Bir Kör Dövüş
Gençlerbirliği ile Kayseri, 50 metrede kısır döngü içinde bir futbolla karşılaşmayı tamamladı.
Gençlerbirliği ile Kayseri, 50 metrede kısır döngü içinde bir futbolla karşılaşmayı tamamladı.
Gençlerbirliği ile Kayseri, 50 metrede kısır döngü içinde bir futbolla karşılaşmayı tamamladı.
Pazar akşamı Gençlerbirliği-Kayseri maçındaydım. Stada girmeden taraftarlarla sohbet etme fırsatı buldum. Birçoğu sezondan ümitsiz. Takımın bu haliyle hiç umut vermediğini söylüyorlar. Thomas Doll’a inançları da pek yok gibi. Yine de sezonun ilk maçı, Kayserispor ile oynanması açısından anlamlıydı. Hem geçen sene son hafta 4 yedikleri takımdı hem de Troisi transferinde yaşananlar yüzünden Facebook sayfalarında bile Kayserispor’a taş atmışlar, her zamanki mizah anlayışları ile maça bakışlarını göstermişlerdi.
Gençlerbirliği karşılaşmaya, orta sahada birlikte oynadığında üretken olması imkansız olan Tozo, Kerem, Cem Can, forvet hattında ise soru işareti olan Patiyo ile başlamıştı. Kayserispor ise tek forvet Cangele ile aslında forvet hattında yalnızları oynuyordu. Kayserispor’un yedek kulübesi Yusuf Soysal, Ömer Hasan Şişmanoğlu, Umut Koçin, Bilal Aziz, Semih Aydilek, Serdar Kesimal ve Abdullah Durak’tan oluşuyordu. Açıkçası kulübelerde Gençlerbirliği daha iyi durumda olsa da, karşılaşmaya daha iyi başlayan Kayserispor oldu. Thomas Doll’un belli ki, “topa fazla sahip olmayalım kontralarla Burhan ve Kahe ile sonuç üretelim “ taktiği vardı, bu taktik ev sahibi takımı, Fırat Aydınus’un verdiği su molasına kadar Kayserispor’un topa daha fazla hakim olduğu, Gençlerbirliği’nin ise sadece sağ kanadını kullandığı bir dönem yaşadık. Bu periyotta Orhan Şam ve Burhan zaman zaman çok etkili oldu ama ağırlık Kayseri tarafındaydı. Kayserispor’da Troisi etkili olmaya çalışıyor, her topu ayağına alışında ıslığı yiyiveriyordu. İki teknik direktörün sahada yapabileceği kombinasyonlar bu onbirlerle pek mümkün olmadığı için ilk yarı tamamlandı.
İkinci yarı 60.dakikadaki su molasına dek orta sahada daha kıran kırana fakat daha verimsiz bir futbol vardı. Hakem Fırat Aıydınus’un verdiği ikinci su molası ile birlikte maç yine biraz hız kesti. Açıkçası çok da sıcak olmayan bir havada – elbette bu bir uygulama ama- 2 su molasına gerek yoktu, biz tribünlerde az daha serin olsa üşüyecek durumdaydık.Karşılaşmanın son periyodu iki kulübe arasındaki farkı ortaya koydu. Oyuna giren Mustafa Pektemek, Gençlerbirliği’ni hareketlendiren isim olurken, Kayseri adına oyuna giren isimlerin hiçbiri katkı sağlayamadı. Zevksiz bir Turkcell Süper Ligi mücadelesi oldu.
Maçın adamı Burhan’dı. Özellikle Olembe ve Toledo’nun bulunduğu kanatta sürekli atak oynadı. Çıktığı ataklarda en büyük yardımcısı Orhan Şam ve Kahe oldu. Ani driplinglerini ileride Kahe’den başka değerlendirebilecek bir isim olsaydı skor farklı olabilirdi. Gençlerbirliği’nde defansta Aykut yerini hiç kaybetmedi. Zaman zaman Thomas Doll’un duracağı yerleri söylediğine şahit olduk. İlhan gereksiz itirazlar yaptı. Momha’yı pek beğenmedim ayrıca ataklara pek katılmadı. Oftaş’tan beri defansif orta saha olmasına rağmen maçlarda insiyiatif aldığına çok kez şahit olduğumuz Tozo, etkisizdi. Orhan Şam, sakatlığının ardından çıktığı maçta göz doldurdu. Burhan ile birlikte iyi bir ikili oldular. Bu ikilinin performansı nedeniyle Tolunay Hoca, Olembe ile Toledo’nun yerlerini zaman zaman değiştirmek durumunda kaldı. Kaleci Serdar’a neredeyse tehlikeli bir top bile gelmedi. Eminim topla buluşma istatistikleri son derece rekor düzeyde azdır. Zaten maçta iki takım büyük çoğunluğu etkisiz 7 şut kaydetti. Kalecilere fazla iş düşmedi.
Kayserispor’da Troisi ve defansta Aydın ile Ali Turan dışında hiçbir oyuncuyu pek beğendiğimi söyleyemem. Kayserispor’un özellikle yedek kulübesini de düşünerek takıma daha çok katkı yapması gerektiğini söylemek pek erken değil diye görüyorum.
Thomas Doll, ilginç bir adam. Soğuk Alman profilinden uzak, tepkilerini ortaya koyan bir teknik direktör. Birçok pozisyonda oyuncularına duracakları yerleri işaret etti. Bağırdı, yardımcısıyla pozisyonları yüksek sesle tartıştı. Patiyo’yu oyundan son derece geç alması ile eksi puan alsa da, son dakikada kazanılan frkikikte, takımın tek frikikçi adayı Jedinak’ı hiç ısındırmadan oyuna alması ise basketbol / voleybol koçlarının yapabileceği kurnazlıktaydı tabi tutmadı. Bu kadroyla işinin zor oldugunu o da biliyor, ilk yarıdaki gibi fazla topa sahip olmaktan ziyade kontrataklara dayalı bir Gençlerbirliği izleyebiliriz.
Geçtiğimiz haftaiçi Hacettepe antrenmanındaydım. Sevgili Seçkin Hoca – Genel menajer Seçkin Topçu- ile birlikteydik. Tamamen PAF’lardan oluşan kadro ile yeni sezonda umutlu. Bazı genç oyuncuların adlarını aldım, dilerim 23 Ağustos’ta Rizespor ile başlayacxak ligde bu oyuncuların isimlerini duydukça daha da detaylı sizlere bahsetme fırsatınu bulabilirim.
Yazılarımda bundan böyle her hafta yerel – Türkçe- bir spor bloguna yer vermek istiyorum. Buradaki kriterim sadece futbol değil, tenis, basketbol, voleybol tüm spor dallarında düşüncelerini, fikirlerini yazan herkesin blogları ile ilgili bilgileri bana iletmesini istiyorum, bu alandaki emeğe saygı göstermek ve kitlelere ulaşmasında katkıda bulunmak en büyük dileğim. Bu nedenle bir spor blogum var ve haber olmasını isterim” diyorsanız tolgaozek@hotmail.com adresinden blogunuzla ilgili detaylı bilgiler ile birlikte bana ulaştırabilirsiniz