Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
Taffarel'den insanlık dersi
|| Son güncelleme
Sporx Genel yayın Yönetmeni Tahir Kum yazıyor...
Cladeio Taffarel...
Artık o benim ve birazdan anlatacağım olayın şahitleri için gerçek bir numaradır...
Ancak bu kez, kalecilik yeteneğiyle değil verdiği müthiş insanlık dersiyle...
Çünkü biz aynı konuda yıllarca sırtınta bir numara yazılmış ama yüzünü döndüğünde hiçbir numara olmadığı anlaşılan çok özel şahsiyetleri de gördük !...
(Allah ömür verirse o kişi ve kişileri de kaleme alacağız)
Neyse.... Biz asıl konumuza yani Tafferel'imize dönelim...
Belki bunun gündeme gelmesi onu üzecek... Ama varsın üzsün. Çünkü bu millet, Tafferel'i de kendi milletini de biraz daha yakından tanımalı.
Bence zamanıdır....
Hatırlayacağınız gibi Brezilya ile bir hazırlık maçı oynamıştık. O maç öncesi TFF başkanımız sayın Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu üyemiz sayın Cengiz Zülfikaroğlu ricamızı kırmayarak ALS konusunda bizlere kucak açmış ve bir komite oluşturmuştuk. Başkanlığını eski futbolculardan İsmail Gökçek'in yaptığı ve Türkiye'de sayıları 6000'i aşan ALS hastalığına farkındalık oluşturmak için TFF ile birlikte bir dizi organizasyonlar yaptık. Bunların ilki içinde TFF başkanvekili Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, eski futbolculardan Rıdvan Dilmen, Metin Tekin ve o dönem Brezilya Milli Takım'ın da kaleci antrenörlüğünü yapan G.Saraylı Taffarel'den oluşan heyetin Riva'da düzenleyecekleri basın toplantısıydı. Günler öncesinden basın bildirisi yapılan bu önemli şahsiyetlerin konuşma yapacağı o basın toplantısına sayılı dakikalar kaldığında yaşanan tablo işler acısıydı. Öyle ki toplantıya beş dakika kala salonda ortaya çıkan manzara basın toplantısında kürsüde konuşma yapacak insanların toplantıyı takip gedecek gazeteci vs. kişilerden fazla oluşuydu.
Birinci dakikada şok olmuştuk. Neyse Servet Bey hemen görevlilere haber vererek TFF binası içinde ne kadar personel ve antrenör varsa salona gelsin emri verdi. Neyse salon kısmende olsa doldu (!)
Ve milli takımların alt yapısında görev alan teknik adam ve antrenörlerin salona girmeleri aynı zamanda tarihi ilklerin de yazılmasına neden olmuştu.
Öyle ki hemen hemen salona girip İsmail Gökçek'e merhaba deyip onun başını okşayanların çoğu İsmail'le birlikte aynı takımda veya karşı karşıya oynayan tanışan eski arkadaşlardı. Ama ne hikmetse bir çoğu İsmail'i hastalığında bir kez dahi ziyaret etme tenezzülü göstermemiş "Ah İsmail abi ne anılarımız vardı seninle. Kaç yıl oldu görüşmeyeli" diyerek pişkinliklerini dile getiriyorlardı. Bazıları eşine dönerek "Abla İsmail abiyle biz yıllarda birlikte oynadık bir şeye ihtiyacı olduğunda bir alo demen yeter" lütfunda bulunuyordu. Neyse toplantı başladı, sözde "kucaklama" gerçekleşti... Toplantı bittiğinde Türk futbolunun o en zirvesindeki bir iki isim (şimdilik bu kısmı detaylandırmayacağım) yanıma gelerek, "Tahirciğim İsmail ağabey için birşeyler yapalım bir şeyler düşünelim" duyarlılığını gösteriyordu!...
Hala bir yıldır düşünme aşamasındalar!...
Zaten bu konuda daha öncede düşünce aşamasındalardı...Hatta bunu yıllar öncesinden kamuoyuna resmi olarak da deklara etmişlerdi. O kişilerin "İsmail abi için bir şeyler düşünüyoruz" cümlesini kullanmalarının üzerinden tam 9 yıl geçti. (Dedim ya zamanı geldiğinde açılacak bu kutular, inşallah)
Neyse toplantı bitti İsmail abinin başını okşayan dostları, ahpapları eşi Adalet hanıma "Bir şeye ihtiyacınız olduğunda bi alo deyin yeter" diyerek telefon numalarını bırakıp odalarına çekildiler.
Sonrası malum... Hepsinin telefonu kapsama alanı dışında...
Eşinin yerinde olsam o telefon numarası verenlere "telefon hafızası dolu gerek yok" derdim ama onlar bunu yapamaz.
Bakın sonra ne oldu.
Benim vatandaşım benim insanım, kağıt üzerinde İsmail abinin dostu, takım arkadaşı olan insanlar İsmail abinin eşine sadece telefon numarası bırakarak duyarlılık gösterdikleri yende bakın eloğlunun yaptığını...
Toplantı bitmiş işimizin başına dönerken yolda bir telefon. Karşıdaki kişi TFF iletişim müdürü İlker Uğur. "Buyur, hayırdır" dedim.
"Tahir az önce Tafferel'in tercümanı aradı yoldan Tafferel İsmail ağabeyin ve derneğin hesap numaralarını istiyor" dedi.
Salonda yaşadıklarım ve gördüğüm tablonun ardından duyduklarım adeta kanımı dondurdu.
Kendisine İsmail ağabeyin eşi Adalet Hanım'ın telefonunu vererek onunla iletişime geçmesini istedim...
Dedim ya Riva'daki o vahim tablonun ardından Tafferel'in insanlığı beni dondurmuştu.
Hem de bu işin reklamını yapmadan, karşı tarafı incitmeden ve gizlilik içinde...
Bravo Tafferel...
Umarım senin gibi yıllarca sırtında 1 numara yazan ama vicdanında hiçbir numara olmayanlar utanır...
Cladeio Taffarel...
Artık o benim ve birazdan anlatacağım olayın şahitleri için gerçek bir numaradır...
Ancak bu kez, kalecilik yeteneğiyle değil verdiği müthiş insanlık dersiyle...
Çünkü biz aynı konuda yıllarca sırtınta bir numara yazılmış ama yüzünü döndüğünde hiçbir numara olmadığı anlaşılan çok özel şahsiyetleri de gördük !...
(Allah ömür verirse o kişi ve kişileri de kaleme alacağız)
Neyse.... Biz asıl konumuza yani Tafferel'imize dönelim...
Belki bunun gündeme gelmesi onu üzecek... Ama varsın üzsün. Çünkü bu millet, Tafferel'i de kendi milletini de biraz daha yakından tanımalı.
Bence zamanıdır....
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Fazla uzatmayalım. Bundan yaklaşık bir yıl öncesiydi...Hatırlayacağınız gibi Brezilya ile bir hazırlık maçı oynamıştık. O maç öncesi TFF başkanımız sayın Yıldırım Demirören ve yönetim kurulu üyemiz sayın Cengiz Zülfikaroğlu ricamızı kırmayarak ALS konusunda bizlere kucak açmış ve bir komite oluşturmuştuk. Başkanlığını eski futbolculardan İsmail Gökçek'in yaptığı ve Türkiye'de sayıları 6000'i aşan ALS hastalığına farkındalık oluşturmak için TFF ile birlikte bir dizi organizasyonlar yaptık. Bunların ilki içinde TFF başkanvekili Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, eski futbolculardan Rıdvan Dilmen, Metin Tekin ve o dönem Brezilya Milli Takım'ın da kaleci antrenörlüğünü yapan G.Saraylı Taffarel'den oluşan heyetin Riva'da düzenleyecekleri basın toplantısıydı. Günler öncesinden basın bildirisi yapılan bu önemli şahsiyetlerin konuşma yapacağı o basın toplantısına sayılı dakikalar kaldığında yaşanan tablo işler acısıydı. Öyle ki toplantıya beş dakika kala salonda ortaya çıkan manzara basın toplantısında kürsüde konuşma yapacak insanların toplantıyı takip gedecek gazeteci vs. kişilerden fazla oluşuydu.
Birinci dakikada şok olmuştuk. Neyse Servet Bey hemen görevlilere haber vererek TFF binası içinde ne kadar personel ve antrenör varsa salona gelsin emri verdi. Neyse salon kısmende olsa doldu (!)
Ve milli takımların alt yapısında görev alan teknik adam ve antrenörlerin salona girmeleri aynı zamanda tarihi ilklerin de yazılmasına neden olmuştu.
Öyle ki hemen hemen salona girip İsmail Gökçek'e merhaba deyip onun başını okşayanların çoğu İsmail'le birlikte aynı takımda veya karşı karşıya oynayan tanışan eski arkadaşlardı. Ama ne hikmetse bir çoğu İsmail'i hastalığında bir kez dahi ziyaret etme tenezzülü göstermemiş "Ah İsmail abi ne anılarımız vardı seninle. Kaç yıl oldu görüşmeyeli" diyerek pişkinliklerini dile getiriyorlardı. Bazıları eşine dönerek "Abla İsmail abiyle biz yıllarda birlikte oynadık bir şeye ihtiyacı olduğunda bir alo demen yeter" lütfunda bulunuyordu. Neyse toplantı başladı, sözde "kucaklama" gerçekleşti... Toplantı bittiğinde Türk futbolunun o en zirvesindeki bir iki isim (şimdilik bu kısmı detaylandırmayacağım) yanıma gelerek, "Tahirciğim İsmail ağabey için birşeyler yapalım bir şeyler düşünelim" duyarlılığını gösteriyordu!...
Hala bir yıldır düşünme aşamasındalar!...
Zaten bu konuda daha öncede düşünce aşamasındalardı...Hatta bunu yıllar öncesinden kamuoyuna resmi olarak da deklara etmişlerdi. O kişilerin "İsmail abi için bir şeyler düşünüyoruz" cümlesini kullanmalarının üzerinden tam 9 yıl geçti. (Dedim ya zamanı geldiğinde açılacak bu kutular, inşallah)
Neyse toplantı bitti İsmail abinin başını okşayan dostları, ahpapları eşi Adalet hanıma "Bir şeye ihtiyacınız olduğunda bi alo deyin yeter" diyerek telefon numalarını bırakıp odalarına çekildiler.
Sonrası malum... Hepsinin telefonu kapsama alanı dışında...
Eşinin yerinde olsam o telefon numarası verenlere "telefon hafızası dolu gerek yok" derdim ama onlar bunu yapamaz.
Bakın sonra ne oldu.
Benim vatandaşım benim insanım, kağıt üzerinde İsmail abinin dostu, takım arkadaşı olan insanlar İsmail abinin eşine sadece telefon numarası bırakarak duyarlılık gösterdikleri yende bakın eloğlunun yaptığını...
Toplantı bitmiş işimizin başına dönerken yolda bir telefon. Karşıdaki kişi TFF iletişim müdürü İlker Uğur. "Buyur, hayırdır" dedim.
"Tahir az önce Tafferel'in tercümanı aradı yoldan Tafferel İsmail ağabeyin ve derneğin hesap numaralarını istiyor" dedi.
Salonda yaşadıklarım ve gördüğüm tablonun ardından duyduklarım adeta kanımı dondurdu.
Kendisine İsmail ağabeyin eşi Adalet Hanım'ın telefonunu vererek onunla iletişime geçmesini istedim...
Dedim ya Riva'daki o vahim tablonun ardından Tafferel'in insanlığı beni dondurmuştu.
Hem de bu işin reklamını yapmadan, karşı tarafı incitmeden ve gizlilik içinde...
Bravo Tafferel...
Umarım senin gibi yıllarca sırtında 1 numara yazan ama vicdanında hiçbir numara olmayanlar utanır...
Haber; Sporx.com
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.