Seçim kulislerinden
ŞŞŞ sesi geliyor...

Uzaktan görünüş şu; Galatasaray yol ayrımında. İki görüş çarpışıyor. Ya muhafazakarlar kazanacak Ya yenilikçiler. Yenilikçiler ikiye ayrılıyor; Yiğit Şardan ve Turgay Kıran Muhafazakarlar ise tek adaya bel bağlıyor; Özhan Canaydın Alp Yalman; neoklasik. Semih Haznedaroğlu ılımlıların başını çekiyor. Yılmaz Toköz kararsız. Profil bu. Ancak;

Toplantı üstüne toplantı yapılıyor
Canaydın iki gün önce bütün adayları davet etti ve birlik çağrısında bulundu. Altımda birleşelim dedi. Yiğit Şardan başka bir yerde toplantısı olduğu için davete katıldı ama hemen ayrılmak durumunda kaldı. Ortak bir karar çıkmadı. Ancak toplantıların ardı arkası kesilmiyor, herkes herkesle dirsek temasında. Genel kanı bir konsensüs olacağı yönünde ancak bu konsensüs 'bir şemsiye olup' herkesi altına almayacak. Konsensüs bir adayı desteklemek için oluşacak. O aday da Yiğit Şardan gibi gözüküyor. Bunlar kulislerde dolaşan sözcükler, dedikodu değil. Ancak seçimdir, başkan sandıktan çıkar diyenler de çoğunlukta... Canaydın bunca kefalette bulundu, mutlaka işin içinde olmalı diyenler de var. Hatta bunun için büyükler çaba sarfediyor. Canaydın da ben zaten başkanım bir birleşme olacaksa benim altımda olmalı, diyor. Alp Yalman, Turgay Kıran'la birleşirse güç artar. Haznedaroğlu da gelirse güç katlanır. Turgay Kıran ise ben seçilirim, Galatasaray'ın yeniliklere ihtiyacı var, diyor. Semih Haznedaroğlu, Yiğit Şardan'ın listesine daha yakın. Fazla adaylı seçim olursa yine söylüyorum Canaydın'ın kemik oyları avantajlı olur.

Şşş sesi nasıl duyuldu
Bir kere Divan toplantısında programını ve kadrosunu açıklayan Yiğit Şardan diğer adaylara göre çok puan aldı. Alkışlandı. Ancak tereddütler vardı. Genç oluşu, deneyimsiz oluşu, eski yönetimini uzantısı oluşu dudak büktürüyordu... Yiğit Şardan bunu her vesileyle her yerde cevapladı. Divan'da; Selahattin Beyazıt Ağabeyim de başkan seçilirken gençti, dedi Dün gece Galatasaraylılar Derneği'nde sorulan sorulara; kadrosundaki Mehmet Cansun'a da şirketlerin yönetim kurulunda görev vereceğini açıkladığı Faruk Süren'e de sahip çıkarak cevap verdi. Galatasaray'daki 'birbirini karalama' kampanyasına böylece son vermek istediğinin altını kalın bir çizgiyle çizerken, uygun ve nazik ifadelerle dile getirdiğini herkes anladı. Deneyimi konusuna da; 24 senedir marka tanıtımı yapıyorum bu benim işim, Galatasaray da bir marka diye yorum getirdi. Parayı nereden bulacaksın sözüne ise şöyle cevap verdi Şardan; Göreve kim gelirse gelsin parayı bir biçimde bulacak. Kaynağını ve nasılını söylemek önemli değil. Aldığın bu parayı nasıl ödeyeceksin mühim olan bu, diye cevapladı ve şöyle devam etti; Artık Galatasaray'ın para sorunu dillerde dolaşmayacak. Sorumluluklarımı bir başkan olarak ben gereği gibi üstlenecek ve genel kuruluma hesabını ben vereceğim. Dedikodu olmayacak. Ne geçmiş yönetimler suçlanacak ne para kaynağı yıpratılacak! Bunlar çok güzel mesajlar...

İnan Kıraç- Şardan görüşmesi
İnan Kıraç Amerika'daydı. Dönünce Yiğit Şardan'ı evine davet etti. Programını dinledi, aralarında Galatasaray'a yakışır bir görüşme geçti. Birbirlerine yorum getirmeden öpüşerek ayrıldılar. Rivayet edilen o ki; şşş sesi kulaklara gelmeye başladı.

Şardan bu gece Ankara Derneği'ne gidiyor
Dizi görüşmelerini sürdüren Şardan bugün Ankara Galatasaraylılar Derneği'ne gidiyor. Orada da yapacaklarını anlatacak. Trafik o kadar sıkışık ki nefes almaya vakit yok. Yiğit Şardan'ın bu kararlı tavrını görenler yavaş yavaş kime oy vereceklerini karara bağlıyor...

Ünal Aysal-Özhan Canaydın görüşmesi
Bugün Ünal Aysal, Canaydın'la görüşecek ve Aysal lisan-ı münasiple Canayadın'a başkan adaylığını bir kere daha düşünmesini söyleyecek. Bu çekil manası içeriyor. Zaten dün gece NTV'deki Sanem Altan programında Ünal Aysal söyleyeceğini söyledi. 'Ben genç beyinlerden yanayım' dedi. Galatasaray artık yenilik istiyor ve tercihini de 'Borç yiğidin kamçısıdır' diyerek, o yönde kullanmak istiyor...

Üç koltuk sahibini bekliyor
Yiğit Şardan cesurca yönetimini açıklarken üç koltuğu da boş bıraktı. Yani eğer bir konsensüs olursa benim liderliğimde demek istedi ve şık bir jestte bulundu. Görünen o ki diğer başkan adayları adaylıktan çekilmeyecek!... Ben yine de geri adımlar bekliyorum. Onu başka bölümde anlatacağım. Üç koltuktan birine muhtemelen Özkan Olcay oturacak. Şardan'ın genç kadrosuna Semih Haznedaroğlu gibi bir iki 'kamil Galatasaraylı' deneyim katacak. Bu isimleri, Şardan'ı destekleyen 'büyükler' tavsiye edecek gibi gözüküyor.

Selahattin Beyazıt İngiltere'de
Galatasaray değişimden yana... Bunu kimseyi kırmadan, yani bir değerli üyesini ötekine tercih etmeden yapmak istiyor. Küsükünler ordusu yaratılmaması için Selahattin Beyazıt da ağzından bir laf kaçırmıyor ve sadece 'gözlerime bakın kime oy vereceğimi anlayın' diyor. Öyle anlaşılıyor ki bugün hangi Galatasaraylının gözlerine bakarsanız bakın 'üzgün' bir anlam var. Gerçeği anlamak bir hayli zor. O zaman gözler değişim diyor. Beyazıt da Galatasaray'ı değişik bir gözle görmek istiyor galiba... Bir kısım Galatasaraylı da 'maceraya atılmaktansa, Canaydın' diyor.

Şardan'ın disiplin cezası ve aidat gecikmesi
Yiğit Şardan üzerinde 'usulsüzlük' iddiaları var. Başkan olabilmek için tüzüğün amir hükümlerini yerine getirmemek gibi bir hatası olduğu ileri sürülüyor. Hatta disiplin cezası almış olduğundan bahisle 'başkan' olamaz iddiaları ortaya atılıyor. Bunlar hukuki sorunlar.

Tvlerdeki Galatasaray!
Her Galatasaraylı gibi ben de bazı programları üzülerek izliyorum. Seçim yarışında Galatasaray dile düşüyor. Öyle bir hal aldı ki 'seçim helaldir', 'yol kesme mübah' gibi bir kavram oluştu. Galatasaray bu değil. Haber Türk'te; Yiğit Şardan'ın disiplin cezası tartışıldı. Sicil Kurulu eski Başkanı Levent Yücel Dernekler Masası'na tavsiyelerde bulunacak kadar bu işi iyi bilir. O söylüyor, yorum getiriyorsa haklılık payı yüksektir. Ancak onun dışında konuyu hiç bilmeyenlerle bu durum tartışılmamalı. Şardan da bile bile hata yapmaz ki... Onun da bir bildiği vardır, onun da avukatları vardır. Avukat Sedat Doğan, Şardan'ın yönetim kurulunda değil mi. Nitekim oturuma bağlandı ve haklı olduklarını vurguladı. Yiğit Şardan bundan önce de Mehmet Cansun'un sekiz aylık başkanlığı döneminde yönetimdeydi, o zaman nasıl oldu' Esas mesele disiplin cezası ise; Kim verdi Yiğit Şardan'ı disipline' Yönetim' Niye' Başkana hakaretten! Hakaret eden liseli olmasa, kulüp üyesi olmasa adalete havale edilir. Şardan'ın liseli üye olması suça zemin mi' Galatasaray yönetimleri geçmiş yıllarda kendine rakip gördüğü kişileri 'disipline' göndermekten hiç çekinmedi. Kopmalar kırgınlıklar hep böyle başladı. Dönülmez akşamın ufkuna gelindi. Şimdi tüzük gereği deniyor. Tüzük ilk kez çiğnenmiyor ki... Gerçek başka; Diyelim ki Şardan değil de Mardan! En az Şardan kadar Mardan da çok önemli bir şahsiyet. Galatasaray'ı kurtarmak için 1 trilyon bağışlıyor bir tek şartı var; başkan olmak ya da yönetime girmek! Olmaz diyen, disiplin cezası var, aidatlarını yatırmamış diyen çıkar mı acaba' Bunlar hep kısır çekişmelerin mahsulü... Üzülüyorum. İnsanların hataları kara leke olarak önlerine serilemez... Aidat gecikmesi hatadır, suç değil. Tüzük de amir hüküm olarak bunu koyuyorsa o da değiştirilmelidir. Hastalık var, sağlık var, seyahat var, tayin var... Galatasaray'da insan onuru; ilkeler, değerler, dizi dizi maddeler kadar önemli değil mi' Tüzüğe uymak gerek, Levent Yücel haklı ama vicdanlarda kim haklı' Yarış kızışıyor Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki; Galatasaraylı tartışır ama çözümünü de bulur. Bence en iyi yol; Alp Yalman'ın altında birleşmektir. En kıdemli Başkan Alp Yalman'dır. Yok özgür seçim deniyorsa o zaman başkan sandıktan çıkar.

Atv'de Canaydın;
Kazım Kanat, Ahmet Çakar ve Gürcan Bilgiç'le Canaydın sabaha kadar konuştu... Canaydın o kadar tazyike rağmen ince eskivlerle hücumlardan sıyrıldı. Eskiden böyle değildi, Canaydın da değişmiş. Keşke hep böyle olsaydı... Oturum nostaljik bir takıntı programı gibiydi hep geçmiş konuşuldu gelecekten haber verilmedi. Ama Çakar ve Kanat Canaydın'ı başkan ilan etti. Onlar iyi gazetecilerdir mutlaka bir duyum almışlardır. Ben de diyorum ki santıkta keramet vardır.