"Hak etmediğimi düşünenler erkek"

Ekranın güzel ve gülen yüzü Burcu Esmersoy, hayatının en mutlu günlerini yaşıyor.
Bir dönem hayali olan kanalda, ?sevdiği işi? yapıyor.
Magazin basını bir dönem üzerine gelse de İtalyan asıllı eşiyle mutluluğun tadını çıkarıyor.
Bir İtalyan ile evliliğinin en güzel yönünü ise ?yemek? olarak açıklarken, kullandığı tabire bakınız: ?Eşim o kadar çabuk ve istemediğim kadar yemek hazırlıyor ki.. Burcu'nun kalbine giden yol, midesinden geçiyor bunu anlamış!.. Eşim, işini garantiye aldı yani!...?

***

NTV ekranında spor haberlerini almak istediğinizde Spor Servisi programında karşımıza çıkıyor Burcu Esmersoy...
1997 yılında Türkiye 4. Güzeli seçilmesiyle hayatı tamamen değişmiş.
Güzellik yarışmalarından TV dizilerine, şarkıcılığa adım atan bir çok isimden farklı bir şekilde bugün ekranda her gün sporseverleri bilgilendiriyor.
Geniş bir hayran kitlesi var.
Yaptığı evlilikle de magazin gündeminin sık sık gündemine geldi.
Yani özel hayatı didiklenen isimlerden biri.
Bunların hepsini konuşmak için bir telefon trafiği başlıyor aramızda Burcu Esmersoy ile...
3 kez erteledikten sonra, nihayet buluşuyoruz NTV'de.
Genişletilen Spor Servisi?nin inşaatı arasından ilerleyerek, karşılıklı sohbetimiz için konuşlanıyoruz.
Karşımda güzel, şirin bir hanım var.
En az ekranda göründüğü kadar güzel ve dahası göründüğünden daha sempatik...
O kadar içten bir şekilde sorularımı yanıtlıyor ki, ben dahi şaşkınlık içindeyim.
Böylesine güzel ve böylesine alçak gönüllülük karşısında.
Belki de ondandır şaşkınlığım!..
Yani sonuç itibariyle çok samimi bir röportaj sizi bekliyor...
Buna emin olabilirsiniz!..

Şöyle ki...
?1997 yılında Türkiye Güzellik Yarışması'nda aldığım dereceyle yurt dışında Türkiye'yi temsil etmemin ardından, ?Kanal D'de çalışmak ister misin? sorusu yöneltildiğinde İlker Yasin'in sesi hâlâ kulaklarımda... ?Burcu'nun sesi oğlan çocuğu gibi, biz onu kamera arkasında kullanalım!??

Meslek hayatının ilk günlerini böyle anlatıyor güzel genç hanım?
Daha sonra çocuk programının prodüktörlüğünü yapmış.
Ki, o program bugün dahi sürüyor.

Dönemin CNN Türk Spor Müdürü İhsan Topaloğlu, 'Bu kız çok güzel, spor spikeri yapalım' der.
O dönem ekranda hiç bayan spor spikeri olmadığı için bu teklif Burcu Esmersoy'un gözünü korkutur.
Ama, CNN Türk Spor Servisi mutfağında, kaset taşımaktan, haber çevirmeye kadar her alanda her işi yapar.
Fakat bir gün İhsan Topaloğlu, ciddi ciddi işten uzaklaştırmakla tehdit edince, ekrana çıkmaktan başka şansı kalmadığını anlar Burcu.
Kendi deyimiyle Burcu Esmersoy'un ekrana çıkışı o çıkış...



?İNSAN NTV?YE YAKIŞMAK İSTİYOR?

- Ekranda spor içinde her kanalda artık kadın görebiliyoruz. Bu alanın ilklerinden de biri olarak yaptığı işi ayrıcalıklı olarak görüyor mu Burcu Esmersoy?..
?Bunu NTV olarak soruyorsanız, tabii ki hissediyorum. Çünkü, çok kaliteli bir kanal. Bunu dışındayken de fark ediyorsunuz. İçine girdiğinizde ise nasıl bir kanal olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Ve NTV'ye yakışır davranmak, program yapmak gerektiğini anlıyorsunuz. Bir baskı yok ama, insan yakışmak istiyor. NTV'nin izleyicisi de kaliteli program görmek istiyor. Siz de onu vermezseniz, haklı olarak sinirleniyor. Onlara, ?beğenmiyorsanız, kanalı değiştirin diyemezsiniz?. Öyle insanlar değil NTV izleyicileri. Burada olmaktan da büyük mutluluk duyuyorum, anlatılamaz bir şey...?

- Spora adapte olmakta zorlandınız mı?
?Hayır... Hiçbir zorluk yaşamadım.?

?HAK ETMEDİĞİMİ DÜŞÜNENLER, AYNI YERDE OLMAK İSTEYEN ERKEKLER!..?

- İzleyicinin sizi kabul edeceği konusunda şüpheleriniz oldu mu?
?Şöyle bir durum var ki, CNN Türk'te çalışırken böyle bir şey yoktu. Ama NTV'deyken böyle tepkiler aldım. Neden olduğunu da şu şekilde değerlendiriyorum. NTV, çok bulunulmak istenilen bir kanal. Benden daha iyi olduğunu düşünen insanlar, onlar evlerinde otururken benim orayı hak etmediğimi düşünüyorlar. Ama bilmiyorlar ki, ben kadın kontenjanından ötürü burada çalışıyorum. Ben işten ayrıldığımda o mevkiye bir erkek alınmayacak, kadın alınacak. Durum böyle olunca benimle mutlu olmaları daha iyi olur diye düşünüyorum!..?

- Maç anlatmayı düşünüyor musunuz?
?Hayır, düşünmüyorum. Bu yönde çok soru geliyor.?

- Kadın olmanız nedeniyle mi, sesten dolayı mı, yoksa 'yeterli olmam' kuşkusundan mı?
?Yeterli olmam kuşkusuyla olduğunu söyleyebilirim. Kendi arkadaşlarımla maç seyrederken anlatımlardan, gereksiz bilgilerden rahatsız olabiliyoruz. Ben de aynı şeyi yapmak istemiyorum. Oralara da girmeye gerek yok bence...?

- Ekranda yaşadığınız talihsizlikler, dil sürçmeleri var...
?Bunu defalarca anlattım. Ama, Aziz Yıldırım ve Hakan Şükür haberindeki dil sürçmesi hep konuşuluyor. Evet Aziz Yıldırım haberinde, 'İktidarsız' kelimesini söyledim, söylemedim demiyorum. ?İstikrarsızlık? yerine ?iktidarsız? dedim. O dönem İtalya'dan yeni dönmüştüm. Eşimle de İngilizce ve İtalyanca dışında hiçbir şey konuşamadığım bir dönemdi. Yine de etkileniyor insan. Ben cumartesi - pazar izin yapıyorum. Pazartesi işe döndüğümde dahi bazen zorluk yaşayabiliyorum. En yakınımdaki insanla yabancı dille irtibat kurmak zorundayım.?

ARKA BACAK MI, YAĞSIZ İNEK SÜTÜ MÜ?



- Eşinizin Türkçe öğrenmeye niyeti yok mu?
?Var aslında. Benden çok utanıyor ve yanımda konuşmuyor. Oysa etrafındaki herkesle Türkçe konuşuyor. Hakan Şükür'ün arka bacağı haberi özellikle internette büyütüldü. Ayrıca Hakan Şükür değil, Burak Yılmaz ile ilgili bir haberdi. İnsanlar yakıştırıyor diye düşünüyorum. Ekrana çıkmadan önce elime gelen metinleri okurum. O, okumadığım bir metindi, alelacele çıktığım bir bültendi. 'Burak Yılmaz'ın sağ arka bacak adalesi' idi. Bunu hızlı şekilde okuyunca 'arka bacak' olarak algılanıyor, haklı olarak. Ama ben de herhalde aptal değilim. İnsanların arka bacağı olmadığını bilmiyor muyum? Bana mı anlatıyorsunuz?!.. Editörlerimizle bütün gün konuştuk bu haberi. Onlar da rahatsız oldular bu durumdan. Şöyle bir açıklamamız var: 'Yağsız inek sütü' vardır ya... Yağsız olan fit bir ineğin sütü değil ki bu. Benim, 'arka bacağıma' saldıracaksanız, gidin 'yağsız inek'e de saldırın!..?

- Ekran önünde bir insan olmanız nedeniyle özel hayatınız da irdelendi. Evliliğiniz sıkça konuşuldu. Bu durumda üzerinizde fazlaca gelindiğini düşündüğünüz oldu mu?
?Şöhret demeyeyim ama, tanınıyor olmanın böyle bir bedeli var. 28 Şubat'ta kilise nikâhıyla evlendim. Bir yıl öncesinden evliydik yani. Kocamın saydığı nikâha bakarsınız bir senedir evliyiz. Öncesinde ve sonrasında yapılan yorumlar olsun, bana telefon açılan telefonlar olsun, daima dinimi değiştirip değiştiremeyeceğim sorar nitelikteydi. Ben müftü değilim ki. Bana niye soruyorsunuz? Ben danışılacak kişi değilim. Tuğçe Kazaz dinini değiştirdiyse de onun görüşüdür, yorum yapamam. Belki bu şekilde davranmak, kocasına böyle bir hediye vermek istemiştir. Veya o kişiyi çok sevmiştir, bu da bir şarttır. Kadınlar kocaları, sevgilileri için neler yapıyorlar lütfen...?

?KİLİSEDEN İZİN ALDIK, EVLENDİK?

- Sevdiğiniz kişi istavroz çıkartıyor olabilir. Siz ?yüce Allah? diye inanıyorsunuz. Bir diğer insan ?yüce ruh? diye inanır. 'Buradan çıktım, buraya girdim' diye bir şey olabilir mi?
?Ben, elhamdülillah Müslümanım... Ama ben demiyorum ki, 'Hıristiyan cehenneme gidecek, ben cennete gideceğim'. Hepimize iyi insan olmamız öğretildi. Biz kiliseden izin alarak evlendik. Bu tür evliliğe Matrimanyum Misto diyorlar. Bir Hırıstiyan ile Müslüman'ın ya da Hırıstiyan ile Yahudi'nin evliliği gibi. İtalya'da bu tanınan ve kabul edilen bir şey. Gidiyor ve kiliseden izin istiyorsunuz. Kilisenizin rahibi eğer modern görüşlü bir insan ise izin verebiliyor.?

- Verilmediği de oluyor yani?
?Tabii. ?Yok? diyenler de olmuş. Roma'ya gittiğiniz de izin alamıyorsunuz... Marenello'ya gittiğimizde çok modern bir rahibe rastladık. İzin istediğimizde rahip, ?Evladım bu yaştasınız, Müslüman bir ülkede İslamiyet?in vecibelerini yerine getirerek yetişmişsiniz. Ben bugün size 6 aylık bir kurs versem olur mu? Zorla içinize Hıristiyanlığı sokabilir miyim? Siz inandığınız gibi yaşayın...? dedi.?

- Siz o insanı sevmişsiniz.
?Evet, işte bu kadar basit??

- Siz onun ibadetine eşlik etmek istiyorsunuz. O da sizinle yapmak isteyebilir...
?Zaten çok merak ediyor. ?Oruç nasıl tutuluyor?? diye sormaya başladı. Anlattım, sanki bunları söylememişim gibi , 1 saat sonra, 'Su içebilir miyim?' demeye başladı. Anlattığımda, ?Tamam peki, bari cola içeyim!? dedi.. Biraz sonra ise ?Sakız filan, o da mı yok?? diyordu hâlâ??

- Peki o günü tamamlayabildi mi?
?Tamamlayamadı tabii ki!.. ?Nasıl oluyor? diye merak sebepli bir denemeydi??

?DOĞAL SINIRLARIMA ULAŞTIM, TADINI ÇIKARIYORUM!..?



- Türk spor seyircisi kadından spor haberlerini almaya alışıyor mu dersiniz?
?Türk halkı, spor haberi almaya alıştı. Ama spor yorumu almaya alışamadı. Yorum yapmak sanırım şu sıralar kabul görmüyor. Erkekleri de anlayışla karşılamak lazım. Onların da sonuçta hayatta böyle bir eğlenceleri var. ?Onu da bize bırakın' diyor olabilirler.?

- İlerisi için sporla ilgili düşüncelerinizde neler var?
?Her zaman söylediğim gibi NTV'de çalışmak hayalimdi. Kendime ait bir programım olmasıydı, o da var. Artık bundan sonra daha fazla isteyeceğim hiç bir şey yok açıkçası? Doğal sınırlarıma ulaştım ve şu anda o sınırlara yayılıyorum. O sınırları taşmak gibi ihtiyacım ve hırsım yok . Her zaman benim gibi bu işi severek yapmaya çalışan kadınların sayısının artmasını istemişimdir. Onlar da var artık. İyi olan da var, kötü olan da. Toplu halde yaşıyoruz. Güzel bence...?

- Maç seyrediyor musunuz?
?Evet...?

- 'Allah kahretsin, niye seyrediyorum?' şeklinde olduğunu sanmıyorum.
?Yok yok, asla değil. Kesinlikle, zaten bu şekilde olduğunda başarılı da olamazsınız. NTV'de çalıştığınızda tüm spor müsabakalarını takip ediyorsunuz.?

?ORADA BİZİM İÇİN BİR EĞLENCE VAR. O DA FUTBOL??

- Yani, spor sadece futbol değil!..
?Evet, o doğru. Ben spora, özellikle de futbola şov gözüyle bakıyorum. Bunu bu şekilde görmek lazım. Bizim eğlenmemiz için orada bir gösteri yapılıyor. Eğlence için var. Şov olarak seyrettiğinizde çok daha fazla zevk alıyorsunuz..?

- Tribünde olmayı seviyor musunuz?
?Çok daha güzel... Oturup ekran başında seyretmekten çok daha zevkli inanın.?

- Eşinizle de maça gider misiniz?
?Tabii, deliler gibi? O, Fenerbahçe taraftarı. İlk geldiğinde eşimi tüm Fenerbahçe maçlarına götürdüm. Stadın atmosferinden çok etkilendi. Zaten Appiah arkadaşıydı. Appiah da onu tüm arkadaşlarıyla tanıştırdı. Kendini daha yakın hissetti sanırım. O yüzden Fenerbahçeli oldu...?

?HEM SPİKERLİK, HEM TARAFTARLIK YORUCU!..?



- Siz takım tutuyor musunuz?
?Eskiden Galatasaray taraftarıydım. Artık sıtkım sıyrıldı!.. Kupaya kadar deli gibi takip ettim. Avrupa kentlerine gittim. Hiç unutamadığım Juventus maçı vardır... Çalışmaya başladıktan sonra taraftar olmayı istemedim. Ayrıca da çok yorucu. Hem spor spikeri olup, hem de bir takımı tutuyor olmak gerçekten çok yorucu!..?

- Tribün hatıranız var mı?
?15 yaşındayken bir Fenerbahçe maçına gitmiştim. Etrafımı seyrederken, montum yandı. Arkadaşlarım daha sonra bana kızmıştı. 'Polar montla maça gelinir mi?' diye. İlk maçımda montum yandı, üstüne bir de fırça yedim yani!..?

??SİVAS ŞAMPİYON OLDU, BİZ DE OLABİLİRİZ? DENSİN İSTİYORUM?

- Lige bir renk geldi. Sivasspor güzel bir çıkış yakaladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de futbol romantiklerden misiniz?
?Aynı bakış açısındayız, evet... Sivasspor 1. Lig'e çıktığında sevindik ama, İstanbul takımlarıyla oynadığında, ?Sivaslılar kimi tutacak?? diye düşünüyordum. Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı o kadar çok Sivaslı var ki. Neredeyse İstanbul'un yarısı Sivaslı, ilk olarak maçların çok renkli ve zevkli olacağı için çok sevindim. Anadolu takımı üç büyüklere aslan kesilirler ya, genelde de başarılı olurlar ya!.. ?Üzerlerindeki bu stresi alacak bir Sivasspor geliyor? diye sevindim açıkçası. ?Bir Sivasspor vardı, şampiyon oldu. Demek ki, biz de olabiliriz? diye düşünecektir diye aklımdan geçti. Umarım olur. Kadınız işte ya!.. Olaya romantik bakıyoruz işte!..?

- Şampiyonluk favoriniz kim?
?Sivasspor artık olamaz... O yüzden yorum yapmayayım ya!..?

?EVET, BAZEN GÜZELİM!..?

- Sizin aynı zamanda ciddi bir hayran kitleniz var. Ben de sizi keyifle izleyenlerden biriyim ama hayranlarınızın büyük bir kesimi erkek. Tescilli bir güzelsiniz. Siz kendinizi güzel buluyor musunuz?
?Bazen evet, bazen hayır. Ruh haliyle ilgili bir durum açıkçası...?

- Eşinizin bu anlamda kıskançlığı var mı?
?Hiç yok.?

- İşinizle ilgili eleştirileri oluyor mu?
?Elbette, çookk!. Türkçe'yi yeni öğreniyor olmasına rağmen, kesinlikle ters giden bir şey varsa, konuşmalarımdan anlıyor. Enerjiyi hisseder ve bana sorar, 'Senden kaynaklanan bir şey miydi?' diye. İtalya ligiyle ilgili bilgilerimi ise ondan alıyorum.?

?KAYINVALİDEM SAYESİNDE BURADAKİ ÜNÜM ARTIK BİLİNİYOR?



- Maranello Kasabası'nın Türk Gelini?siniz!. Türkiye'deki şöhretiniz biliyorlar mı?
?Kayın validem sayesinde öğrendiler!.. Güzel bir kız olduğum için de çok şaşırmıyorlar. Ama şu var ki, beni görüp, 'Aaa Türk müsün?' derler. Ama böyleyiz işte, güzeliz ne yapalım!..?

- Aslen nerelisiniz?
?İstanbulluyum. Çerkez'im üstüne üstlük!. ?Trakyalı mısınız?? diye çok sorulur ama...?

- Kültür farkı, dinlerin ayrılığının sevginizi törpülediğini hissettiğiniz oldu mu?
?Benim hayatta en sevdiğim şey yemek yemek. İtalyan mutfağında bocaladığım şeyler oldu. Bizdekinin tersine onlar çorba istediğiniz zaman zor bulduğunuz bir şey. Makarna ya da risotto'yla başlamanız lazım. Arkasından ete geçiyorsunuz. Salata en sonunda geliyor. Ben, ?Hepsini birden alayım? dediğimde şaşırıyorlar.?

?İTALYANCAM, EŞİMİN TÜRKÇESİ?NDEN İYİ!..?

- İtalyanca dersleri nasıl gidiyor? Eşinizin Türkçe?sinden iyi mi?!..
?Kesinlikle, daha iyi!..?

- İtalyan erkekle birlikte olmanın avantajı nedir?
?Yemek!.. Artık yemek yapmak zorunda değilim!.. Yaşasın? ?Yemek istiyorum? dediğimde. O kadar çabuk ve istemediğim kadar yemek hazırlıyor ki.. Burcu'nun kalbine giden yol, midesinden geçiyor yani... Bunu bildiği için, işini garantiye aldı herhalde kocam!...?

- Yakın planlarınız içerisinde ailenizi genişletme düşünceniz var mı?
?Ben hep çocuk istiyorum ama??

- Kalabalık bir ailenin çocuğu musunuz?
?Boşanmış bir ailem oldu. Aile kavramını çok fazla bilmeden yaşamış bir insanım. Güzel bir çocuk istiyorum. Bildiklerimi öğretebileceğim... Ama işi de düşünüyorum tabii. İlk evlendiğimizde çok istedik, Dünya Kupası oldu. Bu sene Avrupa Şampiyonası var. Bir şeylerden feragat edip, düşüneceğiz bakalım!..?

- Sitemizin ziyaretçilerinden olduğunuzu biliyorum?
?Favorilerim arasında Sporx ilk sırada, evet... Çok takip edilen bir site olduğunuzun farkındayım. Tebrik ederim.?

?SEYİRCİ BENİ STÜDYOYA YAKIŞTIRIYOR?

- Elinizde mikrofon sahada olmak ister misiniz?
?Kurum olarak beni o stüdyoya yakıştırdılar. Orada olmamı istiyorlar. Programım Spor Servisi'nin saati de Şampiyonlar Ligi ya da UEFA maçlarına uyuyor. Esasında programı sahadan yapabilirim. Ama benim stüdyoda olmamı istiyorlar ve oraya yakıştırıyorlar. O beyaz stüdyoda o kadar rahat hissediyorum ki kendimi??

- Ekran için özel bir giyim tarzı belirlediniz mi?
?Kendi gardırobumu da kullanıyorum. Ama bir sponsorum var, mix yapmaya çalışıyorum. Son trendleri takip ederek ekrana yansıtmayı da tercih ediyorum.?

***



Bir dönem dövüş sporlarıyla da ilgilenmiş Burcu Esmersoy. Savunma maksatlı, bu branşlarla ilgilense de kendini korumayı öğrenmiş.

"İlk olarak burun kırmayı öğretiyorlar. Belki karşımdakine büyük çapta zarar veremem ama çok rahat burun kırabilirim" demekten de geri kalmıyor.

Yayın aralarında ise yine sporla haşır neşir Burcu Esmersoy? Championship Manager oynuyor. Bakın bu keyfini ise nasıl eğlenceli şekilde anlatıyor:

?Futbolcularla ilgili doğru bilgiyi en zevkli şekilde öğretiyor. Çocuklara oyunla öğretirler ya. Şimdi yaş da ilerledi. Sünger doldu!.. Ben de oyun oynayarak öğrenmeye çalışıyorum!..

Ekrana gülümseyen yüzüyle spor haberleri için bizleri karşılayan Burcu Esmersoy ile hayli neşeli röportajı bitirmek istemiyorum ama nihayetlendirmek zorundayım.
Keyifli, bir o kadar da neşeli bir sohbet bu çünkü?
İki yayın arasında yaptığım bu röportaj daha fazla uzayamaz, yoksa Burcu yayına yetişemeyecek!..
Size bu kötülüğü nasıl yaparım?!..
Gözler Burcu Esmersoy?u ararken değil mi?
Evet, artık bitirmeliyiz.
Çünkü, o?nun bizlere ileteceği daha nice haberler var?
Burcu Esmersoy?un sporun içinde kadınları temsil ettiğinin de gönül rahatlığıyla vedalaşarak ayrılıyoruz.
Spor ekranlarında, kadın eli değmiş daha nice güzellikler görmek dileğiyle tabii ki!..

Röportaj: Saadet ÖZCAN