Nihat nasıl köpürdü? İşte Demir'in yazıları

Konyaspor karşılaşmasında saha içinde Ricardo Quaresma ile tartışan Nihat Kahveci maç sonrasında da olay çıkardı. Soyunma odası çıkışında otobüse yönelen Nihat Kahveci, Fotomaç Gazetesi yazarı Turgay Demir'i görünce çılgına döndü.

Turgay Demir'i tartaklayan Nihat, "Sen kimsin? Sen Allah mısın? Senin yüzünden insanlar bana düşman oldu. Evime hırsızlar girdi. Sürekli tehdit alıyorum" dedi ve Demir'in üzerine yürüdü.

Olay yerinde bulunan diğer futbolcular, yöneticiler ve gazeteciler araya girerek Nihat'ı durdurmaya çalıştı ve yıldız futbolcu uzun uğraşlar sonucunda zorla takım otobüsüne bindirildi.  Sinir krizi geçirdiği belirtilen Nihat'a otobüste kulüp doktorları ilk müdahaleyi yaptı. Nihat Kahveci ile tartışan Turgay Demir ise bugün Fotomaç Gazetesi'nde konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

TURGAY DEMİR'İN NİHAT KAHVECİ YAZILARINDAN BİR KISIM;

NİHAT'A JUBİLE; 26 EKİM 2010

"... Diyeceksiniz ki yılların Nihat'ı sahte okey misali sahada dolaşırken gencecik Onur'a ne yükleniyorsun? Haklısınız ama ben Nihat'tan umudu kestim. O nedenle artık Nihat'ı eleştirmeyi bile gereksiz görüyorum. Artık başkan Demirören'e düşen (Nihat'ı alan kendisidir) Nihat'a şatafatlı bir jübile yapmaktır. Çok ciddiyim bu çocuk ununu elemiş, eleğini asmış. Jübile yapsın, tazminatını da o maçtaki hasılattan alıp gitsin. Ayıp denen bir şey var yahu. Takımın iki gol ümidinden birisin ve sürekli toptan saklanıyorsun. Ayıp Nihat kardeşim vallahi de, billahi de ayıp. Maç boyu yaptığın tek şey el-kol hareketleriyle arkadaşlarına yön tarif etmek, sen nesin Allah aşkına futbolcu mu, trafik polisi mi? "

NİHAT'A NARKOZ; 30 MART 2010

"Mustafa Denizli kariyerinde bir teknik adam Nihat'ı ısrarla niye oynatır? Takımı eksik bırakmak için mi? Bir gol atar da kendine gelir diye mi? Hepsi olabilir ama bana göre daha başka bir sebebi var bunun. Narkoz niyetine kullanıyor Nihat'ı. Rakipleri uyuşturmak için! Nihat'ın temposuzluğuna göre gardını alan rakiplere sonradan giren Holosko fazla geliyor! Şoke oluyorlar. Sanırım bize garip gelen diğer şapkadan tavşan çıkarma denemelerinin altında da böyle bir düşünce yatıyor. Misal, maç öncesi rakip soyunma odasında muhtemelen Ekrem'in bindirmelerine karşı alınacak önlemler konuşuluyor. Sonra bir bakıyorsunuz Ekrem sağ bek. "

TURGAY DEMİR'İN BUGÜNKÜ YAZISI / 26 NİSAN 2011

"Erdemini yitirme... Eninde, sonunda sahip olduğun tek servet yine kendinsin. Milattan 900 yıl önce insanlar bir tapınağın duvarlarına yazmışlar bunları. Maalesef aradan geçen bin yıla rağmen bazıları bu tür gerçeklerin farkında değil. En başta da Beşiktaşlı Nihat Kahveci! Erdemini yitirmiş, kendini kaybetmiş! Ne büyüğüne saygısı kalmış, ne eleştiriye tahammülü. Beşiktaş'tan yılda 2.5 milyon euro alıyor. Buna karşılık yapması gereken tek şey futbol oynamak ama oynamıyor! Sahada geziniyor. Tam iki sezondur yaptığı bu. Hal böyleyken bu kardeşimizi eleştirmemiz büyük suç (!) oldu! Yöneticileri Serdal Adalı ve Cengiz Zülfükaroğlu'nun gözleri önünde, burunlarının dibinde babası yaşındaki Turgay Demir'e saldırdı. İnanamadım…Büyük şok yaşadım…

Beşiktaş forması giyen biri en başta kendi yöneticisine böyle bir saygısızlığı nasıl yapabilirdi? Nihat yaptı? 30 yıldır Beşiktaş yazan, Beşiktaş'ın adını gündemde tutan, bu uğurda, birileri tarafından Fenerbahçe ya da G.Saray düşmanı, Beşiktaş amigosu ilan edilen Turgay Demir'e yaptı bunu. Yazıklar olsun. Gereğini yasalar önünde yapacağım. Herkesin gözleri önünde yaşandı her şey. Sana kim para veriyor?.

Paran yoksa ben vereyim olum?.. Sen Allah mısın benim aldığım parayı helal ya da haram ediyorsun!.. Senin yüzünden evime üç kere hırsız girdi…Otobüse gel otobüse, basının içine saklanma! Yazabileceklerim bunlar, gerisini mahkemede söyleyeceğim. Yumruk salladı, çıldırmış gibiydi. Üzerime saldırdı.Tüm bunları yapan, altını çiziyorum, bizim evladımız dediğimiz Nihat. Kendini haklı görüyor, neden, çünkü onu eleştirmişiz? Aldığın parayı hak et demişiz. Milyonlarca Beşiktaşlı'nın duygularına tercüman olmuşuz. Kardeşimizin ağırına gitmiş eleştirilmek. İnsanca "Gel Turgay abi iki kelime konuşalım" dese, başımla, gözümle dinler ve anlamaya çalışırdım ama psikolojisi bozulmuş belli. Yazıklar olsun sana Nihat. Eğer seni bundan sonra o şerefli formanın altında tutarlarsa, tutanlara da yazıklar olsun"