Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
"Cavs, okyanusu geçti! Derede boğuldu"
TV8 ekranlarında NBA heyecanını basketbolseverlere her gece aktaran Erdem Bitik, Cleveland Cavaliers ile Golden State Warriors arasındaki müthiş mücadeleye sahne olan final serisini yorumladı.
İşte Erdem Bitik'in yazısı..
YARIM KALAN HİKAYE
NBA Final serisinin 4.maçında Cleveland, ne yapması nasıl oynaması gerektiğini bilen bir görüntüde başladı. İlk 24 dakika itibariyle dönem dönem sıkıntılar yaşansa da, seri genelinde ilk kez üstünlüğün bu kadar çok el değiştirdiği ilk iki çeyrek görseler de, Lebron'un çok şut kullanmadığı,Irving'in atıp attırdığı,Thompson'ın hücum ribaundlarında harikalar yarattığı bir 24 dakika yaşadılar. Ancak okyanusta yüzen Cavs, maçın kırılma anlarında bir kaşık suda boğuldu…
Son 2 maç Cleveland, yıldızlarının kendine gelmesiyle çok keyifli ve bir o kadar da tempolu maçlar izletti. Irving, tamamen sorumluluğu üzerine aldığı, belki de bundan sonraki yıllarda Cavaliers'daki misyonunu da belirleyecek 2 maçlık performansı, en dikkat çekici notlardan biriydi.
Uncle Drew, serinin 3.ve 4.maçlarında toplam 53 şut kullanırken %50'lik bir hücum yüzdesi elde etti. 2 maç 30 sayı barajını yakalayan Irving, sadece gel – at - dön değil, pas trafiğinin bel kemiği haline geldi. Diğer yandan Lebron, 3.maçta hiç skor üretemediği ilk çeyrekten sonra bu kez devre tamamlandığında sadece7 sayı bulabildi. Ancak bu kimsenin gündeminde değildi. Parkedeki varlığı kendi bulduğu skorlar dışında fazlasıyla hissediliyordu. Skorun sürekli el değiştirdiği, hatta Warriors'ın önde olduğu bölümlerde bile, ' Biz bu maçı alacağız' sinyalini veren bir Cleveland vardı maçta.
Ancak 3.çeyrekte Batı Konferansı Final serisinde OKC'nin yaşadığı sıkıntı bu defa Cleveland'ın üzerindeydi. Kabul edelim; Golden State, bu ligin en keskin şutörlerine sahip, en tempolu basketbolu oynayan ve bu tempoyla topu en iyi şekilde dolaştıran tek takım. Ama yenilmez değiller. Da Vinci'nin şifresini çözmeye Batı finalinde OKC ne kadar çok yaklaştıysa, Cleveland bunun o kadar yanına geldi serinin son 2 maçında…
Sorun şu ki; Golden State'e karşı oynarken çoğu kez nasıl başladığınız değil nasıl bitirdiğiniz önemlidir. 3. Çeyrekte gelen 12-1'lik seri, Cavs'in üst üste 6 hücumdan eli boş dönmesi, maç içerisinde hücumda yaşadıkları tek ritim kaybıydı. Son çeyrekte yapılan tercih hataları, bir an baskebol konsantrasyonunu kaybetmesi, maçın ellerinden kayıp gitmesine neden oldu.
Hiçbir şey imkansız değildir. İnsanoğlunun belki de en değerli mottosu… Ancak şöyle bir gerçek var ki, NBA Final serileri tarihinde 32 kez karşımıza çıkan 3-1'lik senaryoyu tersine çeviren bir takım çıkmamış. İstatistikleri alt üst eden Lebron ve arkadaşlarının yeni bir başarı hikayesi yazması için, bu ligde gidebileceğiniz en zorlu deplasmanda sağ sağlim çıkması gerekiyor.
REKORLA GELEN GALİBİYET
Normal sezonda aldığı 73 galibiyetle tüm zamanların en iyi yüzdesine ulaşan Warriors, bunu bir basamak daha yukarı taşıyarak serinin 4.maçıyla birlikte bu sezonki 88.galibiyetini elde etti. Bu tüm zamanların 1 sezonda alınan en yüksek galibiyet oranıydı.
Final serisinin ilk 2 maçını toplamda 48 sayı farkla kazanan Golden State, Quicken Loans Arena'da 30 sayılık farkla hiç ummadığı bir mağlubiyetle karşılaştı. Kağıt üzerinde 2-1 yazsa da mental anlamda seri eşitlenmiş o maçla…
Seri genelinde bir türlü devreye sokamadıkları Curry ve Klay Thompson'dan daha maçın başında ciddi katkılar alması, Warriors adına senaryonun farklı gerçekleşeceğinin ilk sinyaliydi. Seride kalan 3 maçta 'Splash Brothers' toplamda en fazla 35 sayı üretirken, 4.maçta salondan toplamda 63 sayı ile ayrıldılar. Ama en önemlisi dış atışlardaki istikrardı. Takımın maç boyunca bulduğu 17 3'lük isabetinin 11'i, tamamen ikilinin meziyetinin göstergesiydi. NBA Final serileri tarihinde bir maçta en çok 3'lük isabeti bulan takım haline gelen Warriors, basketbol anlamında ışık hızı denilen seviyeye, en büyük silahının devreye girmesiyle ulaştı.
Son şampiyonun önünde atılması gereken sadece bir adım kaldı. Bu sezonki rakamlarıyla tam anlamıyla kaleye dönüştürdükleri Oracle Arena'da seriye nokta koymak için sahne alacaklar. Herkesin beklentisi Cleveland en azından bir söz daha söyleyecek olmasından yana. Lebron'un Cleveland lanetini bitirebilmesi için işi hiç kolay değil. İbrenin bu dakikadan sonra Cavaliers'a dönmesi, sonuç ne olursa olsun hala daha hiçbir şeyin imkansız olmadığını bizlere göstermiş olacak…
İşte Erdem Bitik'in yazısı..
YARIM KALAN HİKAYE
NBA Final serisinin 4.maçında Cleveland, ne yapması nasıl oynaması gerektiğini bilen bir görüntüde başladı. İlk 24 dakika itibariyle dönem dönem sıkıntılar yaşansa da, seri genelinde ilk kez üstünlüğün bu kadar çok el değiştirdiği ilk iki çeyrek görseler de, Lebron'un çok şut kullanmadığı,Irving'in atıp attırdığı,Thompson'ın hücum ribaundlarında harikalar yarattığı bir 24 dakika yaşadılar. Ancak okyanusta yüzen Cavs, maçın kırılma anlarında bir kaşık suda boğuldu…
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
BİR İPTE 4 CAMBAZSon 2 maç Cleveland, yıldızlarının kendine gelmesiyle çok keyifli ve bir o kadar da tempolu maçlar izletti. Irving, tamamen sorumluluğu üzerine aldığı, belki de bundan sonraki yıllarda Cavaliers'daki misyonunu da belirleyecek 2 maçlık performansı, en dikkat çekici notlardan biriydi.
Uncle Drew, serinin 3.ve 4.maçlarında toplam 53 şut kullanırken %50'lik bir hücum yüzdesi elde etti. 2 maç 30 sayı barajını yakalayan Irving, sadece gel – at - dön değil, pas trafiğinin bel kemiği haline geldi. Diğer yandan Lebron, 3.maçta hiç skor üretemediği ilk çeyrekten sonra bu kez devre tamamlandığında sadece7 sayı bulabildi. Ancak bu kimsenin gündeminde değildi. Parkedeki varlığı kendi bulduğu skorlar dışında fazlasıyla hissediliyordu. Skorun sürekli el değiştirdiği, hatta Warriors'ın önde olduğu bölümlerde bile, ' Biz bu maçı alacağız' sinyalini veren bir Cleveland vardı maçta.
Ancak 3.çeyrekte Batı Konferansı Final serisinde OKC'nin yaşadığı sıkıntı bu defa Cleveland'ın üzerindeydi. Kabul edelim; Golden State, bu ligin en keskin şutörlerine sahip, en tempolu basketbolu oynayan ve bu tempoyla topu en iyi şekilde dolaştıran tek takım. Ama yenilmez değiller. Da Vinci'nin şifresini çözmeye Batı finalinde OKC ne kadar çok yaklaştıysa, Cleveland bunun o kadar yanına geldi serinin son 2 maçında…
Sorun şu ki; Golden State'e karşı oynarken çoğu kez nasıl başladığınız değil nasıl bitirdiğiniz önemlidir. 3. Çeyrekte gelen 12-1'lik seri, Cavs'in üst üste 6 hücumdan eli boş dönmesi, maç içerisinde hücumda yaşadıkları tek ritim kaybıydı. Son çeyrekte yapılan tercih hataları, bir an baskebol konsantrasyonunu kaybetmesi, maçın ellerinden kayıp gitmesine neden oldu.
Hiçbir şey imkansız değildir. İnsanoğlunun belki de en değerli mottosu… Ancak şöyle bir gerçek var ki, NBA Final serileri tarihinde 32 kez karşımıza çıkan 3-1'lik senaryoyu tersine çeviren bir takım çıkmamış. İstatistikleri alt üst eden Lebron ve arkadaşlarının yeni bir başarı hikayesi yazması için, bu ligde gidebileceğiniz en zorlu deplasmanda sağ sağlim çıkması gerekiyor.
REKORLA GELEN GALİBİYET
Normal sezonda aldığı 73 galibiyetle tüm zamanların en iyi yüzdesine ulaşan Warriors, bunu bir basamak daha yukarı taşıyarak serinin 4.maçıyla birlikte bu sezonki 88.galibiyetini elde etti. Bu tüm zamanların 1 sezonda alınan en yüksek galibiyet oranıydı.
Final serisinin ilk 2 maçını toplamda 48 sayı farkla kazanan Golden State, Quicken Loans Arena'da 30 sayılık farkla hiç ummadığı bir mağlubiyetle karşılaştı. Kağıt üzerinde 2-1 yazsa da mental anlamda seri eşitlenmiş o maçla…
Seri genelinde bir türlü devreye sokamadıkları Curry ve Klay Thompson'dan daha maçın başında ciddi katkılar alması, Warriors adına senaryonun farklı gerçekleşeceğinin ilk sinyaliydi. Seride kalan 3 maçta 'Splash Brothers' toplamda en fazla 35 sayı üretirken, 4.maçta salondan toplamda 63 sayı ile ayrıldılar. Ama en önemlisi dış atışlardaki istikrardı. Takımın maç boyunca bulduğu 17 3'lük isabetinin 11'i, tamamen ikilinin meziyetinin göstergesiydi. NBA Final serileri tarihinde bir maçta en çok 3'lük isabeti bulan takım haline gelen Warriors, basketbol anlamında ışık hızı denilen seviyeye, en büyük silahının devreye girmesiyle ulaştı.
Son şampiyonun önünde atılması gereken sadece bir adım kaldı. Bu sezonki rakamlarıyla tam anlamıyla kaleye dönüştürdükleri Oracle Arena'da seriye nokta koymak için sahne alacaklar. Herkesin beklentisi Cleveland en azından bir söz daha söyleyecek olmasından yana. Lebron'un Cleveland lanetini bitirebilmesi için işi hiç kolay değil. İbrenin bu dakikadan sonra Cavaliers'a dönmesi, sonuç ne olursa olsun hala daha hiçbir şeyin imkansız olmadığını bizlere göstermiş olacak…
Haber; Sporx.com, Fotoğraf; Reuters
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.