"Rip" Hamilton, Kobe hakkında konuştu
Los Angeles Lakers efsanesi Kobe Bryant'ın emekli olmasına birkaç gün kala, kendisinin liseden arkadaşı Richard "Rip" Hamilton Kobe hakkında konuştu.
Los Angeles Lakers efsanesi Kobe Bryant'ın emekli olmasına birkaç gün kala, kendisinin liseden arkadaşı Richard "Rip" Hamilton Kobe hakkında konuştu.
Kobe Bryant ve Richard "Rip" Hamilton her zaman birbirlerine bağlı kalacak. Lisede tanışan ve aralarında hem arkadaşlık hem rekabet geliştiren ikili, 2004 yılında Detroit Pistons ve Los Angeles Lakers NBA Finallerinde karşılaştığında karşı karşıya geldiler. Bryant'ın kariyerinin bitmesine çok az kala, Hamilton geçmişi andı.
Hamilton ile yapılan röportaj işte burada:
Kobe ile ilk karşılaştığın anı hatırlıyor musun?
Lisede oynarken kendimi gerçekten, baya iyi zannediyordum. Ve Lise 3'ün başlarında, o zamanki koçum Jim Smith bana "Biliyor musun, bence harika adamsın, ama sana şunu söyleyeyim: Bizimle oynamaya gelecek bir çocuk var herkes ona ülkedeki en iyi guard diyor." demişti. Ben de, "Tabi eminim doğrudur. Kimse benden iyi değil." demiştim. Lakin Coatesville dışında hiçbir yerde top oynamamıştım. O yüzden kendi oynadığım yer dışında hiç bir oyuncuyu görmemiştim.
Onların olduğu takımla o sene normal sezonda bir maç yapmıştık, ve hiç unutmam: sahanın öbür tarafına baktığımda diğer çocuğu gördüm. O zaman da boyum 1.98'di ve Kobe'yi görünce 'Oo, o da 1.98'miş' demiştim. Aklımdan da hala 'Beni yine de yenemez, benim kadar iyi değil' diyordum. Hava atışına ikimiz çıkmıştık. Takımın en uzunlarıydık. İlk şutu, bir crossover sonrası attığı üçlüktü. Ben de 'Demek koçum bundan bahsediyormuş' demiştim.
Ona karşı her oynayışında biraz daha gerilim oluyor muydu?
Lisedeyken birbirimize karşı birkaç kere oynamışlığımız var çünkü aynı alandanız. Pelestra'da ve AAU takımında da beraber oynadık. İlişkimiz harikaydı yani. AAU maçlarıyla yaz dönemlerinde de zaman geçirmiştik.
Onunla seyahat halindekyken en iyi anıların nelerdi?
İkimiz de eğleniyorduk. Aynı boydaydık, aynı pozisyondaydık ve Pennsylvania'dandık. Ve şehir çocukları değildik. Coatesville ve Lower Merion, Philadelphia'nın kenar mahalleleridir. Şehir çocuğu olmadığınızda, saygıyı sonradan kazanmanız gerekiyor çünkü Philadelphia'lılar asıl yeteneğin şehirde olduğunu düşünürdü. Bu bütün büyük şehirler için geçerlidir.
Şu şekilde bir sorum var: "Kobe o zamanlar bu zamandaki gibi rekabetçi ve 'trash talk'çu muydu?"
Ben kolejdeyken şöyle bir anım var, NBA'e gitmeden önce onu aradım ve dedim ki, 'Hey, biliyor musun Kobe, lise şampiyonluğunu boşver, ben kolej şampiyonluğu kazandım.' O dönemde de NBA şampiyonu henüz olmamıştı o. Dedi ki 'Rip, merak etme, güven bana, ileride arka arkaya şampiyonluk kazanacağım.' Ben de 'Eminim öyledir' falan diyordum. Ama özgüveni oradan geliyordu. Baya fazlaydı.
İlişkiniz nasıl böyle uzun sürdü?
Birbirimize saygılıydık. Bu önemlidir. Birbirimizin çalışma etiğine saygımız vardı.
Çocukken bir keresinde 16 yaşlarındayken AAU maçları yüzünden ülkeyi geziyorduk. Ona bir gün dedim ki 'Kobe, maçtan sonra alışveriş merkezine gidelim takılırız.' O da bana 'Abi, Rip, çok isterdim ama odama dönüp maç filmini izleyip dizlerime buz koymam gerekiyor.' demişti. Ben çok şaşırdım.
Yani, daha çocuğuz... çıkıp eğlenmemiz lazım. Herhalde ana rahminden çıktığından itibaren öyle bir adamdı. Ne olduğunu bilmiyordum fakat kendisi başarılı olma ve en iyi olma adına en odaklanan kişiydi. 16 yaşında da öyleydi. Yani onunla ilgili gördüğüm, okuduğum, yüzünde gördüğüm şeyler, hiç sahte değildi. İnsanlara söylerim, "Onların hepsi gerçek"
16 yaşında kimsenin dizine buz koyduğunu duymamıştım.
Asla. O zamanlar 'Buz mu?, ne?' falan olurdunuz. Ama o odaklanmıştı. En iyisi olmak istiyordu. Bu gibi şeyler etrafınızda olduğunda, büyüklüğü görüyorsunuz. 16 yaşındasınız ve diyorsunuz ki, 'Buz koymaya ya da film izlemeye falan ihtiyacım yok. Ne filmi?' Ama buna benzer şeyleri yakın arkadaşınızda görmek harika bir şey.
2004 Finallerinde, Kobe yenilmesiyle ilgili "Bu beni içten içe hala yiyor. Kesinlikle. Richard Hamilton'a övünmesi için malzeme verdiğim için sinirliyim. O noktaya kadar beni hiç yenememişti. Bu beni öldürüyor." demişti. Bu senin için ne kadar önemli?
Buna bayıldım. Eğer hayatımda eşim, çocuklarım, ailem ve onun gibi sevdiğim şeyler varsa, onunla birlikte onu en iyi seviyede yenmek de vardı. NBA Finallerinden yüksek hiçbir şey yok. O zamanlar takım arkadaşı olduğum Ben Wallace ve Chauncey Billups'ı arayıp derdim ki "Haydi, en iyi şeklimize girelim çünkü beni lisede yenen adamın NBA'de de beni yenmesini istemiyorum."
Onunla yaptığım bir muhabbet vardı. Diyordum ki "Bölge şampiyonluğu ve Eyalet şampiyonluğu sende kalsın, çünkü ben kolej şampiyonuyum." Galiba bunu motivasyon olarak aldı ve "Tamam, lanet olsun. Merak etme, Rip. Ben de ilerisine gidip birkaç NBA şampiyonluğu kazanacağım. NBA şampiyonu olduktan sonra kimse kolej şampiyonluğunu umursamaz." demişti. Zaman ilerleyince lige girdiğimizde ve o şampiyonluğu kazandığında, bana "Tamam, sana söylemiştim. Şimdi ne diyeceksin? Sende o kolej şampiyonluğu vardı, ben kolejde oynamadım bile o yüzden benim için sana ifade ettiğinin aynısını etmez." dedi.