Geri
İleri
İşte Alex'ten tüm gerçekler!
Fenerbahçe ile yollarını ayıran Brezilyalı futbolcu Alex de Souza düzenlediği basın toplantısında merak edilenleri açıkladı. Sarı-lacivertli takımdaki 8 yıllık kariyerini noktalayan Alex de Souza'nın açıklamalarını sizlere canlı aktardık
Marriott Otel Asia'da düzenlenen basın toplantısı öncesinde çevik kuvvet tedbir amaçlı güvenlik önlemleri aldı. Bu arada az sayıada Fenerbahçe taraftarı otel önünde toplandı. Türkiye'de son kez basının karşısında çıkan Alex de Souza, birbirinden çarpıcı ifadeler kullandı.
"HAYATIM BOYUNCA BU KADAR AĞLAMADIM"
Açıklamalarına taraftara seslenerek başlayan Alex de Souza, "Sizlerle beraber geçirdiğim bu süre için hepinize teşekkür ediyorum. İlk geldiğimden günden itibaren davranışlarından dolayı Fenerbahçe taraftarına teşekkür ediyorum. Pazartesi günü sözleşmemi feshettikten sonra taraftarın göstermiş olduğu reaksiyonu en güzel rüyalarımda bile göremezdim. Onlara çok teşekkür ediyorum. Geçen hafta 35 yaşına bastım. Hayatım boyunca son hafta ağladım kadar ağlamamıştım. Çok duygusal bir hafta geçirdim. En içten dileklerim bunlar. Fenerbahçe taraftarının bundan sonraki süreçte mutlu olmasını istiyorum. Çünkü geldiğim günden bugüne bana çok iyi davrandılar." dedi.

SAMET'İ NASIL TANIDI?
Tercüman Samet Güzel'e değinen Brezilyalı futbolcu, "Bu sürecin nasıl geliştiğini anlatacağım. Ondan önce bana destek olan Samet'e teşekkür etmek istiyorum. Geçen hafta havaalanından, bugün istifa etmesine kadar çok zor bir dönem geçirdiğini tahmin ediyorum. Bu o yaşta biri için hiç kolay değil. Ben onu Fenerbahçe formasıyla benden imza almak isteyen biri olarak tanıdım. Yaşadıkları kolay şeyler değil." şeklinde konuştu.
NEDEN PAZARTESİ GÜNÜ?
35 yaşındaki oyuncu, "Basın toplantısını yapıp yapmamak için tereddütlerim vardı. Derbi sonrasında konuşmayı seçtim. Bazı yorumlar okuduğum için; söylemek gereği duydum. Yönetim Cuma günü yaptı diye ben bu toplantıyı Pazartesi günü yapmadım. Takımın durumundan dolayı bugünü tercih ettim. Kulübün toplantısında ne söyleyecekleri beni ilgilendirmiyor. Kendi sorularımı başkanla öyle ya da böyle çözdük. Fenerbahçe'de takıma faydalı olduğumu düşünüyorum. Şimdi benim gözümden bu sürece nasıl geldik onu anlatacağım." ifadelerini kullandı.
ALEX'İN KEŞKELERİ...
Süreci anlatmaya başlayan Alex de Souza, şöyle konuştu;
"Bu konu hakkında çok düşündüm. Olayın 5 ayağı var. Önce kendim, sonra Aykut Kocaman, sonra Ali Yıldırım, sonra basın bu süreçte etkili olduk. Başımıza eğer bir şeyler geliyorsa; mutlaka bundan sizin de rolünüz vardır. En büyük hatam kulübü bazı durumlarda yaralayıcı davranışlarda bulunmamdı. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesajlara smsler gönderdim. Belki göndermesem daha iyiydi. Mesajın içeriğinde bir hata yoktu, ancak gönderdiğim kişilere göndermeyip bende kalsaydı, daha iyi olacaktı. Bana verilen borcu yoktu kağıdır var. O konuda Ali Yıldırım ile bir tartışmamız oldu. O konuda da öyle davranmamam gerekirdi."
KOCAMAN İLE İLK BULUŞMA
Yanlış anlaşılmalara değinen Fenerbahçe'nin eski kaptanı, "Aykut Kocaman konusunu sportif direktör ve teknik direktör olarak ikiye bölmek istiyorum. Aragones ile son maçımızda 7 Temmuz'a kadar tatile olacaktık. O maçı kazandık ve ülkeme döndüm. O sırada Aragones ayrıldı ve Aykut Kocaman sportif direktör oldu. Sonrasında dönüş tarihi değişti. 20-22 Haziran civarlarında Samet beni arayarak tarihin değiştiğini söyledi. Ben programımı yaptığımı ve geri dönemeyeceğimi söyledim. 7 Temmuz günü döndüğümde Daum'un odasına gittim, kendisinden özür diledim. Daum beni anlayışla karşıladı ve tanışma için Aykut Kocaman'ın yanına gitmemi söyledi. Kendisiyle tanıştım; bana ilk olarak 'Sen kaptansın ve herkesten önce burada olman gerekir' dedi. Ben de kendine haklı olduğunu söyledim. " dedi.
KIVILCIM BÜYÜYOR
Eski teknik direktörü ile yaşadıklarına devam eden Alex, "Kocaman ile görüşmemizde kendisine şunu ilave ettim; 'Yılın 11 ayını burada geçiriyorum. Ailemle sadece 1 ay geçiriyorum ve bana verilen programa göre hareket ettim. Bundan sonra problemleri açık açık söyleyeceğim' dedim. Yönetici olarak çok az kontağımız oldu. Teknik direktör olduğunda da problemlerimiz başladı. Ondan sonra birçok kez futbol üzerine görüştük; bu kararların hepsini kabul ettim ama katılmadığımı söyledim. Futbol görüşlerimiz çok farklıydı. Benim görüşüme göre bir futbol takımı sürekli gelişmelidir. Bu antrenmanla sağlanır. Bir oyuncu geriye giderek oynuyorsa, bir sorun vardır. Bu durumu kendisine anlattım ama bana, 'Burası Türkiye, burada antrenmanlar böyle' gibisinden bir cevap verdi." açıklamasında bulundu.
AYKUT KOCAMAN'IN TARZI
Gol sevinçleri hakkında konuşan başarılı isim, "Takımın gol attığı zamanlarda hocanın sevinçlere katılmaması kafamda soru işaretleri oluşturdu. Fenerbahçe gibi bir takımın teknik direktörünün sakinliğini koruması kafama girmedi. Bana Aykut Hoca'nın tarzının bu olduğunu söylediler ama benim kafama girmedi. Dün gördüğüm şeyde çok mutlu oldum. Gökhan Gönül golünden sonra sevince ortak olması bana bir şeylerin değişeceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesini 3 sene uzattılar. Bu da demek olşuyor ki; kendisine güveniyorlardı. Güvenmeseler sözleşmesini uzatmazlardı. Sözleşmesini uzattıktan sonra kulübün futbola bakış açısında değişikler yapacağını söyledi ama benim gördüğüm kadarıyla bir değişiklik olmadı" sözlerini kullandı.
GALATASARAY MAÇI...
Açıklamalarına devam eden Alex de Souza şu ifadeleri kullandı;
"Fenerbahçe'de oynadığım süre içerisinde benim en üzüldüğüm maç olan geçen seneki Galatasaray maçından bahsetmek istiyorum. Kazanmak ya da kaybetmek oyunun parçası. Oynamak ya da yedek kalmak hocanın tercihidir. Maçtan önce sol yağımdaki problem yüzünden Trabzon maçında oynayamadım. Takım çok iyi oynadı. Ve ilk antrenmanda Aykut Hoca'nın odasına giderek; 'takım çok iyi oynadı, tebrik ederim' dedim. Kendi ayağımdan ve ağrılardan bahsettim. Galatasaray maçında çok istememe rağmen oynayacağımı söyledim. Orada bana 'Daha çok ereen. Maç saatien kadar bekleyeceğim. Çünkü sana güveniyorum' dedi. Sonra sağlık ekibiyle bir program yaptım ve neredeyse 7/24 programa devam ettim. Maçtan 2 gün önce doktor Ertuğrul ayağıma anestezi uygulamak istedi. Ben bunu kabul etmedim. Normal şartlarda ayağımın nasıl bir tepki vereceğini görmek istiyordum. Antrenmandan sorna hocanın odasına gittim. Ali Yıldırım ve Hasan da vardı. Ayağımda ağrı hissetmediğimi söyledim; o da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu. Maç için bir stratejisi olduğunu, beni yedek başlatacağını ve 70'te beni oyuna alarak kazanacağımız söyledi. Ben de 'Umarım planlarında yanılırsın; 70'e kadar biz işi bitiririz ve bana da gerek kalmaz' dedim. Sonrasını sizler biliyorsunuz."
ALEX'TEN ÖNEMLİ KONUŞMA
Fenerbahçe'de yaşadıkları olayları açıklayan yıldız futbolcu, "MTK ile oynanan hazırlık maçında bir gol attım. Brezilya'daki arkadaşlarım bana hala takılıyorlar. 'Hocanın tepkisine bakarsak; golü sanırım kendi kalene attın' dediler. İstanbul'a döndüğümde moralim bozulmaya başladı. 4 haftadır konuşması gerekenleri bir türlü benle konuşmadı. Vaslui maçında bende kötüydüm, takım olarak da kötüydük. Bir sonraki hafta Romanya'ya gittik. Vaslui maçından bir gün önce beni çağırdı. 'Bana çözülmesi gereken bir konu var mı?' diye sordu; ben de orada bir patlama yaşadım. Tanıştığımız ilk günden o ana kadar kendisiyle ilgili düşüncelerimi açık yüreklilikle söyledi. O da benim hakkında düşüncelerini açıkça söyledi. Tahmin ediyorum ki işi sonlandıran konuşma o oldu. 18 yıllık kariyerim boyuna birçok insanla tartışma yaşadım ama en ağır yaşadığım tartışma buydu. Bu tartışma 'Şimdi ne olacak?' diye sona erdi. 'Ben de kendisine bugüne kadar nasıl olduysa öyle devam edecek. Sen teknik direktörsün ben oyuncuyum. Ne diyorsan yapacağım' dedim. Süper Kupa maçından önce takımı ikiye ayırdı 11'e 11 olarak. Ben yedek takımdaydım. Galatasaray maçı öncesinde toplantı yaptık. Toplantı sonrasında kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. O da bana iyi bildiklerimi topluma yaralı olmam adına söylememi istedi. Ben de kendisine duruşumun aynı olduğunu ve bu takımın oyuncusu olduğumu söyledim. Benim oynayacağım noktalarla ilgili sorumlarım oldu. Odaya giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. Samet bana oynayacağımı söyledi ve şaşırdım. Çünkü bir gün önce bensiz bir çalışma yaptırmıştı ve olmayacağımı düşünüyorum. Süper Kupa'yı maalesef kaybettik ve Elazığ maçıyla lige başladık." dedi.
"YEDEK KALMAK ÖNEMLİ DEĞİL"
Yedek kalmanın kendisi için sorun teşkil etmediğini ve kırgınlıklarının farklı olduğunu söyleyen Alex de Souza, "Moskova'da maçtan önce bir görüntü izliyorduk. Görüntüyü durdurdu ve 'Bu arada Alex oynamayacak' dedi. Burada problem yedek kalmak değil. Kariyerim boyunca yedek kaldım. Kısa bir süre daha top oynayacağım. Yedek kalma durumum olacaktı. Bunu bir iletişim eksikliği ve belki de saygı eksikliği olarak görüyorum. Aynı ortamdaydık ve yedek kalacağımı daha önce söylemeliydi. Gaziantep maçından önce duran top çalışırken kadroda olmayacağım bilgisi geldi. Yedek kalmak kadroya girmek önemli değil. Hocanın 'Alex'in kafası karışık' söylemlerini kabul edemedim. Bundan sonra ayrılmadan önce Pazartesi günü kararı bana söylediği gün görüştük." ifadelerini kullandı.
"FENERBAHÇE 2. LİGDE OYNASA BİLE..."
Yaşanan süreci anlatmaya devam eden ve önemli bilgiler veren Alex şöyle konuştu;
"Ali Yıldırım ile maçlardan önce görüşürdük; başarılar dilerdi. Başkanın cezaevine girmesinden sonra Ali Koç ve Ali Yıldırım'ı gördük. Bu şekilde ilişkilerimiz gelişti. Ali Yıldırım şike sürecinin başında hepimizi topladı ve toplantı yaptı. Bu toplantıda kulübün zor bir süreçten geçeceğini, ekonomik anlamda zorluklar olacağını ve ayrılmak isteyen varsa bunu kendilerine söylemelerini istedi. Ben kendisine 'Fenerbahçe 2. ligde bile oynasa takımı bırakmayacağım' dedim. Maddi sorunlar yaşanacağını bildiğimi söyledim ama kalacağımı belirttim. Ödemelerle ilgili önümü görmem için nasıl uygun görüyorlarsa bir plan istedim. Çünkü benim de bir ailem var. Türkiye Kupası Finali'nden önce takım kaptanları olarak bir araya geldik. Ben, Aykut Hoca, Bursa'nın hocası ve Ömer Ankara'da bir araya geldik. Orada kaptan Ömer bana 'oynayabilecek misin? 3 gün önce oynayamayacak durumdaydın' dedi. Ben de basının önünde her zaman iyiyim ve 'Karar hocanın' diye cevap verdim. Kupa maçının ardından tatile çıktık. Döndükten sonra Samet'le buluştum ve Samet'i endişeli gördüm. Samet bana Ali Yıldırım'ın kendisine Galatasaray maçında da hazır olduğumu söyleyerek, Aykut Hoca'yı basının önüne attığımı söylemiş. Kimseyi kimsenin önüne atmak niyetinde değildim. Ve Ali Yıldırım'ın borcu yoktur kağıdını imzalamadığımdan dolayı bana kızgın olduğunu söyledi. Ve bana 'Çok iyi ilişkileri var, onu çok seviyorlar. Onunla ilgili bir karar almak için hatasını bekleyeceğim' diye mesaj göndermiş. Bunları söylemesine üzülmedim. Yüz yüze bakıyorduk ve bunları yüzüme söyleyebilirdim"
YOUNG BOYS MAÇI VE KOCAMAN'IN KARARI
Young Boys maçının ardından kendisini takımda Aykut Kocaman'ın tuttuğunu belirten Brezilyalı yıldız, "Başkana Ali Yıldırım'ın aksine çok büyük saygı duyuyorum. Başkanla bazen çok iyi, bazen çok kötü ilişkilerimiz oldu. Ama her zaman açık ve birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. 2011 yılında Murat Özaydınlı ile birlikte sözleşmemi uzattık. Mali işlerle o ilgileniyordu. Birçok şey konuşuyorduk ama anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin çok uzadığını söyledi. Yarım saat içerisinde bu işi halettik. Bunlar başkanla yaşadığım çok önemli anlardan ikisiydi. Aykut Hoca işe başladığında; Young Boys maçı ile birlikte sıkıntılı bir döneme girdik. Maçtan sonra başkan beni çağırdı ve 'Yarın sabahtan itibaren kulüple ilişkini kes' dedi. Eve döndüm ve eşimle konuştum. Young Boys maçını kaybetmem için takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Transfer dönemine az bir süre kala takım bulmam gerekiyordu. Samandıra'ya gidip eşylarımı toplamaya başladım. Aykut Kocaman beni yanına çağırdı. O gün kulüpte kalmamın nedeni Aykut Kocaman'dır. Kendisine o gün için teşekkür ederim. Bana sakin olmamı söyledi ama ben ona kovulduğumu söyledim. Sonra bir haber geldi başkan beni stada çağırdı. Daha sonra bana söylediklerini unutmamı ve çalışmama devam etmemi istediğini söyledi. Bu da ilişkimizin çok negatif taraflarından biriydi. Düşüncesinin yanlış olduğunu göstermek için bana ayrı bir motivasyon sağladı. O gün benim için çok zordu. Ancak elimden gelenin fazlasını yaptım." dedi.
"EN ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY..."
Alex de Souza, "Gaziantep maçından sonrası başkanın bana twitter ile ilgili söylediklerine katılıyorum. Sonrasında bir dergiye verdiğim röportajla ilgili konuştuk. Kulüp içi siyasetle ilgili bir şeyler söyledi. Beraber olduğum insanların kulüp için siyaset yaptığını söyledi. Ben böyle şeyler içinde olmadım. Kendisine futbol konuşmak istiyorum dedim. O da bana Aykut Hoca ile konuşmamı söyledi. Aykut Kocaman ile konuşamadığımızı belirttim. Sonrasında kadro dışı kaldım biliyorsunuz. Maça gidip gitmeme konusunda karasız kaldım. Kızlarım ben oynamadığım için maça gelmek istemedi. Ben de en küçük oğlum Felipe'yi aldım. Zaten ona sormama gerek yok, o topa deli oluyor. En üzüldüğüm şey; başkan sahaya inerek yedek kulübesinin önünde top oynamamı sizlere ilgi odağı olmak için yaptığımı düşünmüş. Bu hayatımda en kırıldığım andı. Çünkü benim kimsenin ilgisini çekmek için 2 yaşındaki bir çocuğun formalı görüntüsüne ihtiyacım yok. Ben de kendisine çok basit bir soru sordum; "Geçen sene siz yoktunuz ama benim çocuğum yine sahada top oynuyordu. Bunu güzel bi görüntü olarak görüyordunuz, şimdi ne değişti?" dedim. Sonra Ali Yıldırım odadaydı ve onunla konuşmam gerektiğini söyledi. Ben o gün ayrılmak istediğimi ve sözleşmemi feshetmek istediğimi söyledim. Fenerbahçe Kulübü'nün gelişimin önünde engel olduğumu düşündüm ve önlerini açmak istedim." açıklamasını yaptı.

"TAKIMDAN AYRILMAK İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM"
Takımdan ayrılmasıyla ilgili sürecin sonuna gelen sarı-lacivertli eski oyuncu, "Bu twitter ve kulüp içi siyasi şeylerle ilgili konuşmamızın ardından başkanın morali biraz iyiydi. Ve bana 'Ben eşimle, sen eşinle ve Aykut Hoca da eşiyle birlikte yemeğe çıkalım, sorunlarımızı' çözelim dedi. Ben de başkana sorunun ailevi olduğu değil, futbolla ilgili olduğunu söyledim. Kasımpaşa maçını kaybettik. Devre arasında Stoch ile birlikte oyundan alındık. Duş aldım ve soyunma odasından çıktım. Görevliye 'Arkadaşlarım nerede?' dedim. Volkan'ın koruduğu kalenin arkasında kaleci Serkan ve kulüp görevlileri vardı. Ben de oraya gittim. şaşırtıcı bir şekilde bu davranışım tepki çekti. Ben sadece diğer çalışanlarla birlikte maçı izledim. Maçın ardından soyunma odasında Aykut Kocaman herkesre teşekkür etti. Futbolda hiç duymadığım bir şey söyledi. İyi ya da kötü yaptığımız her şey için teşekkür etti ve arkasını dönerek gitti. Sonra Ali Yıldırım odaya geldi takım hakkında konuştu ve gitti. Sonra Aziz Yıldırım geldi. 'Oyuncular arasında sorun var mı?' dedi. 'Gitmek isteyen varsa gitsin' dedi. Sonra Volkan oyuncular arasında toplantı yapmamız gerektiğini söyledi. 'Kimsenin kimseyle arasında problem var mı?' diye sordu. Ben 8 senedir buradayım hiçbir sorun görmedim dedim. Sonra benim hocayla sorunumu belirttim. Ben takımdan ayrılmak istediğimi söyledim. Maç sonrasında antrenmanda Aykut Hoca ile konuştuk. Bana zor bir karar olduğunu ama kadro dışı kaldığımı söyledi. Ben de kendisine bu kararın nedenini sordum. Futbolcu disiplin ile ilgili bir suç işlememişse kadro dışı kalmaz. Bana soyunma odasında iki liderin olmayacağını söyledi. Ve 'Soyunma odasında o kadar büyük bir yer tutuyorsun ki seni takımdan ayırmak durumdayız' dedi. Takımla çalışamayacağımı söyledi. Takım çift antrenman yapıyorsa başşka bir yere gitmemi söyledi. Ben de ona 'Bu karar senin mi yoksa kulübün mü kararı?' dedim. Bana futbıolla ilgili kendi kararı olduğunu söyledi. Sözleşmemle ilgili detayları kulübün alacağını söyledi. Bana bir kere kendisinin hocası olduğunu hissetiğini söyledi. Ben de ona asıl sorunun bu olduğunu ve her zaman hocaya ihtiyaç duyduğumu söyledim." dedi.
İPLER KOPTU
Aziz Yıldırım ile toplantısı hakkında konuşan Alex, "15 dakika geç kaldığım doğru. İstanbul gibi bir yerde bu çok normal. Ben onları 7 Eylül'den beri toplantı için bekledim. Bu yüzden 15 dakika sorun olmaz. Tweet atmamı söyledi. Eşimle konuşuyordum ve durumu analiz ediyordum. İki kızım okuldaydı, büyük ihtimalle kadro dışı kaldığım benden önce başkaları tarafından onlara iletilecekti. Ve başkanın sekreterinin önünde eşime 'Şu anda toplantıya giriyorum' diye mesaj attım ve telefonu kapatarak masanın üzerine koydum. Başkan bana 'Konuşabilirsin' dedi. Ben de kadro dışı kaldığımı ve görüşünün ne olduğunu sordum. 'Karar senin ve kalmak istiyorsan kal ama takımla çalışamayacaksın' dedi. Elini uzattı bana teşekkür etti. Ben de elimi uzatarak 'Kulüp için bundan sonra her şeye hazırım' dedim. Sonra avukatın odasına geçtim. Avukat bana 'Kulüpten birisiyle basın toplantısı düzenleyerek kulüpten düzgün bir şekilde ayrılıp ayrılmayacağını göstermek istiyor musun? dedi. Ben de kendisine erken olduğunu, sabah evden kaptan ayrıldığımı ve eve işsiz döndüğümü söyledim." açıklamasını yaptı.

ÇOCUKLARININ OKULU
Fenerbahçe'ye geliş ve ayrılış sürecini açıklayan deneyimli futbolcu, "Cruizero'da oynarken antrenman sahasına bir Türk geldi. O zamanlar benimle Valencia da ilgileniyordu. Brezilya ve İspanya futbolu hakkında konuştuk. Bir hafta sonra beni Fabio Luciano aradı. Luciano bana 'Türk gazetelerinde senin Türk futbolu hakkında görüşlerin çıktı' dedi. Türkiye'ye geldim, otele yerleştim. Orada ilk gördüğüm insan Brezilya'da benimle konuşan kişiydi. Herkesi bir tutmak istemiyorum ama Türkiye'de bazı haberlerin altına imza atılmıyor. Yanımızdaki bir çalışan kısa bir süre önce evlendi. Oradaki görüntülerim basın tarafından 'Ben eğleniyorum' diye yanlış aktarıldı. Eminim siz de bir sevdiğinizin düğününe gidip onların mutluluğuna eşlik ediyorsunuz. Ayrıca çocuklarımın okuluna yarı dönemlik ödeme yaptığım söylendi. Bu da yanlıştı; okul parasını peşin ödemiştim. Ben geçtiğimiz günlerde okula giderek ayrılacağımız için yaptığım ödemeyi geri almak istediğimi söyledim. Onlar da bana ödeme yapacaklarını söyledi. Bazı gazeteler Hakan Bilal Kutlualp ile ortaklık içinde olduğumu söyledi. Bazı gazeteler benim Ferih Şahenk ile hareket ettiğimi söyledi. Kendisiyle Avrupa maçlarında karşılaştık ama bir araya sadece bir kere geldik. Bunda Aykut Hoca, Rıdvan, Samet ve ben vardım. Onların ne konuştuğunu bilmiyorum ama ben kendisinden araba almak için indirim istiyordum. Volkan Ballı ile 3-4 sene çalıştık. Ayrılmasının ardından 2-3 kere konuştuk. Olanlarda basının da etkisi var. Genelleme yaptığım için özür dilerim ama çıkan haberler güzel olmuyor. Temmuz 2004-1 Ekim 2012 tarihleri arasında büyük bir adanmışlıkla görevimi yapmaya çalıştım. Yaptığım tek iş birliği saha içindeki iş birliğiydi. İş birliği içinde insanlar, Pierre, Semih, Niang gibi insanlardı. Gitmek istememdeki en büyük nedenlerden biri bu siyaset sözleriydi. Beni farklı yerlere çektiler ama ben Fenerbahçe'nin oyuncusuydum. Sizlere (basın) de teşekkür ederim. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama taraftarın duygularını paylaşacak bir taraftar kazandı. Mükkemmel bir senem geçti. Sadece Fenerbahçe değil teşekkürüm. Bu hafta içinde gördüm, belki bir daha göremem ama Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana destek oldu ve ilgi gösterdi. En içten dileklerimi onlara da gönderiyorum. Aileme destek oldukları için de teşekkürler. Hepinize içten teşekkür ediyorum." sözlerini kullandı.
"BELKİ BİR DAHA BUNU GÖREMEM"
Kendisini destekleyenler hakkında konuşan Alex de Souza, "Sizlere (basın) de teşekkür ederim. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama taraftarın duygularını paylaşacak bir taraftar kazandı. Mükemmel bir senem geçti. Sadece Fenerbahçe değil teşekkürüm. Bu hafta içinde gördüm, belki bir daha göremem ama Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana destek oldu ve ilgi gösterdi. En içten dileklerimi onlara da gönderiyorum. Aileme destek oldukları için de teşekkürler. Hepinize içten teşekkür ediyorum." dedi.
"TÜRKÇE KONUŞUYORUM"
Türkçe'yi öğrendiğini söyleyen yıldız futbolcu, ""Türkçe konusunda başlayalım. 2004 yılında geldiğimde herkes bana 'Türkçe Konuşma işine yaramaz. İngilizce öğren' dediler. İlk 3 sene takımda Türkçe duymadım. Zico geldiğinde Fenerbahçe'de 40 tane Brezilyalı vardı. Aileler, yardımcılar derken 40 kişi buluyorduk. Can Arat mesela iyi Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi. Aragones'ten sorna takımda Türkçe konuşulmaya başlandı. Saha dışında çok yakınım yoktu. Sonra ders almaya başladım. Şu an Türkçe konuşuyorum dersem; yalan söylerim. Bazılarınızla bire bir konuşmalarımız olmuştur. Artık gittiğim yerlerde tercüman ihtiyacı duymuyorum. Türkçe konuşarak ihtiyacımı halledebiliyorum. Yüzde 100 konuşuyorum diyemem. Aykut Hoca'nın başladığı son 3 senede takımda Türkçe duymaya başladım. Belki yazarak daha iyi kendimi ifade edebilirim. Ancak konuşurken kendimi dahaya ifade edebilirim." açıklamasını yaptı
TWITTER MESAJ DEĞİL
Twitter üzerinden Teknik direktör Aykut Kocaman'a mesaj göndermediğini belirten Alex şöyle konuştu;
"Twitter konusunda yazdıklarım Aykut Hoca'ya mesaj değildi. Çünkü ne yazdıysam; hepsini kendisine söyledim. Yazdıklarım içinden bir kelime çekilip Türkçe'ye çevrildi. Mesajlaştığım kişi Brezilya'da çok ünlü bir şarkıcı. Kendisine bu sözlerimi daha önce defalarca söyledim ama hiçbir zaman haber olmadı. Ben kimsenin arkasından mesaj göndermedim. Söyleyeceklerim insanların yüzüne söyledim. Ben Aykut Hoca'ya mesaj göndermedim."

"SAMET BASKI ALTINDAYDI"
Aziz Yıldırım'ın bacak bacak üstüne attığını söylemesi üzerine konuşan Alex, "Ben her zaman bacak bacak üstüne atarım, oturma şeklim budur. Başkan geldiğinde elimde telefon ile oynadığımı söyledi. Doğruydu çünkü eşime mesaj attım. Samet baskı altında mıydı derseniz; evet baskı altındaydı. Ama söylediği şeyler doğruydu. Bunları ben de anlattım. Samet ile henüz görüşmedim. Buraya girerken gelişmelerden haberim oldu. Fenerbahçe'den ayrılmadım. Bir parçam hala burada. Başbakan, Samet aracılığıyla beni aradı. 8 yıllık süreyle ilgili olarak beni tebrik etti. Bana gidiş tarihim belli olduğunda bilgi vermemi istedi. " dedi.
Kişiliği hakkında konuşan 35 yaşındaki futbolcu, "İnsanlar şiddet içermediği sürece herkesi eleştirebilir veya protesto edebilir. Demokratik ülkelerde bu böyle. Herkese eşit saygıyı gösteririm. Başkan da aşçı da insan olduğu için aynı saygıyı hak eder. Ama tek fark sahadaki Alex daha ciddidir. Saha dışında biraz daha espriliyimdir. Ben fikirleri olan bireyim. Birileri bir şey sorduğumda fikrimi rahatça söylerim. Şahsi olarak kimseye bir şeyim yok. Herkese başarılar diliyorum. Başkana da dava sürecinde bol şans diliyorum. Umarım istediği yönde bir karar çıkar. Kendisiyle ilgili bir sorunum yok." ifadelerini kullandı.
ALEX BAŞKAN OLURSA...
Soyunma odasınına inilmesinin yanlış olduğunu açıklayan Alex de Souza şöyle konuştu;
"Bence soyunma odası futbolla ilgili insanların bulunduğu kutsal bir alandır. Başkan futbolla alakalı değildir. Bazı teknik direktörler benim gibi düşünür, bazıları düşünmez. Eğer ben teknik direktör olursam; henüz karara vermedim ama soyunma odamı bu tarz durumlardan koruyacağım. Başkanın her türlü hesap sormaya hakkı vardır ama soyunma odası futbolu yöneten kişilere aittir. Soyunma odalarında problemler olur ama sadece orada olanların bunu bilmesi yeterli."
Eski teknik direktörü hakkında, "Zico hayatımda tanıdığım en iyi insanlardan bir tanesi. Liderlik vasıfları en üst düzeyde insanlardan bir tanesi. Karizması fantastik ama Zico çalıştığım en iyi teknik direktörlerden biri değildi. Bunu da başkana konuşmamızda söyledim" diyen Alex, basın mensuparına, "Kasımpaşa maçında olayların merkezindeydim ve bu yüzden her şeyi anlattım. Emre-Aykut olayında, olayın parçası değildim. Bu durumu onlara sorabilirsiniz. Bana soyunma odasıyla biriyle kavga ettiğimi sorarsanız anlatırım. Diğer konula ilgili olarak muhattaplara soru sormanız gerekiyor." açıklamasını yaptı.
ZİYARET VE FELIPE'NİN...
"Fenerbahçe'de hiçbir futbolcuyla problemmim olmadı. Tartışma oldu ama problem olmadı. Dün sabah 11'de Volkan ile görüştüm. Maçtan sonra evde olup olmayacağımı sordu. Bana takım arkadaşlarıyla birlikte ziyarete gelmek istediğini söyledi. Ben de kapımın her zaman açık olduğunu söyledim. Maçtan çıktıkları için doğal olarak açlardı. Kahve, çay içtik. Benle vedalaştılar ve iyi dileklerini sundular. Oğlumun (Felipe) en çok sevdiği kişilerden biri Volkan'dır. Şahsi olarak başkan ve hocayla da problemlerimiz olmadı. Görüş farklılıkları yüzünden bu noktaya geldik."
"DUYGUSALLAŞIP AĞLIYORUZ"
Şükrü Saracoğlu'ndaki loca hakkında sorulan soruyu cevaplayan Brezilyalı futbolcu, "Loca eşime ait. Ne yapacak bilmiyorum. Ama şanslı Türkler bizden sonra orada maçı izleyecek." dedi.
Türkiye'den ayrılması konusunu açıklayan Alex, "Bir yemek olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkes milli takıma gitti. Zaten ara ara duygusallaşıp ağlıyoruz. Böyle bir veda yemeğini kaldıracak durumda değilim. Ve insanlar beni yemeğe davet ettiğinde de bunu söyledi. Kesin dönüş yapıyorum ve toplamam gereken bir sürü de eşya var." dedi.
AZİZ YILDIRIM GÖRÜŞLERİ
Aziz Yıldırım ile ilgili önemli ifadeler kullanan yetenekli futbolcu, "Kulüp içerisindeki muhtemel başkan ya da yönetici kimdir bilmiyorum. Aday olan da kimse var mı bilmiyorum ama tek bildiğim başkan Aziz Yıldırım'dır. Zaten kulüpteki hayatıma da bakaca olursanız, ailem ve hep dostlarımlaydım. Ben kulüple ilgili bir siyaset yapmadım ve bu yönde kimseyle görüşmedim. Bence teknik direktör olmayı düşünüyor musunuz diye sormalıydınız. Ben hala futbolcuyum ve 2 sene daha futbol oynamak istiyorum. Kulüp içi siyaset ve politika olayları bana komik geliyor. Ciddi anlamda kimseyi tanımıyorum. Hatta Fenerbahçe yönetimiyle karşı karşıya gelsek, 3-4 kişinin ismini söyleyebilirim. Başkan Fenerbahçe'ye arka çıkıyor, Aykut Kocaman'a değil. Sorunu bu şekilde halletti. Onun yaptığı Fenerbahçe'yi korumak. Başkan Fenerbahçe'yi çok seven bir insan. Bana anlatılanlar ve gördüklerim kadarıyla Fenerbahçe çok gelişti. Bir gün mutlaka ayrılacaktır ama o güne kadar görevini en iyi şekilde yapacaktır." ifadelerini kullandı.
BİR İSTEĞİ VAR
Açıklamalarının sonuna gelen Alex şu ifadeleri kullandı;
"1 Ekim'den itibaren Fenerbahçe kariyerim sona erdi. Tanrı bana her zaman çok şey verdi. Yüzsüzlük yapmak istemiyorum ama son jübile maçımı Kadıköy'de yapmak isterim. Kimseyle transfer görüşmesi yapmıyorum. Sadece taşınma işlerini hallediyorum. Oraya gidince görüşmelerimiz olacak. Heykeli taraftarın bir çılgınlığı olarak görüyorum. Heykeli dikilecek kadar bir şey yapmadım. Yapanların hissiyatını da tartışmaya açacak değilim. Yapmam gereken tek şey onlara saygı duymak"
Marriott Otel Asia'da düzenlenen basın toplantısı öncesinde çevik kuvvet tedbir amaçlı güvenlik önlemleri aldı. Bu arada az sayıada Fenerbahçe taraftarı otel önünde toplandı. Türkiye'de son kez basının karşısında çıkan Alex de Souza, birbirinden çarpıcı ifadeler kullandı.
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
İşte 127 dakika süren toplantı ve tüm gelişmeler..."HAYATIM BOYUNCA BU KADAR AĞLAMADIM"
Açıklamalarına taraftara seslenerek başlayan Alex de Souza, "Sizlerle beraber geçirdiğim bu süre için hepinize teşekkür ediyorum. İlk geldiğimden günden itibaren davranışlarından dolayı Fenerbahçe taraftarına teşekkür ediyorum. Pazartesi günü sözleşmemi feshettikten sonra taraftarın göstermiş olduğu reaksiyonu en güzel rüyalarımda bile göremezdim. Onlara çok teşekkür ediyorum. Geçen hafta 35 yaşına bastım. Hayatım boyunca son hafta ağladım kadar ağlamamıştım. Çok duygusal bir hafta geçirdim. En içten dileklerim bunlar. Fenerbahçe taraftarının bundan sonraki süreçte mutlu olmasını istiyorum. Çünkü geldiğim günden bugüne bana çok iyi davrandılar." dedi.

SAMET'İ NASIL TANIDI?
Tercüman Samet Güzel'e değinen Brezilyalı futbolcu, "Bu sürecin nasıl geliştiğini anlatacağım. Ondan önce bana destek olan Samet'e teşekkür etmek istiyorum. Geçen hafta havaalanından, bugün istifa etmesine kadar çok zor bir dönem geçirdiğini tahmin ediyorum. Bu o yaşta biri için hiç kolay değil. Ben onu Fenerbahçe formasıyla benden imza almak isteyen biri olarak tanıdım. Yaşadıkları kolay şeyler değil." şeklinde konuştu.
NEDEN PAZARTESİ GÜNÜ?
35 yaşındaki oyuncu, "Basın toplantısını yapıp yapmamak için tereddütlerim vardı. Derbi sonrasında konuşmayı seçtim. Bazı yorumlar okuduğum için; söylemek gereği duydum. Yönetim Cuma günü yaptı diye ben bu toplantıyı Pazartesi günü yapmadım. Takımın durumundan dolayı bugünü tercih ettim. Kulübün toplantısında ne söyleyecekleri beni ilgilendirmiyor. Kendi sorularımı başkanla öyle ya da böyle çözdük. Fenerbahçe'de takıma faydalı olduğumu düşünüyorum. Şimdi benim gözümden bu sürece nasıl geldik onu anlatacağım." ifadelerini kullandı.
ALEX'İN KEŞKELERİ...
Süreci anlatmaya başlayan Alex de Souza, şöyle konuştu;
"Bu konu hakkında çok düşündüm. Olayın 5 ayağı var. Önce kendim, sonra Aykut Kocaman, sonra Ali Yıldırım, sonra basın bu süreçte etkili olduk. Başımıza eğer bir şeyler geliyorsa; mutlaka bundan sizin de rolünüz vardır. En büyük hatam kulübü bazı durumlarda yaralayıcı davranışlarda bulunmamdı. Twitter'ı yanlış bir şekilde kullandım. Bazı insanlara mesajlara smsler gönderdim. Belki göndermesem daha iyiydi. Mesajın içeriğinde bir hata yoktu, ancak gönderdiğim kişilere göndermeyip bende kalsaydı, daha iyi olacaktı. Bana verilen borcu yoktu kağıdır var. O konuda Ali Yıldırım ile bir tartışmamız oldu. O konuda da öyle davranmamam gerekirdi."
KOCAMAN İLE İLK BULUŞMA
Yanlış anlaşılmalara değinen Fenerbahçe'nin eski kaptanı, "Aykut Kocaman konusunu sportif direktör ve teknik direktör olarak ikiye bölmek istiyorum. Aragones ile son maçımızda 7 Temmuz'a kadar tatile olacaktık. O maçı kazandık ve ülkeme döndüm. O sırada Aragones ayrıldı ve Aykut Kocaman sportif direktör oldu. Sonrasında dönüş tarihi değişti. 20-22 Haziran civarlarında Samet beni arayarak tarihin değiştiğini söyledi. Ben programımı yaptığımı ve geri dönemeyeceğimi söyledim. 7 Temmuz günü döndüğümde Daum'un odasına gittim, kendisinden özür diledim. Daum beni anlayışla karşıladı ve tanışma için Aykut Kocaman'ın yanına gitmemi söyledi. Kendisiyle tanıştım; bana ilk olarak 'Sen kaptansın ve herkesten önce burada olman gerekir' dedi. Ben de kendine haklı olduğunu söyledim. " dedi.
KIVILCIM BÜYÜYOR
Eski teknik direktörü ile yaşadıklarına devam eden Alex, "Kocaman ile görüşmemizde kendisine şunu ilave ettim; 'Yılın 11 ayını burada geçiriyorum. Ailemle sadece 1 ay geçiriyorum ve bana verilen programa göre hareket ettim. Bundan sonra problemleri açık açık söyleyeceğim' dedim. Yönetici olarak çok az kontağımız oldu. Teknik direktör olduğunda da problemlerimiz başladı. Ondan sonra birçok kez futbol üzerine görüştük; bu kararların hepsini kabul ettim ama katılmadığımı söyledim. Futbol görüşlerimiz çok farklıydı. Benim görüşüme göre bir futbol takımı sürekli gelişmelidir. Bu antrenmanla sağlanır. Bir oyuncu geriye giderek oynuyorsa, bir sorun vardır. Bu durumu kendisine anlattım ama bana, 'Burası Türkiye, burada antrenmanlar böyle' gibisinden bir cevap verdi." açıklamasında bulundu.
AYKUT KOCAMAN'IN TARZIGol sevinçleri hakkında konuşan başarılı isim, "Takımın gol attığı zamanlarda hocanın sevinçlere katılmaması kafamda soru işaretleri oluşturdu. Fenerbahçe gibi bir takımın teknik direktörünün sakinliğini koruması kafama girmedi. Bana Aykut Hoca'nın tarzının bu olduğunu söylediler ama benim kafama girmedi. Dün gördüğüm şeyde çok mutlu oldum. Gökhan Gönül golünden sonra sevince ortak olması bana bir şeylerin değişeceğini gösterdi. Sonra hocanın sözleşmesini 3 sene uzattılar. Bu da demek olşuyor ki; kendisine güveniyorlardı. Güvenmeseler sözleşmesini uzatmazlardı. Sözleşmesini uzattıktan sonra kulübün futbola bakış açısında değişikler yapacağını söyledi ama benim gördüğüm kadarıyla bir değişiklik olmadı" sözlerini kullandı.
GALATASARAY MAÇI...
Açıklamalarına devam eden Alex de Souza şu ifadeleri kullandı;
"Fenerbahçe'de oynadığım süre içerisinde benim en üzüldüğüm maç olan geçen seneki Galatasaray maçından bahsetmek istiyorum. Kazanmak ya da kaybetmek oyunun parçası. Oynamak ya da yedek kalmak hocanın tercihidir. Maçtan önce sol yağımdaki problem yüzünden Trabzon maçında oynayamadım. Takım çok iyi oynadı. Ve ilk antrenmanda Aykut Hoca'nın odasına giderek; 'takım çok iyi oynadı, tebrik ederim' dedim. Kendi ayağımdan ve ağrılardan bahsettim. Galatasaray maçında çok istememe rağmen oynayacağımı söyledim. Orada bana 'Daha çok ereen. Maç saatien kadar bekleyeceğim. Çünkü sana güveniyorum' dedi. Sonra sağlık ekibiyle bir program yaptım ve neredeyse 7/24 programa devam ettim. Maçtan 2 gün önce doktor Ertuğrul ayağıma anestezi uygulamak istedi. Ben bunu kabul etmedim. Normal şartlarda ayağımın nasıl bir tepki vereceğini görmek istiyordum. Antrenmandan sorna hocanın odasına gittim. Ali Yıldırım ve Hasan da vardı. Ayağımda ağrı hissetmediğimi söyledim; o da bana teşekkür etti. Maç günü öğle yemeğinde benle konuştu. Maç için bir stratejisi olduğunu, beni yedek başlatacağını ve 70'te beni oyuna alarak kazanacağımız söyledi. Ben de 'Umarım planlarında yanılırsın; 70'e kadar biz işi bitiririz ve bana da gerek kalmaz' dedim. Sonrasını sizler biliyorsunuz."
ALEX'TEN ÖNEMLİ KONUŞMA
Fenerbahçe'de yaşadıkları olayları açıklayan yıldız futbolcu, "MTK ile oynanan hazırlık maçında bir gol attım. Brezilya'daki arkadaşlarım bana hala takılıyorlar. 'Hocanın tepkisine bakarsak; golü sanırım kendi kalene attın' dediler. İstanbul'a döndüğümde moralim bozulmaya başladı. 4 haftadır konuşması gerekenleri bir türlü benle konuşmadı. Vaslui maçında bende kötüydüm, takım olarak da kötüydük. Bir sonraki hafta Romanya'ya gittik. Vaslui maçından bir gün önce beni çağırdı. 'Bana çözülmesi gereken bir konu var mı?' diye sordu; ben de orada bir patlama yaşadım. Tanıştığımız ilk günden o ana kadar kendisiyle ilgili düşüncelerimi açık yüreklilikle söyledi. O da benim hakkında düşüncelerini açıkça söyledi. Tahmin ediyorum ki işi sonlandıran konuşma o oldu. 18 yıllık kariyerim boyuna birçok insanla tartışma yaşadım ama en ağır yaşadığım tartışma buydu. Bu tartışma 'Şimdi ne olacak?' diye sona erdi. 'Ben de kendisine bugüne kadar nasıl olduysa öyle devam edecek. Sen teknik direktörsün ben oyuncuyum. Ne diyorsan yapacağım' dedim. Süper Kupa maçından önce takımı ikiye ayırdı 11'e 11 olarak. Ben yedek takımdaydım. Galatasaray maçı öncesinde toplantı yaptık. Toplantı sonrasında kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. O da bana iyi bildiklerimi topluma yaralı olmam adına söylememi istedi. Ben de kendisine duruşumun aynı olduğunu ve bu takımın oyuncusu olduğumu söyledim. Benim oynayacağım noktalarla ilgili sorumlarım oldu. Odaya giderken oynayıp oynamayacağımı bilmiyordum. Samet bana oynayacağımı söyledi ve şaşırdım. Çünkü bir gün önce bensiz bir çalışma yaptırmıştı ve olmayacağımı düşünüyorum. Süper Kupa'yı maalesef kaybettik ve Elazığ maçıyla lige başladık." dedi.
"YEDEK KALMAK ÖNEMLİ DEĞİL"
Yedek kalmanın kendisi için sorun teşkil etmediğini ve kırgınlıklarının farklı olduğunu söyleyen Alex de Souza, "Moskova'da maçtan önce bir görüntü izliyorduk. Görüntüyü durdurdu ve 'Bu arada Alex oynamayacak' dedi. Burada problem yedek kalmak değil. Kariyerim boyunca yedek kaldım. Kısa bir süre daha top oynayacağım. Yedek kalma durumum olacaktı. Bunu bir iletişim eksikliği ve belki de saygı eksikliği olarak görüyorum. Aynı ortamdaydık ve yedek kalacağımı daha önce söylemeliydi. Gaziantep maçından önce duran top çalışırken kadroda olmayacağım bilgisi geldi. Yedek kalmak kadroya girmek önemli değil. Hocanın 'Alex'in kafası karışık' söylemlerini kabul edemedim. Bundan sonra ayrılmadan önce Pazartesi günü kararı bana söylediği gün görüştük." ifadelerini kullandı.
"FENERBAHÇE 2. LİGDE OYNASA BİLE..."Yaşanan süreci anlatmaya devam eden ve önemli bilgiler veren Alex şöyle konuştu;
"Ali Yıldırım ile maçlardan önce görüşürdük; başarılar dilerdi. Başkanın cezaevine girmesinden sonra Ali Koç ve Ali Yıldırım'ı gördük. Bu şekilde ilişkilerimiz gelişti. Ali Yıldırım şike sürecinin başında hepimizi topladı ve toplantı yaptı. Bu toplantıda kulübün zor bir süreçten geçeceğini, ekonomik anlamda zorluklar olacağını ve ayrılmak isteyen varsa bunu kendilerine söylemelerini istedi. Ben kendisine 'Fenerbahçe 2. ligde bile oynasa takımı bırakmayacağım' dedim. Maddi sorunlar yaşanacağını bildiğimi söyledim ama kalacağımı belirttim. Ödemelerle ilgili önümü görmem için nasıl uygun görüyorlarsa bir plan istedim. Çünkü benim de bir ailem var. Türkiye Kupası Finali'nden önce takım kaptanları olarak bir araya geldik. Ben, Aykut Hoca, Bursa'nın hocası ve Ömer Ankara'da bir araya geldik. Orada kaptan Ömer bana 'oynayabilecek misin? 3 gün önce oynayamayacak durumdaydın' dedi. Ben de basının önünde her zaman iyiyim ve 'Karar hocanın' diye cevap verdim. Kupa maçının ardından tatile çıktık. Döndükten sonra Samet'le buluştum ve Samet'i endişeli gördüm. Samet bana Ali Yıldırım'ın kendisine Galatasaray maçında da hazır olduğumu söyleyerek, Aykut Hoca'yı basının önüne attığımı söylemiş. Kimseyi kimsenin önüne atmak niyetinde değildim. Ve Ali Yıldırım'ın borcu yoktur kağıdını imzalamadığımdan dolayı bana kızgın olduğunu söyledi. Ve bana 'Çok iyi ilişkileri var, onu çok seviyorlar. Onunla ilgili bir karar almak için hatasını bekleyeceğim' diye mesaj göndermiş. Bunları söylemesine üzülmedim. Yüz yüze bakıyorduk ve bunları yüzüme söyleyebilirdim"
YOUNG BOYS MAÇI VE KOCAMAN'IN KARARI
Young Boys maçının ardından kendisini takımda Aykut Kocaman'ın tuttuğunu belirten Brezilyalı yıldız, "Başkana Ali Yıldırım'ın aksine çok büyük saygı duyuyorum. Başkanla bazen çok iyi, bazen çok kötü ilişkilerimiz oldu. Ama her zaman açık ve birbirimizin gözünün içine bakarak konuştuk. 2011 yılında Murat Özaydınlı ile birlikte sözleşmemi uzattık. Mali işlerle o ilgileniyordu. Birçok şey konuşuyorduk ama anlaşmaya varamıyorduk. Başkan odaya girdi ve bu işin çok uzadığını söyledi. Yarım saat içerisinde bu işi halettik. Bunlar başkanla yaşadığım çok önemli anlardan ikisiydi. Aykut Hoca işe başladığında; Young Boys maçı ile birlikte sıkıntılı bir döneme girdik. Maçtan sonra başkan beni çağırdı ve 'Yarın sabahtan itibaren kulüple ilişkini kes' dedi. Eve döndüm ve eşimle konuştum. Young Boys maçını kaybetmem için takımda olmama gerek olmadığını söyledi. Transfer dönemine az bir süre kala takım bulmam gerekiyordu. Samandıra'ya gidip eşylarımı toplamaya başladım. Aykut Kocaman beni yanına çağırdı. O gün kulüpte kalmamın nedeni Aykut Kocaman'dır. Kendisine o gün için teşekkür ederim. Bana sakin olmamı söyledi ama ben ona kovulduğumu söyledim. Sonra bir haber geldi başkan beni stada çağırdı. Daha sonra bana söylediklerini unutmamı ve çalışmama devam etmemi istediğini söyledi. Bu da ilişkimizin çok negatif taraflarından biriydi. Düşüncesinin yanlış olduğunu göstermek için bana ayrı bir motivasyon sağladı. O gün benim için çok zordu. Ancak elimden gelenin fazlasını yaptım." dedi.
"EN ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY..."
Alex de Souza, "Gaziantep maçından sonrası başkanın bana twitter ile ilgili söylediklerine katılıyorum. Sonrasında bir dergiye verdiğim röportajla ilgili konuştuk. Kulüp içi siyasetle ilgili bir şeyler söyledi. Beraber olduğum insanların kulüp için siyaset yaptığını söyledi. Ben böyle şeyler içinde olmadım. Kendisine futbol konuşmak istiyorum dedim. O da bana Aykut Hoca ile konuşmamı söyledi. Aykut Kocaman ile konuşamadığımızı belirttim. Sonrasında kadro dışı kaldım biliyorsunuz. Maça gidip gitmeme konusunda karasız kaldım. Kızlarım ben oynamadığım için maça gelmek istemedi. Ben de en küçük oğlum Felipe'yi aldım. Zaten ona sormama gerek yok, o topa deli oluyor. En üzüldüğüm şey; başkan sahaya inerek yedek kulübesinin önünde top oynamamı sizlere ilgi odağı olmak için yaptığımı düşünmüş. Bu hayatımda en kırıldığım andı. Çünkü benim kimsenin ilgisini çekmek için 2 yaşındaki bir çocuğun formalı görüntüsüne ihtiyacım yok. Ben de kendisine çok basit bir soru sordum; "Geçen sene siz yoktunuz ama benim çocuğum yine sahada top oynuyordu. Bunu güzel bi görüntü olarak görüyordunuz, şimdi ne değişti?" dedim. Sonra Ali Yıldırım odadaydı ve onunla konuşmam gerektiğini söyledi. Ben o gün ayrılmak istediğimi ve sözleşmemi feshetmek istediğimi söyledim. Fenerbahçe Kulübü'nün gelişimin önünde engel olduğumu düşündüm ve önlerini açmak istedim." açıklamasını yaptı.

"TAKIMDAN AYRILMAK İSTEDİĞİMİ SÖYLEDİM"
Takımdan ayrılmasıyla ilgili sürecin sonuna gelen sarı-lacivertli eski oyuncu, "Bu twitter ve kulüp içi siyasi şeylerle ilgili konuşmamızın ardından başkanın morali biraz iyiydi. Ve bana 'Ben eşimle, sen eşinle ve Aykut Hoca da eşiyle birlikte yemeğe çıkalım, sorunlarımızı' çözelim dedi. Ben de başkana sorunun ailevi olduğu değil, futbolla ilgili olduğunu söyledim. Kasımpaşa maçını kaybettik. Devre arasında Stoch ile birlikte oyundan alındık. Duş aldım ve soyunma odasından çıktım. Görevliye 'Arkadaşlarım nerede?' dedim. Volkan'ın koruduğu kalenin arkasında kaleci Serkan ve kulüp görevlileri vardı. Ben de oraya gittim. şaşırtıcı bir şekilde bu davranışım tepki çekti. Ben sadece diğer çalışanlarla birlikte maçı izledim. Maçın ardından soyunma odasında Aykut Kocaman herkesre teşekkür etti. Futbolda hiç duymadığım bir şey söyledi. İyi ya da kötü yaptığımız her şey için teşekkür etti ve arkasını dönerek gitti. Sonra Ali Yıldırım odaya geldi takım hakkında konuştu ve gitti. Sonra Aziz Yıldırım geldi. 'Oyuncular arasında sorun var mı?' dedi. 'Gitmek isteyen varsa gitsin' dedi. Sonra Volkan oyuncular arasında toplantı yapmamız gerektiğini söyledi. 'Kimsenin kimseyle arasında problem var mı?' diye sordu. Ben 8 senedir buradayım hiçbir sorun görmedim dedim. Sonra benim hocayla sorunumu belirttim. Ben takımdan ayrılmak istediğimi söyledim. Maç sonrasında antrenmanda Aykut Hoca ile konuştuk. Bana zor bir karar olduğunu ama kadro dışı kaldığımı söyledi. Ben de kendisine bu kararın nedenini sordum. Futbolcu disiplin ile ilgili bir suç işlememişse kadro dışı kalmaz. Bana soyunma odasında iki liderin olmayacağını söyledi. Ve 'Soyunma odasında o kadar büyük bir yer tutuyorsun ki seni takımdan ayırmak durumdayız' dedi. Takımla çalışamayacağımı söyledi. Takım çift antrenman yapıyorsa başşka bir yere gitmemi söyledi. Ben de ona 'Bu karar senin mi yoksa kulübün mü kararı?' dedim. Bana futbıolla ilgili kendi kararı olduğunu söyledi. Sözleşmemle ilgili detayları kulübün alacağını söyledi. Bana bir kere kendisinin hocası olduğunu hissetiğini söyledi. Ben de ona asıl sorunun bu olduğunu ve her zaman hocaya ihtiyaç duyduğumu söyledim." dedi.
İPLER KOPTU
Aziz Yıldırım ile toplantısı hakkında konuşan Alex, "15 dakika geç kaldığım doğru. İstanbul gibi bir yerde bu çok normal. Ben onları 7 Eylül'den beri toplantı için bekledim. Bu yüzden 15 dakika sorun olmaz. Tweet atmamı söyledi. Eşimle konuşuyordum ve durumu analiz ediyordum. İki kızım okuldaydı, büyük ihtimalle kadro dışı kaldığım benden önce başkaları tarafından onlara iletilecekti. Ve başkanın sekreterinin önünde eşime 'Şu anda toplantıya giriyorum' diye mesaj attım ve telefonu kapatarak masanın üzerine koydum. Başkan bana 'Konuşabilirsin' dedi. Ben de kadro dışı kaldığımı ve görüşünün ne olduğunu sordum. 'Karar senin ve kalmak istiyorsan kal ama takımla çalışamayacaksın' dedi. Elini uzattı bana teşekkür etti. Ben de elimi uzatarak 'Kulüp için bundan sonra her şeye hazırım' dedim. Sonra avukatın odasına geçtim. Avukat bana 'Kulüpten birisiyle basın toplantısı düzenleyerek kulüpten düzgün bir şekilde ayrılıp ayrılmayacağını göstermek istiyor musun? dedi. Ben de kendisine erken olduğunu, sabah evden kaptan ayrıldığımı ve eve işsiz döndüğümü söyledim." açıklamasını yaptı.

ÇOCUKLARININ OKULU
Fenerbahçe'ye geliş ve ayrılış sürecini açıklayan deneyimli futbolcu, "Cruizero'da oynarken antrenman sahasına bir Türk geldi. O zamanlar benimle Valencia da ilgileniyordu. Brezilya ve İspanya futbolu hakkında konuştuk. Bir hafta sonra beni Fabio Luciano aradı. Luciano bana 'Türk gazetelerinde senin Türk futbolu hakkında görüşlerin çıktı' dedi. Türkiye'ye geldim, otele yerleştim. Orada ilk gördüğüm insan Brezilya'da benimle konuşan kişiydi. Herkesi bir tutmak istemiyorum ama Türkiye'de bazı haberlerin altına imza atılmıyor. Yanımızdaki bir çalışan kısa bir süre önce evlendi. Oradaki görüntülerim basın tarafından 'Ben eğleniyorum' diye yanlış aktarıldı. Eminim siz de bir sevdiğinizin düğününe gidip onların mutluluğuna eşlik ediyorsunuz. Ayrıca çocuklarımın okuluna yarı dönemlik ödeme yaptığım söylendi. Bu da yanlıştı; okul parasını peşin ödemiştim. Ben geçtiğimiz günlerde okula giderek ayrılacağımız için yaptığım ödemeyi geri almak istediğimi söyledim. Onlar da bana ödeme yapacaklarını söyledi. Bazı gazeteler Hakan Bilal Kutlualp ile ortaklık içinde olduğumu söyledi. Bazı gazeteler benim Ferih Şahenk ile hareket ettiğimi söyledi. Kendisiyle Avrupa maçlarında karşılaştık ama bir araya sadece bir kere geldik. Bunda Aykut Hoca, Rıdvan, Samet ve ben vardım. Onların ne konuştuğunu bilmiyorum ama ben kendisinden araba almak için indirim istiyordum. Volkan Ballı ile 3-4 sene çalıştık. Ayrılmasının ardından 2-3 kere konuştuk. Olanlarda basının da etkisi var. Genelleme yaptığım için özür dilerim ama çıkan haberler güzel olmuyor. Temmuz 2004-1 Ekim 2012 tarihleri arasında büyük bir adanmışlıkla görevimi yapmaya çalıştım. Yaptığım tek iş birliği saha içindeki iş birliğiydi. İş birliği içinde insanlar, Pierre, Semih, Niang gibi insanlardı. Gitmek istememdeki en büyük nedenlerden biri bu siyaset sözleriydi. Beni farklı yerlere çektiler ama ben Fenerbahçe'nin oyuncusuydum. Sizlere (basın) de teşekkür ederim. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama taraftarın duygularını paylaşacak bir taraftar kazandı. Mükkemmel bir senem geçti. Sadece Fenerbahçe değil teşekkürüm. Bu hafta içinde gördüm, belki bir daha göremem ama Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana destek oldu ve ilgi gösterdi. En içten dileklerimi onlara da gönderiyorum. Aileme destek oldukları için de teşekkürler. Hepinize içten teşekkür ediyorum." sözlerini kullandı.
"BELKİ BİR DAHA BUNU GÖREMEM"
Kendisini destekleyenler hakkında konuşan Alex de Souza, "Sizlere (basın) de teşekkür ederim. Fenerbahçe bir oyuncu kaybetti ama taraftarın duygularını paylaşacak bir taraftar kazandı. Mükemmel bir senem geçti. Sadece Fenerbahçe değil teşekkürüm. Bu hafta içinde gördüm, belki bir daha göremem ama Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor, Gaziantepspor, Sivasspor, Kasımpaşa taraftarları herkes bana destek oldu ve ilgi gösterdi. En içten dileklerimi onlara da gönderiyorum. Aileme destek oldukları için de teşekkürler. Hepinize içten teşekkür ediyorum." dedi.
"TÜRKÇE KONUŞUYORUM"
Türkçe'yi öğrendiğini söyleyen yıldız futbolcu, ""Türkçe konusunda başlayalım. 2004 yılında geldiğimde herkes bana 'Türkçe Konuşma işine yaramaz. İngilizce öğren' dediler. İlk 3 sene takımda Türkçe duymadım. Zico geldiğinde Fenerbahçe'de 40 tane Brezilyalı vardı. Aileler, yardımcılar derken 40 kişi buluyorduk. Can Arat mesela iyi Portekizce öğrendi. Sonra Aragones geldi. Aragones'ten sorna takımda Türkçe konuşulmaya başlandı. Saha dışında çok yakınım yoktu. Sonra ders almaya başladım. Şu an Türkçe konuşuyorum dersem; yalan söylerim. Bazılarınızla bire bir konuşmalarımız olmuştur. Artık gittiğim yerlerde tercüman ihtiyacı duymuyorum. Türkçe konuşarak ihtiyacımı halledebiliyorum. Yüzde 100 konuşuyorum diyemem. Aykut Hoca'nın başladığı son 3 senede takımda Türkçe duymaya başladım. Belki yazarak daha iyi kendimi ifade edebilirim. Ancak konuşurken kendimi dahaya ifade edebilirim." açıklamasını yaptı
TWITTER MESAJ DEĞİL
Twitter üzerinden Teknik direktör Aykut Kocaman'a mesaj göndermediğini belirten Alex şöyle konuştu;
"Twitter konusunda yazdıklarım Aykut Hoca'ya mesaj değildi. Çünkü ne yazdıysam; hepsini kendisine söyledim. Yazdıklarım içinden bir kelime çekilip Türkçe'ye çevrildi. Mesajlaştığım kişi Brezilya'da çok ünlü bir şarkıcı. Kendisine bu sözlerimi daha önce defalarca söyledim ama hiçbir zaman haber olmadı. Ben kimsenin arkasından mesaj göndermedim. Söyleyeceklerim insanların yüzüne söyledim. Ben Aykut Hoca'ya mesaj göndermedim."

"SAMET BASKI ALTINDAYDI"
Aziz Yıldırım'ın bacak bacak üstüne attığını söylemesi üzerine konuşan Alex, "Ben her zaman bacak bacak üstüne atarım, oturma şeklim budur. Başkan geldiğinde elimde telefon ile oynadığımı söyledi. Doğruydu çünkü eşime mesaj attım. Samet baskı altında mıydı derseniz; evet baskı altındaydı. Ama söylediği şeyler doğruydu. Bunları ben de anlattım. Samet ile henüz görüşmedim. Buraya girerken gelişmelerden haberim oldu. Fenerbahçe'den ayrılmadım. Bir parçam hala burada. Başbakan, Samet aracılığıyla beni aradı. 8 yıllık süreyle ilgili olarak beni tebrik etti. Bana gidiş tarihim belli olduğunda bilgi vermemi istedi. " dedi.
Kişiliği hakkında konuşan 35 yaşındaki futbolcu, "İnsanlar şiddet içermediği sürece herkesi eleştirebilir veya protesto edebilir. Demokratik ülkelerde bu böyle. Herkese eşit saygıyı gösteririm. Başkan da aşçı da insan olduğu için aynı saygıyı hak eder. Ama tek fark sahadaki Alex daha ciddidir. Saha dışında biraz daha espriliyimdir. Ben fikirleri olan bireyim. Birileri bir şey sorduğumda fikrimi rahatça söylerim. Şahsi olarak kimseye bir şeyim yok. Herkese başarılar diliyorum. Başkana da dava sürecinde bol şans diliyorum. Umarım istediği yönde bir karar çıkar. Kendisiyle ilgili bir sorunum yok." ifadelerini kullandı.
ALEX BAŞKAN OLURSA...
Soyunma odasınına inilmesinin yanlış olduğunu açıklayan Alex de Souza şöyle konuştu;
"Bence soyunma odası futbolla ilgili insanların bulunduğu kutsal bir alandır. Başkan futbolla alakalı değildir. Bazı teknik direktörler benim gibi düşünür, bazıları düşünmez. Eğer ben teknik direktör olursam; henüz karara vermedim ama soyunma odamı bu tarz durumlardan koruyacağım. Başkanın her türlü hesap sormaya hakkı vardır ama soyunma odası futbolu yöneten kişilere aittir. Soyunma odalarında problemler olur ama sadece orada olanların bunu bilmesi yeterli."
Eski teknik direktörü hakkında, "Zico hayatımda tanıdığım en iyi insanlardan bir tanesi. Liderlik vasıfları en üst düzeyde insanlardan bir tanesi. Karizması fantastik ama Zico çalıştığım en iyi teknik direktörlerden biri değildi. Bunu da başkana konuşmamızda söyledim" diyen Alex, basın mensuparına, "Kasımpaşa maçında olayların merkezindeydim ve bu yüzden her şeyi anlattım. Emre-Aykut olayında, olayın parçası değildim. Bu durumu onlara sorabilirsiniz. Bana soyunma odasıyla biriyle kavga ettiğimi sorarsanız anlatırım. Diğer konula ilgili olarak muhattaplara soru sormanız gerekiyor." açıklamasını yaptı.
ZİYARET VE FELIPE'NİN...
"Fenerbahçe'de hiçbir futbolcuyla problemmim olmadı. Tartışma oldu ama problem olmadı. Dün sabah 11'de Volkan ile görüştüm. Maçtan sonra evde olup olmayacağımı sordu. Bana takım arkadaşlarıyla birlikte ziyarete gelmek istediğini söyledi. Ben de kapımın her zaman açık olduğunu söyledim. Maçtan çıktıkları için doğal olarak açlardı. Kahve, çay içtik. Benle vedalaştılar ve iyi dileklerini sundular. Oğlumun (Felipe) en çok sevdiği kişilerden biri Volkan'dır. Şahsi olarak başkan ve hocayla da problemlerimiz olmadı. Görüş farklılıkları yüzünden bu noktaya geldik."
"DUYGUSALLAŞIP AĞLIYORUZ"
Şükrü Saracoğlu'ndaki loca hakkında sorulan soruyu cevaplayan Brezilyalı futbolcu, "Loca eşime ait. Ne yapacak bilmiyorum. Ama şanslı Türkler bizden sonra orada maçı izleyecek." dedi.
Türkiye'den ayrılması konusunu açıklayan Alex, "Bir yemek olacağını düşünmüyorum. Çünkü herkes milli takıma gitti. Zaten ara ara duygusallaşıp ağlıyoruz. Böyle bir veda yemeğini kaldıracak durumda değilim. Ve insanlar beni yemeğe davet ettiğinde de bunu söyledi. Kesin dönüş yapıyorum ve toplamam gereken bir sürü de eşya var." dedi.
AZİZ YILDIRIM GÖRÜŞLERİ
Aziz Yıldırım ile ilgili önemli ifadeler kullanan yetenekli futbolcu, "Kulüp içerisindeki muhtemel başkan ya da yönetici kimdir bilmiyorum. Aday olan da kimse var mı bilmiyorum ama tek bildiğim başkan Aziz Yıldırım'dır. Zaten kulüpteki hayatıma da bakaca olursanız, ailem ve hep dostlarımlaydım. Ben kulüple ilgili bir siyaset yapmadım ve bu yönde kimseyle görüşmedim. Bence teknik direktör olmayı düşünüyor musunuz diye sormalıydınız. Ben hala futbolcuyum ve 2 sene daha futbol oynamak istiyorum. Kulüp içi siyaset ve politika olayları bana komik geliyor. Ciddi anlamda kimseyi tanımıyorum. Hatta Fenerbahçe yönetimiyle karşı karşıya gelsek, 3-4 kişinin ismini söyleyebilirim. Başkan Fenerbahçe'ye arka çıkıyor, Aykut Kocaman'a değil. Sorunu bu şekilde halletti. Onun yaptığı Fenerbahçe'yi korumak. Başkan Fenerbahçe'yi çok seven bir insan. Bana anlatılanlar ve gördüklerim kadarıyla Fenerbahçe çok gelişti. Bir gün mutlaka ayrılacaktır ama o güne kadar görevini en iyi şekilde yapacaktır." ifadelerini kullandı.
BİR İSTEĞİ VAR
Açıklamalarının sonuna gelen Alex şu ifadeleri kullandı;
"1 Ekim'den itibaren Fenerbahçe kariyerim sona erdi. Tanrı bana her zaman çok şey verdi. Yüzsüzlük yapmak istemiyorum ama son jübile maçımı Kadıköy'de yapmak isterim. Kimseyle transfer görüşmesi yapmıyorum. Sadece taşınma işlerini hallediyorum. Oraya gidince görüşmelerimiz olacak. Heykeli taraftarın bir çılgınlığı olarak görüyorum. Heykeli dikilecek kadar bir şey yapmadım. Yapanların hissiyatını da tartışmaya açacak değilim. Yapmam gereken tek şey onlara saygı duymak"
Haber; Sporx.com
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.




Fenerbahçe


