Geri
İleri  

Muharrem Usta'dan Aziz Yıldırım sorusuna cevap...

Trabzonspor'un yeni başkanı Muharrem Usta'dan gündeme damga vuracak açıklamalar geldi

Trabzonspor'a yeni başkan Muharrem Usta, ezber bozan bir başkan portresi çiziyor. Eğitimli, centilmen ve kucaklayıcı üslubuyla sadece Trabzonspor’un değil, Türkiye’de futbolun hoyrat yüzünü değiştirmeye aday olduğunu söylüyor...

İşte bordo-mavililerin yeni başkanının Habertürk Gazetesi'ne verdiği röportajın tamamı...

Son birkaç yıldır Trabzonspor “kabadayı” imajıyla anılır olmuştu. Geçtiğimiz günlerde kulübün başkanı değişti; eski başkan İbrahim Hacıosmanoğlu yerine, ondan çok farklı bir başkan seçildi. Yeni başkan Muharrem Usta, ezber bozan bir başkan portresi çiziyor. Eğitimli, centilmen ve kucaklayıcı üslubuyla sadece Trabzonspor’un değil, Türkiye’de futbolun hoyrat yüzünü değiştirmeye aday olduğunu söylüyor. Kadınları ve gençleri tribünlere geri çağırıyor...

"MAFYATİK DEĞİL, SEMPATİK
BİR TRABZONSPOR GÖRECEKSİNİZ"

Trabzonspor baskın erkek kimliğiyle, şiddetle hatta mafyatik bir imajla anılır oldu. Bunu değiştirmek için bir şey yapacak mısınız?
Haklısınız. Zaten benim önceki seçimi kaybetme nedenim bu konulara prim vermememdi. Bu saydığınız faktörler o dönem daha çok prim yapıyordu.

“Mafya gibi görünmediğim için kaybetmiştim” mi diyorsunuz?
Evet, bu üç imajı da sayabilirsiniz. Geçen zaman gösterdi ki, bu tavırların hiçbiri bir kulübe kamuoyunda iyi bir itibar sağlamıyor. Aslında o imajın eski başkanımızın bireysel özelliğinden geldiğini düşünüyorum.

Sizin döneminizde Trabzonspor’un nasıl bir imajı olacak?
Sempatik, centilmen ve medeni bir Trabzonspor göreceksiniz.

Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanması, hakemlerin ‘zorla’ statta tutulması... Trabzonspor neden hep böyle şiddet içerikli olaylarla gündeme geliyor?
Bu olayların yanına Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetlerini de ekleyebiliriz. Trabzon insanının; o bölgenin iklimiyle, arazisinin engebeli oluşuyla bir ilişkisi var. Böyle duygusallığın olduğu bölgelerde kaşınabilecek unsur çoktur. İnsanımızın iniş ve çıkışları abartılıdır. Bunu iyi kullandığımızda büyük başarılar elde ediyoruz. Aksi halde aşırı unsurlar ortaya çıkıyor. Mesela takım otobüsünün kurşunlanması olayı şeffaf bir şekilde ortaya çıktı mı? Çıkmadı. Bunu acaba gerçekten yaptılar mı, yoksa kaşıma amaçlı yapılan eylemlerden birisi midir?

Peki, siz geldiğiniz için ne değişecek?
3 temel problemimiz var. Devasa harcamalara, çok önemli isimlerin takıma katılmasına rağmen son derece başarısız sonuçlarla karşı karşıyayız. Bu sportif başarısızlık Trabzonspor için hiç kabul edilebilecek bir şey değil. İkincisi, elimizde 50’ye yakın oyuncu var. Normalde 22-23 oyuncu olur. Sporcu sayısını da yarıya indirmemiz gerekiyor ama bu kontratlardan kurtulmak kolay değil. Üçüncü konu ise itibar yönetimi. Anadolu’dan tırnakla kazıyarak ortaya çıkan bir mucizeden bahsediyoruz. O mucizenin bugünkü hali içler acısı durumda. Bunu değiştirmek kaçınılmaz bir zorunluluk. Ayrıca kadınlarımızın ve çocuklarımızın da olacağı yeni bir düzen kuruyoruz. İkinci devreden itibaren kadınların maçına en çok gittiği spor kulübü olarak Trabzonspor’u göreceğiz. Yeni stadımıza aile havası getireceğiz.

"KADINLARIN MAÇLARINA EN ÇOK
GİTTİĞİ SPOR KULÜBÜ OLACAĞIZ"

Gelelim şike davası meselesine. Trabzonspor’un internet sitesinde kendinizi 2010-2011 sezonunun şampiyonu ilan etmişsiniz...
2010-2011 bizim için şampiyon olduğumuz sezondur. Ancak sonuçta bu mahkemeye düştü. Avrupa’da da Türkiye’de de yargı süreci devam ediyor. Yargı eninde sonunda bu işi bağlayacak. Hukuk anlamında yapmamız gereken ne varsa yapacağız çünkü hukuk yoluyla insanların haklarını araması ve savunması bir medeniyettir. Ancak bu ne kavga nedeni ne de düşmanlık nedenidir. Dolayısıyla diyorum ki, 2010- 2011 sezonundan dolayı milyonlarca Fenerbahçe ve Trabzonspor taraftarı birbirlerine düşman olmasınlar. Başkanlar olarak bunu yapmayalım, yazıktır, olmaz. Mahkemede bir işin sürmesiyle, taraftarlar arasındaki ilişkinin arasında bir fark var. Bunu ayırmak başkanlara düşer. Mesela 2. Dünya Savaşı’nı düşünün. Avrupa birbirine girdi, 50 milyon insan öldü ama hayat devam ediyor. Yaşananlar başka şeylerdir, düşmanlık tohumlarının ekilip bunun kaşınması başka şeydir.

Aziz Yıldırım’la arayı düzeltecek misiniz peki? Ya da Aziz Yıldırım bizimle arayı düzeltecek mi?
(Gülüyor.) Bu yaşananlardan sonra Trabzonspor Başkanı olarak ben bir medeniyet yolculuğuna çıkıyorum. Trabzonspor Başkanı etik ve ahlaki davranır. Hak ve hukukunu savunurken karşı tarafta kim olursa olsun aynı şeyi karşı taraftan da bekler. Bu çerçevede yürümek kaydıyla herkesle bir araya gelirim.

Habertürk olarak ikinizi de davet etsek, bir araya gelir misiniz Aziz Yıldırım’la?
Bunun için gerekli platformun oluştuğuna henüz inanmıyorum. Başkanlardan önce taraftarların arasındaki sorunlar çözülmeli. Milyonların bu işte kol kola yürümesini sağlamamız lazım.

Taraftarları nasıl barıştıracaksınız?
Biz başkanlara düşen şey şu; camiaların bu işe nasıl baktığını şeffaflaştırmamız lazım. Bu işin de net noktası şudur; şike davası bir hukuk mücadelesidir ve iki taraf da haklarını sonuna kadar savunacaktır. Buna hiç kimsenin ses çıkarmaması lazım. “Ya Avrupa’dan ceza gelirse”, “Ya Milli Takım ceza yerse”... Böyle bir şey yok. Biz en önce kendi hakkımıza bakarız. Net söylüyorum.



LUCESCU GELECEK Mİ?

Sizin için “Lucescu sözü verdi ama şimdi yan çiziyor” eleştirisi yapılıyor.
Lucescu sözü vermedim. “Lucescu’vari bir hoca” dedim. Lucescu’nun olmasını ümit ediyorum ama şu an bir takım çalıştırıyor. Kontratı devam ediyor. Bence Lucescu için artık Ukrayna yeter. Lucescu eğer Ukrayna’dan ayrılırsa bizimle olacak.

"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DAVAYI ETKİLEDİĞİ DOĞRU DEĞİL"

Sizden önceki iki başkanın, hem futbol açısından hem de siyaset açısından kriz yaratacağı endişesiyle, şike davası sürecini özellikle Avrupa’da yavaşlattığı iddia ediliyor. Bu eleştirinin haklılık payı var mı?
Kamuoyunda böyle bir algı oldu ama Trabzonspor’un bu nedenle yavaş hareket ettiği doğru değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşımının şike davası sürecini etkilediği söyleniyor. Böyle bir durum var mı sizce?
Böyle bir algı var ama gerçeği yansıtmıyor. Herkesin sonuna kadar hakkını savunmasına Cumhurbaşkanı da alkış tutar. Türkiye’de siyaset ve futbolu fazla iç içe soktular. Bu doğru değil. Siyaset bu işe bakmaz. Bu işler hukuk mücadelesidir. Trabzonspor’un bu mücadelesine siyaset bugüne kadar tek kelime etmedi. Bu sadece algıdır. Bizim için öncelik Trabzonspor’un haklarıdır. Gerisi sonra gelir.
Mehmet Ali Aydınlar federasyon başkanıyken Fenerbahçe’nin puanının silinmesi, kupanın Trabzon’a verilmesi gündeme gelmişti ama Erdoğan’ın “Kişiler ile kulüpler ayrılmalıdır” sözlerinden sonra meselenin seyri değişti...

Sayın Cumhurbaşkanı’mız suçun şahsiliği prensibini hatırlatmıştı. Avrupa’nın vereceği karar her ne olursa olsun Türkiye’yi rahatlatacaktır. Bununla ilgili en ufak bir endişem yok.

Bu konuyu Cumhurbaşkanı’yla konuştunuz mu?
Konuşmadık.

Şike davasının paralel yapı operasyonu olduğu iddiasına ne diyorsunuz?
Hiçbir bilgim yok. Şike konusu 50 yıldır konuşuluyor. Türkiye’de bu işler, dinlemelerin olduğu döneme takıldı.

"HACIOSMANOĞLU İLİŞKİ AYARINI TUTTURAMADI"

Başkanlık seçiminde siz AK Parti’nin adayı, en yakın rakibiniz Celil Hekimoğlu ise CHP’nin adayı gibi görülüyordu. Gerçekten bir AKP-CHP yarışı mı oldu?
Bence olmadı. Rakibim CHP’li değildi. Hatta benim listemde AK Partili diye tanınan pek kimse yoktu ama Hekimoğlu’nun listesinde vardı. Aslında bir önceki seçimde tamamen öyle bir algı yönetimi vardı. n Erdoğan’la dost olduğunuz söyleniyor... Sayın Erdoğan’la tanışıklığımız yıllar öncesine dayanır. Kendisi belediye başkanıyken, belediyenin çok yakınında bir hastanem vardı. Sağlık sorunları yaşadığında bizim hastanemizde tedavi olurdu. Ancak çok yakın ve olağanüstü bir ilişkimiz yok.

Emine Erdoğan’ın hastanelerinize ortak olduğu iddiası var. Doğru mu?
Bu bir şehir efsanesi. Ortaklarımızdan Ethem Sancak, Siirtliydi. Emine Hanım’ın da Siirtli olmasından kaynaklanan bir bağlantı kurmuş olabilirler. İsminin geçmesinden dolayı üzgünüm ama bunun gerçekle bir ilgisi yok.

Hacıosmanoğlu’nu sık sık Erdoğan’ın yanında görüyorduk. Sizin siyasetle mesafeniz nasıl olacak?
Trabzonspor büyük bir kulüp milyonlarca taraftarı arasında farklı kesimlerden insanlar olacağını bilir. Trabzonspor’un menfaatleri söz konusu olduğunda ilgili bakanla en üst düzeyde ilişki içerisinde oluruz. Ancak, işbirliğini tamamen bir siyasi parti taraftarlığına taşıdığınızda başka bir şey ortaya çıkıyor.

Hacıosmanoğlu’nun siyasetle fazla içli dışlı olmasını siz de eleştiriyorsunuz yani...
Hacıosmanoğlu Trabzonspor’un menfaatleri gereği çeşitli ilişkilere girdi. Açıkçası yaptıklarını biraz gereksiz buluyorum. Ayarı daha düzgün tutmalıydı.

BİLMEYENLER İÇİN MUHARREM USTA
- Trabzon’un Gündoğdu Köyü’nde doğmuş, liseyi bitirene kadar Trabzon’da yaşamış.
- Orta halli bir ailenin çocuğu. 7 kardeşten 7’ncisi.
- İzmir’de tıp okumuş, kulak-burunboğaz doktoru olmuş ama doktorluk yerine hastane yöneticiliğine atılmış.
- 1993’te 100 bin mark borç alarak küçük bir klinik açmış. Sonra işler büyümüş. Şu an 28 hastanenin sahibi...
- “Trabzonluysanız futbolun içinde olmama ihtimaliniz yok. Basketbol, futbol, sponsorluk derken kendimi işin göbeğinde buldum” diyor.
- Eşi Saliha Hanım eczacı. 3 çocukları var. En büyük oğlu Burak 23 yaşında, işletmeyi bitirmiş, Amerika’da master yapıyor. Kızı Begüm 18 yaşında, Koç Üniversitesi’nde ekonomi okuyor. Küçük oğlu Fatih Muharrem 15 yaşında, Beşiktaş Anadolu Lisesi’nde okuyor.
- Haftada 2 kez yüzüyor. Tenis oynuyor. Kitap okumaya düşkün. Ağırlıklı olarak tarih ve siyaset okuyor.
- Çok iyi yemek yapıyor. Özellikle balıkta iddialı.



✍ AVRUPA'DA GERÇEKLEŞEN O BOMBA TRANSFER! HERKES ŞU ANDA BUNU KONUŞUYOR! 🫵 👉 BURADA
amp-next-page separator