Fenerbahçe dekman kaldı!

17 Nisan 2006 11:30

Fenerbahçeli dostumun sözünü aktarmak istiyorum sizlere; "Ben hasta bir Fenerbahçeliydim, ama şimdi Fenerbahçeli olduğum için hastayım!"

Galatasaray kimsenin beklemediği bir şekilde bütün sezonu Fenerbahçe'nin ensesinde sürdürdü ve dün Çaykur Rizespor'u 4-2 yenerek "amansız takibin" son noktasını koydu; Fenerbahçe dekman kaldı! Hadi bakalım şimdi hep beraber, bir ki üç; Gözün Aydın Galatasaray Kulakların Manisa Fenerbahçe!

Şemsiye ters döndü
Bu hafta, Galatasaray Kadıköy'e Fener'i yenmek için gidecekti şimdi Fenerbahçe mutlak surette Galatasaray'ı yenmek için uğraşacak. Şemsiye tersine döndü. Hal böyleyse; Fenerbahçe bu kadar avantajı kötü kullandığı için ya kafasını duvarlara vuracak ya dizini dövecek... Ya da her zamanki gibi Galatasaray'ı çantada keklik görecek! Kulakların çınlasın Çavuşoğlu kardeşim, yüzünü şimdi görmek isterim... Ne diyordu Fenerbahçeli' Galatasaray'ı yenelim şampiyon olmasak da olur! Ben de diyorum ki; İkisi de olmayacak gibi...

Olasılıklar Galatasaray diyor
Rize maçı stresi yüksek bir oyundu, Galatasaray Song'un sakatlanmasıyla bir ara bocaladı ama başta Hakan Şükür olmak üzere bütün takım oyuncuları, gireni çıkanı formanın asaletini korudu ve son düzlüğe büyük bir avantajla çıktılar. Amaç Saraçoğlu'na üç puan önde gitmekti Galatasaray bunu başardı. Bu hafta bir puan bile alsa şampiyonun rengi sarı-kırmızıdır. Hele bir de Fenerbahçe'yi yenip de dönerse geri kalan üç haftada üç beraberlik bile Galatasaray'ı "number one" yapar, Fenerbahçe bir sezon önde götürdüğü yarışta hüsrana uğrar! Buna inanıyor musun derseniz inancım odur ki Galatasaray bu ligin futbola en yakın takımıdır. Hem de sezon içi onca sıkıntıya rağmen...

Fenerbahçe n'apar'
Şayet Fenerbahçe yenerse, işte o zaman lig sonuna kadar heyecan doruğa çıkar ama Galatasaray yine şansını devam ettirir, çünkü Fenerbahçe'nin oyununa güvenim yok. Niye yok' Fenerbahçe mücadele etmiyor, kendini sihirli ayaklarının hünerine bırakmış gidiyor. Bunu da cümle alem biliyor ama Fenerbahçesine toz kondurmuyor! Bir de Daum'a güvenim yok, çünkü yaptığı bir şey yok. 6-0 bile Lorant'ın. Uzun lafın kısası, bu hafta çok önemli bir maç var. Gönlüm güzeli alkışlamak istiyor. Hırsız gürsüz, futbol kalitesi yüksek bir maçla şampiyon belli olsun istiyorum. Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu da alkışlarım o da benim futbol zevkim olur. Ancak Türk futbolu adına üzülürüm çünkü Avrupa'dan puan alamıyor. Neyse doğmamış çocuğa don biçmeyelim... Bekleyelim görelim. bunlar latife...

Çaylar dem aldı
Gırgır yaparken Çaykur maçını unuttuk! Galatasaray ilk dakikadan itibaren kazanmak için gol peşinde koştu. Rizespor çok adamla savunmada kaldı, ilk toplara bastı; Ayhan, Hasan Şaş, Necati ve Hakan Şükür'ü göz hapsinde tutup alan savunmasıyla hapsetti. Çaykur garanti toplar ve Altan'ın marifetli oyunuyla kontratak yapmak için fırsat kolladı bunları buldu da... Ancak rakip kalede çoğalamadı. Galatasaray'da birilerinin çıkıp duruma baş kaldırması gerekiyordu... Hakan Şükür çıktı.

Kader yine bana Hakan'ı övdürecek!
Öyle hoşuma gidiyor ki Hakan'ı alkışlamak. Bunun zevki hiç bir şeyde yok! Niye biliyor musunuz' Allah'ın günü ulu orta Hakan'a yaranmak için onu alkışlayanlardan farkım oluyor da ondan! Hakan hak etti mi baş tacı ediyorum, etmedi mi en sert tenkitleri yapıyorum. Hakan tutkunları bana gıcık oluyor. Varsın olsunlar. Hakan'ı uzun süre golsüz bırakan onlar, çünkü her şeyini alkışladılar. Adam kötü oynarken bile "altı okka ettiler" Hakan'a zarar verdiler. Hakan'ı Hakan yapan benim tenkitlerimdir. Hakan Hakan gibi oynadı mı mest oluyorum. Oynamadı mı; "der dest et beni götür bırak nezarete"... Çıldırıyorum. Dün mükemmeldi. Attığı gol her zaman söylediğim gibiydi. Ne diyordum Hakan için; "şöyle topu aldığını rakibi çalımla geçtiğini, omuzunu rakibe yasladığını ve uzaktan kaleye şut çekerek gol attığı görmedim!" Tövbe gördüm işte! Bu Hakan'a kötü demek mümkün mü. Ama ayağındaki topu bacağına dolandıran ve rakibe kaptıran Hakan'a hiç tahammülüm yok, isterse 1453 gol atıp İstanbul'u fethetmiş olsun! Rize karşısındaki Hakan benim idealim Hakan, olması gereken Hakan. Hele Necati'ye iki pas ikramı var ki yeme de yanında yat! Necati kötüydü. Yoksa dünkü maç altılık olurdu... Song'un sakatlığı defansı biraz telaşlandırdı. Nitekim ikinci gol uyumsuzluktan geldi. Emre'nin taca atmak istediği top Cihan'ın göğsünden gol oldu. Talihsizlik. Yani Galatasaray zorlanmadı, kötü oynadı diyenlere de katılmıyorum. Galatasaray çabuk ve tempolu top oynuyor bunu yaparken de çok top kaybediyor. Özellikle Hasan Şaş, Ayhan ve bilhassa Saidou'nun olmadık yerde top kayıpları Galatasaray için ciddi tehlikeler doğruuyor. Ama takımın dayanışması ve galip gelme arzusu yüksek olduğu için, maçın başında hakemin vermediği yüzde yüz penaltı bile Galatasaray'ı yolundan çeviremiyor. Tebrikler çocuklar... Başta takımı derleyip toparlama gayreti içinde olduğu gözlenen Hakan Şükür, Hasan Şaş ve Ergün Penbe. Sonra Adnan Polat! Geldiği ve akıllı manevraları farkediliyor.+ Ve de Başkan Canaydın! Düşünebiliyor musunuz' Galatasaray üç puan fark atınca Canaydın'ı bile gülerken görüdü herkes! Ey futbol sen nelere kadirsin...

Acı ama gerçek
Vestel Manisa mağlubiyetinden sonra bir Fenerbahçeli dostumun sözünü aktarmak istiyorum sizlere; "Ben hasta bir Fenerbahçeliydim, ama şimdi Fenerbahçeli olduğum için hastayım!" Bir de Galatasaraylının sözü var; "Para yok para yok dediler, parayla ölçülemeyecek şampiyonluğu bize hediye etmek üzereler. Teşekkürler Fenerbahçe!"

✍ AVRUPA'DA GERÇEKLEŞEN O BOMBA TRANSFER! HERKES ŞU ANDA BUNU KONUŞUYOR! 🫵 👉 BURADA