Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
Dünyanın en büyüğü İspanya: 1-0
19. Dünya Kupası müthiş bir final maçıyla sona erdi. Güney Afrika'da düzenlenen 2010 Dünya Kupası final maçında İspanya, Hollanda'yı uzatma dakikaları sonucunda 1-0 mağlup etti ve tarihinde ilk kez kupanın sahibi oldu. Hollanda ise 3. kez oynadığı final maçında yine mutlu sona ulaşamayarak büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Hollanda'da John Heitinga 109. dakikada kırmzı kart gördü ve takımını 10 kişi bıraktı.
Johannesburg'ta 88 bin kişilik Soccer City Stadı'nda oynanan ilk yarısı ve normal süresi golsüz eşitlikle sona eren mücadelede İspanyollara kupayı getiren gol 116. dakikada Andres Iniesta'dan geldi. Maçın büyük bölümünde oyunu rakip yarı alana yıkan İspanya'nın baskısı uzatma dakikalarında galibiyeti getirdi. Dünya Kupası'nda oynadığı ilk maçta İsviçre'ye mağlup olan İspanya, ilk maçını kaybedip kupaya uzanan tek takım olarak da tarihe geçti.
EURO 2008'den sonra 2010'da da Dünya Kupası'nı kaldıran İspanya gücünü göstermiş oldu.
INIESTA İLE MUTLU SONA...
116. dakikada hızlı gelişen İspanya atağında, Fabregas'ın pasında Iniesta ceza sahası içinde topla buluştu, sağ çaprazdan çok sert bir şut çıkardı ve topu ağlara gönderdi. Bu gol İspanya'ya kupayı getiren gol oldu.
ORTA SAHADA KIRAN KIRANA...
Dünya Kupası final mücadelesine daha etkili başlayan taraf İspanya oldu. Boğalar, ilk düdükle birlikte rakip kaleye yüklenmeye başladılar. İlk 15 dakika içinde 2-3 tane de net fırsat yakaladılar. Özellikle Ramos'un kafa vuruşu ve David Villa'nın yan ağlarda kalan şutu akıllarda kalan anlardı. Hollanda'nın orta sahadaki sertlik düzeyi artınca İspanya atakları da azaldı.
İlk düşüncesi rakibini durdurmak olan Hollanda ise bir kaç duran top dışında rakip yarı sahada hiç çoğalamadılar. İspanya atakları sırasında tüm hatlarıyla yarı sahasına çekilen Hollanda, hızlı atak girişimlerinde ise etkinlik sağlayamadı. İlk yarı genel olarak orta saha mücadelesi şeklinde sona erdi.
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK...
Maçın ikinci yarısında da değişen fazla bir şey olmadı. İspanya yine baskıyı kuran taraf olurken, Hollanda kontra ataklarla tehlikleler yarattı. Hollanda Robben ile iki inanılmaz fırsatı harcarken, İspanya da David Villa ile girdiği gol pozisyonlarından sonuç çıkaramadı. İki takım da arzuladığı golü bulamayınca maç uzatma dakikalarına taşındı.
HOLLANDA ÇOK SERT...
Dünya Kupası'nda 3. kez final oynayan Hollanda karşılaşmaya çok sert başladı. Orta sahada rakibine büyük pres uygulayan Portakallar, orta sahasını kalabalik tutmasının yanı sıra rakip oyuncuları zaman zaman dozu kaçan sertliklerle durdurmaya çalıştılar. İspanya'nın pas trafiğini bozmak için sertliğe başvuran Hollandalılar, İspanyol oyuncuları neredeyse sakatlayacak müdahalelerde bulundular. Maçın hakemi Howard Webb de gösterdiği sarı kartlarla Hollandalı oyuncuları durdurmaya çalıştı.
RAMOS ÇOK YAKLAŞTI..
Almanya'yı savunmasının önemli ismi Puyol'un attığı golle deviren İspanya, Hollanda karşısında da bir başka savunma oyuncusu Sergio Ramos ile gole çok yaklaştı. Maçın 5. dakikasında İspanya'nın sağ kanattan kullandığı serbest vuruşta, Ramos ceza sahasına gelen ortaya zor pozisyonda çok iyi bir kafa vuruşu yaptı, köşeye giden topu kaleci Stekelenburg yumrukladı, boşta kalan topu Pique içeriye doldurmak istedi son anda savunma araya girdi ve mutlak bir golü önledi.
Sergio Ramos kaçırdığı golden bir kaç dakika sonra ise sağ kanattan ceza sahasına süratle girdi, çaprazdan çok sert vurdu top az farkla yandan auta çıktı. Ramos, İspanya'nın maça en iyi başlayan isimlerinden biri oldu. Hırsı ile takımını öne taşımak isteyen Ramos'un ilk yarıdaki çabaları sonuçsuz kaldı.
ROBBEN MUTLAK GOLÜ KAÇIRDI...
Hollanda'nın maçta yakaladığı en net fırsatı yıldız oyuncusu Arjen Robben gole çeviremedi. 62. dakikada gelişen atakta, Sneijder'in kendi yarı sahasından attığı muhteşem pasa hareketlenen Robben bir anda kaleci Casillas ile karşı karşıya kaldı. Kalecinin sağından topu ağlara göndermek isteyen Robben, plase bir vuruş yaptı, Casillas'ın bacağına çarpan top ardından kornere çıktı. Robben inanılmaz bir golü kaçırdı.
TORRES YİNE YEDEK...
19. Dünya Kupası finaline Hollanda ve İspanya beklenen 11'leri ile çıktı. İspanya'da yıldız oyuncu Fernando Torres, tıpkı Almanya maçında olduğu gibi bu karşılaşmaya da yedekler arasında başladı. Del Bosque, Torres'in yerine yine Barcelona'nın genç yıldızı Pedro'yu sahaya sürdü. Torres, ikinci uzatma devresinde David Villa'nın yerine oyuna dahil oldu.
FİNALE ÖZEL TOP: JOBULANİ...
2010 Dünya Kupası için özel üretilen ve futbolcularca sıkça eleştirilen top Jabulani, final maçında yerini Jo'bulani'ye bıraktı. Jabulani ile aynı teknik özelliklere, ancak farklı renge sahip olan Jo'bulani, altın sarısı ve beyaz rengiyle dikkat çekti. Jo'bulani'nin ismi, bazen Jo'burg olarak da adlandırılan finalin oynanacağı kentten, Johannesburg'dan geliyor. Topta kullanılan altın sarısı rengi, bu kentin Zulu dilinde ''Altın'' anlamına gelen ''eGoli'' lakabına vurgu yapıyor.
İngiliz bilim adamları, 2010 Dünya Kupası için tarihin en yuvarlak futbol topunu, Jabulani'yi geliştirdi. Özel bir teknikle birleştirilen 8 parçadan oluşan Jabulani'de dikişler en aza indirildi, bu sayede topa mükemmel bir yuvarlaklık verildi. Bu özellik, topun vurulabilir yüzeyini yüzde 70 artırdı, topun havada 5 kat hızlı ilerlemesine de imkan sağladı. Zulu dilinde ''kutlama'' anlamına gelen Jabulani'nin üzerinde, Jo'bulani'nin aksine 11 renk bulunuyor. Her takımın 11 futbolcuyla sahaya çıkmasını temsil eden bu renkler, aynı zamanda Güney Afrika'da konuşulan 11 resmi dili de simgeliyor.
Johannesburg'ta 88 bin kişilik Soccer City Stadı'nda oynanan ilk yarısı ve normal süresi golsüz eşitlikle sona eren mücadelede İspanyollara kupayı getiren gol 116. dakikada Andres Iniesta'dan geldi. Maçın büyük bölümünde oyunu rakip yarı alana yıkan İspanya'nın baskısı uzatma dakikalarında galibiyeti getirdi. Dünya Kupası'nda oynadığı ilk maçta İsviçre'ye mağlup olan İspanya, ilk maçını kaybedip kupaya uzanan tek takım olarak da tarihe geçti.
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Oyunu kendi yarı sahasında kabul eden Hollanda ise Robben ile yakaladığı çok net fırsatları kullanamadı ve evine eli boş döndü. Finale kadar hep kazanarak gelen Hollanda tek mağlubiyetini İspanya karşısında aldı. EURO 2008'den sonra 2010'da da Dünya Kupası'nı kaldıran İspanya gücünü göstermiş oldu.
INIESTA İLE MUTLU SONA...
116. dakikada hızlı gelişen İspanya atağında, Fabregas'ın pasında Iniesta ceza sahası içinde topla buluştu, sağ çaprazdan çok sert bir şut çıkardı ve topu ağlara gönderdi. Bu gol İspanya'ya kupayı getiren gol oldu.
ORTA SAHADA KIRAN KIRANA...
Dünya Kupası final mücadelesine daha etkili başlayan taraf İspanya oldu. Boğalar, ilk düdükle birlikte rakip kaleye yüklenmeye başladılar. İlk 15 dakika içinde 2-3 tane de net fırsat yakaladılar. Özellikle Ramos'un kafa vuruşu ve David Villa'nın yan ağlarda kalan şutu akıllarda kalan anlardı. Hollanda'nın orta sahadaki sertlik düzeyi artınca İspanya atakları da azaldı.
İlk düşüncesi rakibini durdurmak olan Hollanda ise bir kaç duran top dışında rakip yarı sahada hiç çoğalamadılar. İspanya atakları sırasında tüm hatlarıyla yarı sahasına çekilen Hollanda, hızlı atak girişimlerinde ise etkinlik sağlayamadı. İlk yarı genel olarak orta saha mücadelesi şeklinde sona erdi.
DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK...
Maçın ikinci yarısında da değişen fazla bir şey olmadı. İspanya yine baskıyı kuran taraf olurken, Hollanda kontra ataklarla tehlikleler yarattı. Hollanda Robben ile iki inanılmaz fırsatı harcarken, İspanya da David Villa ile girdiği gol pozisyonlarından sonuç çıkaramadı. İki takım da arzuladığı golü bulamayınca maç uzatma dakikalarına taşındı.
HOLLANDA ÇOK SERT...
Dünya Kupası'nda 3. kez final oynayan Hollanda karşılaşmaya çok sert başladı. Orta sahada rakibine büyük pres uygulayan Portakallar, orta sahasını kalabalik tutmasının yanı sıra rakip oyuncuları zaman zaman dozu kaçan sertliklerle durdurmaya çalıştılar. İspanya'nın pas trafiğini bozmak için sertliğe başvuran Hollandalılar, İspanyol oyuncuları neredeyse sakatlayacak müdahalelerde bulundular. Maçın hakemi Howard Webb de gösterdiği sarı kartlarla Hollandalı oyuncuları durdurmaya çalıştı.
RAMOS ÇOK YAKLAŞTI..
Almanya'yı savunmasının önemli ismi Puyol'un attığı golle deviren İspanya, Hollanda karşısında da bir başka savunma oyuncusu Sergio Ramos ile gole çok yaklaştı. Maçın 5. dakikasında İspanya'nın sağ kanattan kullandığı serbest vuruşta, Ramos ceza sahasına gelen ortaya zor pozisyonda çok iyi bir kafa vuruşu yaptı, köşeye giden topu kaleci Stekelenburg yumrukladı, boşta kalan topu Pique içeriye doldurmak istedi son anda savunma araya girdi ve mutlak bir golü önledi.
Sergio Ramos kaçırdığı golden bir kaç dakika sonra ise sağ kanattan ceza sahasına süratle girdi, çaprazdan çok sert vurdu top az farkla yandan auta çıktı. Ramos, İspanya'nın maça en iyi başlayan isimlerinden biri oldu. Hırsı ile takımını öne taşımak isteyen Ramos'un ilk yarıdaki çabaları sonuçsuz kaldı.
ROBBEN MUTLAK GOLÜ KAÇIRDI...
Hollanda'nın maçta yakaladığı en net fırsatı yıldız oyuncusu Arjen Robben gole çeviremedi. 62. dakikada gelişen atakta, Sneijder'in kendi yarı sahasından attığı muhteşem pasa hareketlenen Robben bir anda kaleci Casillas ile karşı karşıya kaldı. Kalecinin sağından topu ağlara göndermek isteyen Robben, plase bir vuruş yaptı, Casillas'ın bacağına çarpan top ardından kornere çıktı. Robben inanılmaz bir golü kaçırdı.
TORRES YİNE YEDEK...
19. Dünya Kupası finaline Hollanda ve İspanya beklenen 11'leri ile çıktı. İspanya'da yıldız oyuncu Fernando Torres, tıpkı Almanya maçında olduğu gibi bu karşılaşmaya da yedekler arasında başladı. Del Bosque, Torres'in yerine yine Barcelona'nın genç yıldızı Pedro'yu sahaya sürdü. Torres, ikinci uzatma devresinde David Villa'nın yerine oyuna dahil oldu.
FİNALE ÖZEL TOP: JOBULANİ...
2010 Dünya Kupası için özel üretilen ve futbolcularca sıkça eleştirilen top Jabulani, final maçında yerini Jo'bulani'ye bıraktı. Jabulani ile aynı teknik özelliklere, ancak farklı renge sahip olan Jo'bulani, altın sarısı ve beyaz rengiyle dikkat çekti. Jo'bulani'nin ismi, bazen Jo'burg olarak da adlandırılan finalin oynanacağı kentten, Johannesburg'dan geliyor. Topta kullanılan altın sarısı rengi, bu kentin Zulu dilinde ''Altın'' anlamına gelen ''eGoli'' lakabına vurgu yapıyor.
İngiliz bilim adamları, 2010 Dünya Kupası için tarihin en yuvarlak futbol topunu, Jabulani'yi geliştirdi. Özel bir teknikle birleştirilen 8 parçadan oluşan Jabulani'de dikişler en aza indirildi, bu sayede topa mükemmel bir yuvarlaklık verildi. Bu özellik, topun vurulabilir yüzeyini yüzde 70 artırdı, topun havada 5 kat hızlı ilerlemesine de imkan sağladı. Zulu dilinde ''kutlama'' anlamına gelen Jabulani'nin üzerinde, Jo'bulani'nin aksine 11 renk bulunuyor. Her takımın 11 futbolcuyla sahaya çıkmasını temsil eden bu renkler, aynı zamanda Güney Afrika'da konuşulan 11 resmi dili de simgeliyor.
Haber; Reuters
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.