Fenerbahçe'nin sorunu: Önce rakip!
|| Son güncellemeFenerbahçe rakiplerine çözüm aramaktan kafasındaki oyun planlarını sahaya yansıtamıyor, bu da başarısızlığın temelini hazırlıyor.
Fenerbahçe rakiplerine çözüm aramaktan kafasındaki oyun planlarını sahaya yansıtamıyor, bu da başarısızlığın temelini hazırlıyor.
Pereira’nın hep karşı tarafa odaklı taktik anlayışı sistemi tıkıyor. Tüm hücum varyasyonları antrenman sahasında kalıyor. Ne pas trafiği yapılıyor, ne de bekler ileriye çıkıyor. İlerideki üçlü sadece kendi yeteneklerini kullanarak olası savunma hatalarını değerlendirmeye çalışıyor, bu da sonuç için yeterli olmuyor.
Osmanlıspor beraberliğinin ardından Torku Konyaspor mağlubiyeti ile Fenerbahçe son iki haftada 5 puan kaybetti. Bunun yanısıra oynanan defansif, etkisiz ve yavaş futbol hem yönetimin hem de taraftarın büyük tepkisini çekti.
Sezon başından bu yana takım, bir türlü beklenen seviyede etkili hücum organizasyonları yapamıyor. Hatta Pereira’nın bir hücum sistemi olmadığı düşüncesi de kamuoyunda hakim.
Portekizli hocanın aslında bir hücum sistemi mevcut. Ama bunu çoğu maçta uygulayamıyor. Bunun temel sebebi ise öncelikle rakibe önlem almaya çalışması.
İşte Fenerbahçe’nin merak edilen hücum planları ve başarısız olmasının temel nedenleri:
1) İki hücum şeması söz konusu... Eğer rakip önde baskı yapmıyorsa atakları savunmadan Alves başlatıyor. Topal ile birlikte pas trafiği yapıp, topu Diego ile buluşturuyor. Diego burada oyun kurmaya çalışıyor. Başarılı olamazsa geriye katedip topu kanatlara aktarıyor.
2) Kanatlarda topla buluşan Nani, Volkan Şen, Alper bu topla içe katediyor. Kanat oyuncularından boşalan bölgeyi bekler Gökhan veya Şener ile Caner veya Hasan Ali dolduruyor. Genel fotoğrafa bakıldığında ortaya bir “Hilal Taktiği” çıkıyor. Topun bu şekilde dolaştırılması ve defans arkasına atılacak toplarla skor bulunması planlanıyor.
3) Eğer rakip önde baskı yapıyorsa diğer planın devreye girmesi gerekiyor. Bu da uzun oynayarak topu kanatlara aktarmak. İkili oyunlarla çizgiyi kullanmak hedefleniyor. Bu iki ana organizasyon dışında başka hücumsal opsiyonlar söz konusu olsa da Fenerbahçe’nin ana hücum antrenmanları ve bazı maçlarda uyguladığı hücum sistemi iki ayaktan oluşuyor. Peki bu sistem neden tüm maçlarda uygulanamıyor.
PEKİ BU SİSTEM NEDEN TÜM MAÇLARDA UYGULANAMIYOR?
1) Temel sorun Pereira’nın rakibe göre çizdiği oyun planı. Eğer rakip odaklı maça çıkılıyorsa doğal olarak sistem tıkanıyor. Fenerbahçe kendi oyununu oynayamıyor. Ne pas trafiği yapılıyor, ne de bekler ileriye çıkabiliyor. Herkes savunmadaki yerini koruyor. İlerideki üçlü de kendi yeteneklerini kullanarak olası savunma hatalarını değerlendirmeye çalışıyor.
2) Fenerbahçe kendi oyununu oynamak için sahaya çıktığı maçlarda bambaşka bir takım oluyor. Kadıköy’de kazanılan Beşiktaş derbisi ve Lokomotiv Moskova maçları en iyi iki örnek. Rakip odaklı sahaya çıkılınca orta saha ve defans oyuncuları adeta savunma için programlanıyor. Bu isimler doğal olarak bu taktik anlayıştan etkilenerek sadece kendi işini yapıp, ileriye doğru sorumluluk almaktan çekinince ortaya son iki maçtaki futbol çıkıyor.
3) Etkisiz oyundaki diğer önemli etken de fiziksel güçte yaşanan sıkıntı. 70. dakikadan sonra oyundan düşen sarılacivertliler, geçmişteki gibi maçı koparmak için alışılan baskısını oluşturamıyor. Son maçta takımın sadece 6 faulle bitirmesi bir veri olarak ortaya çıkıyor.