın hakemine "Senin ağzını burnunu kırarım" demiş olsaydı nasıl ceza verirdiniz? Bunu 15 kişinin içinde söyleyen hakeminiz Halis Özkahya için bir yaptırımınız olacak mı? Merakla bekliyoruz…" sözlerine yer verdi
RESMİ SİTEDE YER ALAN
AÇIKLAMANIN TAMAMI ŞU ŞEKİLDE
Hilmi Kulluk Trabzonspor maçı sonrasında önemli değerlendirmelerde bulundu. Türk futbolunun günden güne eridiğini, bittiğini söyledi...
"Futbol kamuoyu Trabzonspor ile oynadığımız iç saha maçının hakemi Halis Özkahya'nın verdiği kararları tartışıyor. Esasında tartışacak bir şey yok, her şey ortada ve bu kararların tartışılacak bir yanı da yok. Ama illa bir şey tartışılacaksa verilen kararlardan çok hakemlerin sahadaki duruşları, tavırları göz önüne alınarak iyi olmayan niyetleri ve medya görevlimize sarf ettiği "Senin ağzını burnunu kırarım" şeklindeki tehdidi tartışılmalıdır.
VAR sistemi yürürlüğe girince sevinmiştik. Anadolu takımlarının bundan böyle en azından alenen hakları yenmeyecek diye düşünmüştük. Ama maalesef üzülerek şahit olduk ki; hiç çekinmeden, bağlı oldukları kurumun yaptırımlarından, uyarılarından korkmadan, göz göre göre güçlülerden (!) yana tavır almaya başladılar.
Bu sezon sadece Atiker Konyaspor değil, özellikle Erzurumspor, Sivasspor, Rizespor, Kayserispor gibi birçok Anadolu takımı yukarıda belirttiğimiz düşünce sistemi yüzünden önemli puan kayıpları yaşamıştır.
Bu böyle devam edemez. Hakem kararları ortaya konan mücadelelerin önüne geçemez.
Bu sezon defalarca sonucu direkt etkileyecek ve lehimize olacak pozisyonlarda hakemlerin VAR'a gitmediklerini, gitmek istemediklerini, maç sonunda da VAR'a yoka saha kenarına gelip pozisyonları izleyenlerin teknik heyetimizin bu konudaki serzenişlerine 'Gitmek zorunda mıyım' şeklindeki cevaplarıyla karşılaştık. Evet saçma sapan pozisyonlar için saha kenarına gelenler, spor kamuoyunun vicdanını kanatmamak adına elbette VAR'a gitmek zorunda. Ve bugün, eşit şartlarda maçlar yönetilmediği için, düdüğü çalanın ve o düdüğü çalanı çağırmayanların hak/adalet duyguları üzülerek ifade etmeliyiz ki, spor kamuoyu nezdinde maalesef yerle bir olmuştur.
VAR sistemiyle her şey düzelecek derken, bu sistemi yanlış kullanan ya da kullanamayanlar yüzünden Türk Futbolu tam anlamıyla bir keşmekeş yaşamaktadır. Açık ve net bunun neden kaynaklandığını bir kez daha söylüyoruz. Eğer karar vericiler bu konuyu çözebilirlerse Türk Futbolunun rahat bir nefes alacağına eminiz. Hakemler güçlü (!) takımların aleyhlerine yaptıkları hatalar nedeniyle dinlendirilirken, Anadolu takımlarına yönelik skandal kararlarla maç yönetmeye devam etmektedirler. Bunun farkında olduklarından, İstanbul takımları ve onlara ilave birkaç ayrıcalıklı takımın maçlarında korkusuzca ve cesurca kararlara imza atabiliyorlar. Ama aynı cesareti diğer takımlara karşı gösteremiyorlar. Buna kalıcı bir önlem alınmazsa, hem Türk Futbolunun hem de bağlı bulundukları kurumun marka değerini bu arkadaşlar el birliğiyle aşağıya çekmeye devam edeceklerdir.
Eriyoruz, bitiyoruz, Türk Futbolunu öldürüyoruz, farkında değil misiniz!
Son olarak yaşananları bir tarafa bırakıyor ve tüm samimiyetimizle TFF'ye, PFDK'ya ve MHK'ya soruyoruz; Herhangi bir kulüp başkanı ya da yöneticisi karşılaşmanın hakemine "Senin ağzını burnunu kırarım" demiş olsaydı nasıl ceza verirdiniz?
Bunu 15 kişinin içinde söyleyen hakeminiz Halis Özkahya için bir yaptırımınız olacak mı?
Merakla bekliyoruz…"
Konyaspor - Trabzonspor maçının ardından Konyaspor Medya Sorumlusu Seyit Ali Gülcan karşılaşmanın hakemi Halis Özkahya'ya 'Bravo bu maçın ardından zirvede hakemliği bırakabilirsin' derken, Halis Özkahya'nın ise, "Senin ağzını burnunu kırarım" sözleriyle karşılık verdiği belirtildi.
Yaşanan bu gelişmenin ardından Konyaspor Başkanı Hilmi Kulluk bir açıklamada bulunarak, "Tüm samimiyetimizle TFF'ye, PFDK'ya ve MHK'ya soruyoruz; Herhangi bir kulüp başkanı ya da yöneticisi karşılaşmanın hakemine "Senin ağzını burnunu kırarım" demiş olsaydı nasıl ceza verirdiniz? Bunu 15 kişinin içinde söyleyen hakeminiz Halis Özkahya için bir yaptırımınız olacak mı? Merakla bekliyoruz…" sözlerine yer verdi
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
RESMİ SİTEDE YER ALAN
AÇIKLAMANIN TAMAMI ŞU ŞEKİLDE
Hilmi Kulluk Trabzonspor maçı sonrasında önemli değerlendirmelerde bulundu. Türk futbolunun günden güne eridiğini, bittiğini söyledi...
"Futbol kamuoyu Trabzonspor ile oynadığımız iç saha maçının hakemi Halis Özkahya'nın verdiği kararları tartışıyor. Esasında tartışacak bir şey yok, her şey ortada ve bu kararların tartışılacak bir yanı da yok. Ama illa bir şey tartışılacaksa verilen kararlardan çok hakemlerin sahadaki duruşları, tavırları göz önüne alınarak iyi olmayan niyetleri ve medya görevlimize sarf ettiği "Senin ağzını burnunu kırarım" şeklindeki tehdidi tartışılmalıdır.
VAR sistemi yürürlüğe girince sevinmiştik. Anadolu takımlarının bundan böyle en azından alenen hakları yenmeyecek diye düşünmüştük. Ama maalesef üzülerek şahit olduk ki; hiç çekinmeden, bağlı oldukları kurumun yaptırımlarından, uyarılarından korkmadan, göz göre göre güçlülerden (!) yana tavır almaya başladılar.
Bu sezon sadece Atiker Konyaspor değil, özellikle Erzurumspor, Sivasspor, Rizespor, Kayserispor gibi birçok Anadolu takımı yukarıda belirttiğimiz düşünce sistemi yüzünden önemli puan kayıpları yaşamıştır.
Bu böyle devam edemez. Hakem kararları ortaya konan mücadelelerin önüne geçemez.
Bu sezon defalarca sonucu direkt etkileyecek ve lehimize olacak pozisyonlarda hakemlerin VAR'a gitmediklerini, gitmek istemediklerini, maç sonunda da VAR'a yoka saha kenarına gelip pozisyonları izleyenlerin teknik heyetimizin bu konudaki serzenişlerine 'Gitmek zorunda mıyım' şeklindeki cevaplarıyla karşılaştık. Evet saçma sapan pozisyonlar için saha kenarına gelenler, spor kamuoyunun vicdanını kanatmamak adına elbette VAR'a gitmek zorunda. Ve bugün, eşit şartlarda maçlar yönetilmediği için, düdüğü çalanın ve o düdüğü çalanı çağırmayanların hak/adalet duyguları üzülerek ifade etmeliyiz ki, spor kamuoyu nezdinde maalesef yerle bir olmuştur.
VAR sistemiyle her şey düzelecek derken, bu sistemi yanlış kullanan ya da kullanamayanlar yüzünden Türk Futbolu tam anlamıyla bir keşmekeş yaşamaktadır. Açık ve net bunun neden kaynaklandığını bir kez daha söylüyoruz. Eğer karar vericiler bu konuyu çözebilirlerse Türk Futbolunun rahat bir nefes alacağına eminiz. Hakemler güçlü (!) takımların aleyhlerine yaptıkları hatalar nedeniyle dinlendirilirken, Anadolu takımlarına yönelik skandal kararlarla maç yönetmeye devam etmektedirler. Bunun farkında olduklarından, İstanbul takımları ve onlara ilave birkaç ayrıcalıklı takımın maçlarında korkusuzca ve cesurca kararlara imza atabiliyorlar. Ama aynı cesareti diğer takımlara karşı gösteremiyorlar. Buna kalıcı bir önlem alınmazsa, hem Türk Futbolunun hem de bağlı bulundukları kurumun marka değerini bu arkadaşlar el birliğiyle aşağıya çekmeye devam edeceklerdir.
Eriyoruz, bitiyoruz, Türk Futbolunu öldürüyoruz, farkında değil misiniz!
Son olarak yaşananları bir tarafa bırakıyor ve tüm samimiyetimizle TFF'ye, PFDK'ya ve MHK'ya soruyoruz; Herhangi bir kulüp başkanı ya da yöneticisi karşılaşmanın hakemine "Senin ağzını burnunu kırarım" demiş olsaydı nasıl ceza verirdiniz?
Bunu 15 kişinin içinde söyleyen hakeminiz Halis Özkahya için bir yaptırımınız olacak mı?
Merakla bekliyoruz…"
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
