Geri
İleri
Arda ve Jovanoviç olayının gerçek yüzü
Millete haber lazım ya…
Galatasaray da dört koldan alaşağı edilecek ya…
Çıktı yine geyik muhabbetleri ortaya…
Jovanoviç'i getiren Prekazi'ye Galatasaray ayıp etmiş!
Arda'ya Atletico'nun transfer teklifi sahteymiş…
Yönetim Arda'yı satmalıymış…
Arda bundan sonra morali bozulur oynamazmış...
Çocuğu yok yoluna şizofren edecekler!
Çatsanıza Aziz Yıldırım'a…
Güiza ellerinde kaldı, Kazım madara oldu…
Son gün Fener de Yobo'yu aldı…
Aykut Kocaman'la Fener Avrupa'da iki kere küme düştü!
Serkan Kırıntılı son gün geldi.
Bunları örnek diye söylüyorum. Kınadığımdan ya da Fener'i yermek için değil!
Beşiktaş'tan da örnekler verebilirim…
Hem de çoook…
ManU'dan da…
Arsen Wenger'den de…
Herkes hata yapar ama yıkmak amacıyla pusuya yatıp beklenmez!
Galatasaray'a öyle yapılıyor.
Hani; kedi, avını yakalamak için karnını yere yapıştırır, uzar, kuyruğunu iki yana sallayıp avının üzerine atlamaya hazır bekler ya… Medya da, Galatasaray'ın içindeki bazı kişiler de işte aynen böyle bekliyor.
Galatasaray'ın bir boş anını yakalasak da üzerine atlayıp yesek diye!...
Koskoca Galatasaray bir futbolcu simsarına feda ediliyor
Kimdir Cevat Prekazi yahu!...
Galatasaray Beograd maçını anlatırken bile futbolcu pazarlamak için yarım yamalak Türkçesiyle laf düşüren bir futbolcu eskisi…
Koskoca Galatasaray onun sırtından bile yıpratılıyor!
Neymiş…
Prekazi'nin kakalayacağı futbolcuyu yönetim almamış!
Geçin Prekazi'nin saflarına,
Vurun Galatasaray'a…
Bre insaf!
Ribery gibi futbolcu elden kaçtıktan sonra zamanın yönetimini bile bu kadar suçlamadınız!
N'oluyorsunuz yahu!
Bu kadar mı korkuyorsunuz Galatasaray'dan?
Devirmek mi istiyorsunuz koca kulübü?
Kendinize gelin birader!
Ne işi var Hakan Şükür'ün HAVET mitinginde?
Konuşsanıza hepiniz…
Susmasanıza…
Ne işi var Hakan Şükür'ün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanında Diyarbakır'da…
HAVET mitinginde…
Hakan Şükür, milletvekili mi, Spor Bakanı mı? Diyarbakır AK Parti sorumlusu mu, Diyarbakır Emniyet Müdürü mü?
Mitingde Türk futbolu mu tartışılıyor?
Meydanlarda maç mı var yoksa?
Neden Hakan Şükür orada?
Yazsanıza bunu…
Yazamazsınız.
Başbakan'la kötü kişi olamazsınız…
Hakan'la kötü kişi olamazsınız…
Bulmuşsunuz Arda'yı gidiyorsunuz üzerine…
Gazeteciyseniz Atletico palavrasıyla Arda'nın üzerine değil, olayın üzerine gidin!
Gidemezsiniz.
İçinize, kemiklerinize işlemiş yalakalık!
Güçlüye laf edemezsiniz.
Sindirilmişseniz eğer o zaman Arda için de Polat için de Galatasaray yönetimi için de konuşmayın!
Ödleklere bu dünyada yer yok.
Siz böyle olduğunuz için bu ülke Atatürk'ü arıyor.
Atatürk köylünün fikrine bile müracaat ederdi…
Köylü milletin efendisidir diyen de Atatürk'tü…
Ne efendi olabildiniz ne köylü bilgeliğine sahip olabildiniz.
Taşra kurnazı olarak kaldınız…
Büyük şehirlerde koltuk sahibi olabilmek, işinden edilmemek uğruna nokta kadar menfaat için virgül gibi eğildiniz.
Mahvettiniz Türk futbolunu.
Kurtuluşu yıllardır kafa kopartmakta buldunuz.
Yollayın Polat'ı kovun Rijkaard'ı…
Temcit pilavı gibi bunları söyleyenler de Babıali üstatları!
Pıh!...
Düşün Galatasaray'ın yakasından yahu!
Bıkmadınız mı hala güçlülerin arkasına sığınıp güçsüzlere vurmaktan!...
Akıllı olun.
Mert olun, dürüst olun…
Şimdi Hakan Şükür olayını da ters çevirip kafama geçirmeye kalkarsınız siz…
Tayyip Bey doğrusunu yapıyor.
Hakan Şükür bu ülkede sevilen bir sporcu, millet onu bağrına basmış bir kere…
Başbakan da onun sevgisinden yararlanıyor. Çok doğal ve akıllı bir iş.
Psikolojik bir şey…
Bir de bakarsınız Hakan Şükür bu ülkeye Futbol Federasyonu Başkanı olur…
Spor Bakanı olur.
Nasıl yazar olduysa, nasıl yorumcu olduysa bakan da olur…
Ne diyordu Michele Platini…
Sporu yönetenler sporun içinden gelmeli…
Çok doğru.
İşte Spor Bakanı Faruk Özak…
Mükemmel.
Hakan Şükür neden olmasın.
Bugün dünya siyaseti, toplumu etkileyenlerin elindedir.
Siyaset de pazarlama işi.
Karalofça antlaşmasının maddeleri artık para etmiyor.
Amerika istedi mi her yer bombalanıyor…
Arda'yla ilgili haberi eğip bükeceğinize, Galatasaray'ı taşlayacağınıza, dedikodu yapacağınıza bu ülkenin gerçeklerini yazın.
Korkmayın.
Doğruyu söyleyenler 9 köyden kovulsa da halk arasında çok itibar görürler.
Ben görüyorum.
Siz siz olun doğruyu söyleyin.
O zaman sizi Başbakan da sever, Hakan Şükür de…
Eminim onlar da beni severler…
Dilini ve aklını iyi kullanın insan sevilir.
Olayları saptıranlar ise lanetlenir.
Bakın başlıkta ne var;
Arda ve Jovanoviç olayının iç yüzü…
Esası teşkil eden detaylardan ötürü daha konuya giremedim.
Naylon Süren de unutulmasın!
Galatasaraylı bir çok eski yönetici de her olayda yönetim aleyhine konuşuyor.
Galatasaray'ı ele geçirecekler ya….
Buradan Faruk Süren'e sesleniyorum;
Sayın Başkan size ‘Naylon Süren' diye başlık attırdıklarını unutmayın!
Galatasaray'a UEFA Kupası, Süper Kupa kazandırdıktan sonra resmen hedef tahtası olmuştunuz.
Yok yere sizi ufaladılar.
Sonrası on yıldır hüsran!
Süren başta kalsaydı bugün Galatasaray da uçardı, taraftar da mutlu olurdu…
Onun için diyorum ki; yönetimlere köstek değil destek olun.
1994'ten bugüne gelen süreçte en masum kişi Adnan Polat. Çünkü en son ve en az görev aldı.
Unutmayın; Alp Yalman başkanlığındaki Adnan Polat, Sezgin dönemi bırakın borcu repoda para bırakarak gitmişlerdi… Gitmek durumunda bırakılmışlardı…
Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü…
Süren Galatasaray markasını yaratan büyük başkan.
2001'de gittiğinde borç yetmiş milyon dolardı…
Mehmet Cansun hisse satışlarıyla bu borcu daha da aşağı indirdi…
Bugün borç 300 milyon dolar…
Bu borcun son iki senesinde Polat var.
Ve Galatasaray kurtuluşa doğru adım atıyor.
Bunları söylerken Adnan Polat'ı, Sezgin'i korumuyorum.
Yaşanmışlıklardan örnekler veriyorum karar sizin.
Bunları bütün medya da biliyor ama susuyor!
Bazen insan kurumları sahiplenir korurken görevdeki yönetimleri de korur hale düşüyor…
Bu yönetimlerin içinde hatalı olanlar varsa onları da sahiplenir gözüküyor.
Şu çok iyi biline ki benim kişilerle işim yok.
Galatasaray koskoca bir camia…
Üzerinde güneş batmayan insanlar topluluğu, çünkü dünyanın her yerinde bir Galatasaray Derneği var.
Galatasaray korunması gereken seçkin ve büyük bir camia her ne kadar onu çökertmek isteyenler varsa da…
Galatasaray yedi bayramdır belini doğrultamıyor
Camia Faruk Süren'in alaşağı etti Galatasaray yedi bayramdır belini doğrultamıyor.
Faruk Süren de kıskançlık yüzünden sırtından vurulmuştu.
Yapmayın ama!
Sahip çıkın biraz kulübe.
Galatasaray Türk futbolu için var.
Yıkın onu geriye gurur duyacağınız bir şey kalmaz.
Galatasaray bu ülkenin sportif kültürüdür.
Yok ediyorsunuz bu kültürü…
Başta Hıncal Uluç!
Ve şürekası…
Adnan Polat ve Sezgin gitmedikçe bu Galatasaray düzelmez diyor Hıncal!
Pervasızca ve Allah'tan korkmayarak!
Peki Hıncal;
Süren gitti de düzeldi mi?
Aradan da on yıl geçti üstelik…
Meydanı boş buldukça atıyor Hıncal…
Ne yapalım;
Bu ülkede körler sağırlar birbirini ağırlar.
Şimdi Fenerliler de çıkıp ‘biz yok muyuz' diyecekler…
Dert bir değil ki…
Galatasaray bu ülkenin sportif kültürüdür dedim ya;
Şimdi Fenerliler de çıkıp ‘biz yok muyuz' diyecekler…
Beşiktaşlılar da…
Trabzon ve diğerleri de…
Evet,
Onlar da en az Galatasaraylılar kadar değerli kulüpler. Camialar…
Ama ben şimdi Galatasaray'ı anlatıyorum.
Galatasaray'ın değerlerini ortaya dökmek diğerlerini sıfırlamak anlamına gelmez ki…
Yeri gelir Fener'i de Beşiktaş'ı da diğerlerini de yazar, överiz.
Yazacağım zaten.
Kendi başıma bir misyon üstlendim.
Seversiniz sevmezsiniz.
Ben gazeteciyim ve her takımı yazarım.
Öyle kafatasçılık yok!
Bakın ne hale geldik;
Herhangi bir kimse bir takımı överken veya eleştirirken Galatasaray dedikten sonra diğerlerinin hışmına uğramamak için, camialardan korkup, hemen onların da adını geçiriyor ki tepki almasın.
Yoksa tepki kapıda…
Bilmemnesevenler Derneği, ya da bir başka şehir takımının halkı ayağa kalkıyor sen nasıl böyle söylersin ‘hesap ver' diye…
Kimse de demiyor ki;
Ben suç işlemiyorum ki bir başkalarının da adını geçirip gönlünü alayım.
Durum vahim arkadaşlar!
Doğruları söyleyen taşlanıyor.
Aksi gibi üslup farkı da göz ardı ediliyor.
Camiaları karıştıran, toplumu birbirine düşüren; agresif, müfteri, saldırgan, futboldan nasibini almamış, kulüpleri birbirine düşürmek için yazı ve söylemlerinde birilerini aşağılayıp, ötekini göklere çıkaranlardan değilim.
Etrafa hakaret edip, kafa tutan ve bu tavırlarıyla okuyucudan bedava prim bekleyen ahlaksızlardan da değilim!
Doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim…
Türkiye'nin buna ihtiyacı var.
Atletico Madrid'in teklifi doğru ama son dakikada
Olayı aynen aktarıyorum;
30 Ağustos'ta saat 21.30'da İspanyol kulübünden Galatasaray Kulübü'ne bir faks geliyor.
‘Arda Turan'a talibiz. Bonservis bedeli için 11 milyon euro verebiliriz. Bunu da üç senede öderiz.'
Yönetim derhal durumu değerlendirmeye alıyor;
‘Futbol değeri tartışılmayacak oyuncumuz Arda Turan için Atletico Madrid Kulübü'nün üç senede ödenmek üzere yaptığı 11 milyon euroluk teklifi zamansız ve gayri ciddi buluyoruz. Ayrıca Kaptanımız Arda'yı da bu yıl hiçbir kulübe vermek istemiyoruz. Kendisiyle de konuştuk ve tam bir uyum içinde karar verdik.
Arda Galatasaray'ın kaptanıdır ve değeri hem maddi hem manevi büyüktür. Hocamız Rijkaard da yeni senede ondan çok şey beklemektedir. Bu yüzden A. Madrid'in teklifi reddedilmiştir.'
Bu da benim yorumum;
Bu kadar değerli bir futbolcunuz varsa o ana kadar hiç görüşmemiş olduğunuz bir kulübe transferin son gününde hem de faks yoluyla oyuncu satar mısınız?
Medya bunu neden sorgulamıyor ki…
Galatasaray ve Arda'yı bu kadar hafife almaya kimin hakkı var.
Yönetim doğruyu yapmıştır.
Jovanoviç, Güney Kıbrıs'ta 2. Lig'de oynuyordu…
Olaylara bakın!
Nasrettin Hoca fıkrası gibi;
Nasrettin Hoca eşeğini isteyen komşusuna ‘eşeğim yok' der…
Tam o sırada eşek ahırdan anırmaya başlar…
Komşusu; Hocam yalan söyleme bak eşek burada, anırıyor işte deyince Hoca;
A be oğlum benim sözüme inanmıyorsun da eşeğin sözüne mi inanıyorsun der…
Benim medyam da Galatasaray yönetimine değil, Cevat Prekazi'nin lafına inanıyor!
Jovanoviç konusuna bu fıkra yeter ama…
Olay şu;
Beograd-Galatasaray maçında, Belgrad'da, Prekazi Galatasaray yöneticileriyle konuşuyor. Amacı futbolcu pazarlamak. Öyle Galatasaray'ın illa futbolcu falan aradığı yok. Prekazi'ye aman bize futbolcu bul diyen de yok!
Nitekim Prekazi, başka gazeteci-yorumcu yokmuşçasına Beograd-Galatasaray maçını tv'de yorumluyor.
Görevi de çok zor aslında.
Bir tarafta alt yapısından ekmek yediği Beograd, öte yanda bir zamanlar ekmek yediği takım Galatasaray…
Prekazi bu arada maç yorumlarken Jovanoviç isimli bir futbolcuyu da Galatasaray'a pazarlamak için laflar ediyor.
Ne ilgisi varsa?
Sonradan dedikodular başlıyor.
Adnan Polat ya da bir başka yetkili önemli değil sonuçta Galatasaray adına; ‘belki tutar' diye Prekazi'ye al oyuncuyu gel deniyor. Ortada bir bedel yok.
Dikkat edin;
Prekazi gelirken kimseye haber vermiyor ve saman altından su götürüyor. Ne zaman ki Galatasaray olumsuz cevap veriyor Prekazi Galatasaray başkanına ve yönetimine hakaretler yağdırmaya başlıyor!
Medya da Prekazi'ye itibar ediyor, Galatasaray'a kambura yatıyor.
Kim bu Prekazi yahu!
Galatasaray mecbur mu her getirilen futbolcuyu almaya!...
İki menecer 1 milyon euro istiyor
Olayı aktarıyorum; bonservisi elinde olduğu söylenen Jovanoviç için toplantıya giriliyor;
Toplantı'da; Adnan Polat, Murat Yalçındağ, Adnan Sezgin, Jovanoviç'in iki meneceri, Cevat Prekazi de var. Bir isim daha var hatırlayamadım.
Bir süre görüşülüyor ve iki menecer Galatasaray'dan bir milyon euro istiyor. Sırf menecerlik parası olarak. Galatasaray da olmaz diyor. Bize böyle söylenmedi. Görüşme bitiyor, Jovanoviç alınmıyor.
Jovanoviç kim;
Jovanoviç 25 yaşında bir Partizanlı.
Son dört senede ancak 30 kez forma giymiş…
Sakat mı, değil…
Bir ara Güney Kıbrıs 2. Ligi'nde bile forma giymiş…
Menecerlik parası sadece bir milyon euro.
Siz olsanız alır mısınız?
Boş verin bir bardak suda fırtına koparanların laflarına…
Galatasaray da dört koldan alaşağı edilecek ya…
Çıktı yine geyik muhabbetleri ortaya…
Jovanoviç'i getiren Prekazi'ye Galatasaray ayıp etmiş!
Arda'ya Atletico'nun transfer teklifi sahteymiş…
Yönetim Arda'yı satmalıymış…
Arda bundan sonra morali bozulur oynamazmış...
Çocuğu yok yoluna şizofren edecekler!
Çatsanıza Aziz Yıldırım'a…
Güiza ellerinde kaldı, Kazım madara oldu…
Son gün Fener de Yobo'yu aldı…
Aykut Kocaman'la Fener Avrupa'da iki kere küme düştü!
Serkan Kırıntılı son gün geldi.
Bunları örnek diye söylüyorum. Kınadığımdan ya da Fener'i yermek için değil!
Beşiktaş'tan da örnekler verebilirim…
Hem de çoook…
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Barça'dan da…ManU'dan da…
Arsen Wenger'den de…
Herkes hata yapar ama yıkmak amacıyla pusuya yatıp beklenmez!
Galatasaray'a öyle yapılıyor.
Hani; kedi, avını yakalamak için karnını yere yapıştırır, uzar, kuyruğunu iki yana sallayıp avının üzerine atlamaya hazır bekler ya… Medya da, Galatasaray'ın içindeki bazı kişiler de işte aynen böyle bekliyor.
Galatasaray'ın bir boş anını yakalasak da üzerine atlayıp yesek diye!...
Koskoca Galatasaray bir futbolcu simsarına feda ediliyor
Kimdir Cevat Prekazi yahu!...
Galatasaray Beograd maçını anlatırken bile futbolcu pazarlamak için yarım yamalak Türkçesiyle laf düşüren bir futbolcu eskisi…
Koskoca Galatasaray onun sırtından bile yıpratılıyor!
Neymiş…
Prekazi'nin kakalayacağı futbolcuyu yönetim almamış!
Geçin Prekazi'nin saflarına,
Vurun Galatasaray'a…
Bre insaf!
Ribery gibi futbolcu elden kaçtıktan sonra zamanın yönetimini bile bu kadar suçlamadınız!
N'oluyorsunuz yahu!
Bu kadar mı korkuyorsunuz Galatasaray'dan?
Devirmek mi istiyorsunuz koca kulübü?
Kendinize gelin birader!
Ne işi var Hakan Şükür'ün HAVET mitinginde?
Konuşsanıza hepiniz…
Susmasanıza…
Ne işi var Hakan Şükür'ün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanında Diyarbakır'da…
HAVET mitinginde…
Hakan Şükür, milletvekili mi, Spor Bakanı mı? Diyarbakır AK Parti sorumlusu mu, Diyarbakır Emniyet Müdürü mü?
Mitingde Türk futbolu mu tartışılıyor?
Meydanlarda maç mı var yoksa?
Neden Hakan Şükür orada?
Yazsanıza bunu…
Yazamazsınız.
Başbakan'la kötü kişi olamazsınız…
Hakan'la kötü kişi olamazsınız…
Bulmuşsunuz Arda'yı gidiyorsunuz üzerine…
Gazeteciyseniz Atletico palavrasıyla Arda'nın üzerine değil, olayın üzerine gidin!
Gidemezsiniz.
İçinize, kemiklerinize işlemiş yalakalık!
Güçlüye laf edemezsiniz.
Sindirilmişseniz eğer o zaman Arda için de Polat için de Galatasaray yönetimi için de konuşmayın!
Ödleklere bu dünyada yer yok.
Siz böyle olduğunuz için bu ülke Atatürk'ü arıyor.
Atatürk köylünün fikrine bile müracaat ederdi…
Köylü milletin efendisidir diyen de Atatürk'tü…
Ne efendi olabildiniz ne köylü bilgeliğine sahip olabildiniz.
Taşra kurnazı olarak kaldınız…
Büyük şehirlerde koltuk sahibi olabilmek, işinden edilmemek uğruna nokta kadar menfaat için virgül gibi eğildiniz.
Mahvettiniz Türk futbolunu.
Kurtuluşu yıllardır kafa kopartmakta buldunuz.
Yollayın Polat'ı kovun Rijkaard'ı…
Temcit pilavı gibi bunları söyleyenler de Babıali üstatları!
Pıh!...
Düşün Galatasaray'ın yakasından yahu!
Bıkmadınız mı hala güçlülerin arkasına sığınıp güçsüzlere vurmaktan!...
Akıllı olun.
Mert olun, dürüst olun…
Şimdi Hakan Şükür olayını da ters çevirip kafama geçirmeye kalkarsınız siz…
Tayyip Bey doğrusunu yapıyor.
Hakan Şükür bu ülkede sevilen bir sporcu, millet onu bağrına basmış bir kere…
Başbakan da onun sevgisinden yararlanıyor. Çok doğal ve akıllı bir iş.
Psikolojik bir şey…
Bir de bakarsınız Hakan Şükür bu ülkeye Futbol Federasyonu Başkanı olur…
Spor Bakanı olur.
Nasıl yazar olduysa, nasıl yorumcu olduysa bakan da olur…
Ne diyordu Michele Platini…
Sporu yönetenler sporun içinden gelmeli…
Çok doğru.
İşte Spor Bakanı Faruk Özak…
Mükemmel.
Hakan Şükür neden olmasın.
Bugün dünya siyaseti, toplumu etkileyenlerin elindedir.
Siyaset de pazarlama işi.
Karalofça antlaşmasının maddeleri artık para etmiyor.
Amerika istedi mi her yer bombalanıyor…
Arda'yla ilgili haberi eğip bükeceğinize, Galatasaray'ı taşlayacağınıza, dedikodu yapacağınıza bu ülkenin gerçeklerini yazın.
Korkmayın.
Doğruyu söyleyenler 9 köyden kovulsa da halk arasında çok itibar görürler.
Ben görüyorum.
Siz siz olun doğruyu söyleyin.
O zaman sizi Başbakan da sever, Hakan Şükür de…
Eminim onlar da beni severler…
Dilini ve aklını iyi kullanın insan sevilir.
Olayları saptıranlar ise lanetlenir.
Bakın başlıkta ne var;
Arda ve Jovanoviç olayının iç yüzü…
Esası teşkil eden detaylardan ötürü daha konuya giremedim.
Naylon Süren de unutulmasın!
Galatasaraylı bir çok eski yönetici de her olayda yönetim aleyhine konuşuyor.
Galatasaray'ı ele geçirecekler ya….
Buradan Faruk Süren'e sesleniyorum;
Sayın Başkan size ‘Naylon Süren' diye başlık attırdıklarını unutmayın!
Galatasaray'a UEFA Kupası, Süper Kupa kazandırdıktan sonra resmen hedef tahtası olmuştunuz.
Yok yere sizi ufaladılar.
Sonrası on yıldır hüsran!
Süren başta kalsaydı bugün Galatasaray da uçardı, taraftar da mutlu olurdu…
Onun için diyorum ki; yönetimlere köstek değil destek olun.
1994'ten bugüne gelen süreçte en masum kişi Adnan Polat. Çünkü en son ve en az görev aldı.
Unutmayın; Alp Yalman başkanlığındaki Adnan Polat, Sezgin dönemi bırakın borcu repoda para bırakarak gitmişlerdi… Gitmek durumunda bırakılmışlardı…
Açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü…
Süren Galatasaray markasını yaratan büyük başkan.
2001'de gittiğinde borç yetmiş milyon dolardı…
Mehmet Cansun hisse satışlarıyla bu borcu daha da aşağı indirdi…
Bugün borç 300 milyon dolar…
Bu borcun son iki senesinde Polat var.
Ve Galatasaray kurtuluşa doğru adım atıyor.
Bunları söylerken Adnan Polat'ı, Sezgin'i korumuyorum.
Yaşanmışlıklardan örnekler veriyorum karar sizin.
Bunları bütün medya da biliyor ama susuyor!
Bazen insan kurumları sahiplenir korurken görevdeki yönetimleri de korur hale düşüyor…
Bu yönetimlerin içinde hatalı olanlar varsa onları da sahiplenir gözüküyor.
Şu çok iyi biline ki benim kişilerle işim yok.
Galatasaray koskoca bir camia…
Üzerinde güneş batmayan insanlar topluluğu, çünkü dünyanın her yerinde bir Galatasaray Derneği var.
Galatasaray korunması gereken seçkin ve büyük bir camia her ne kadar onu çökertmek isteyenler varsa da…
Galatasaray yedi bayramdır belini doğrultamıyor
Camia Faruk Süren'in alaşağı etti Galatasaray yedi bayramdır belini doğrultamıyor.
Faruk Süren de kıskançlık yüzünden sırtından vurulmuştu.
Yapmayın ama!
Sahip çıkın biraz kulübe.
Galatasaray Türk futbolu için var.
Yıkın onu geriye gurur duyacağınız bir şey kalmaz.
Galatasaray bu ülkenin sportif kültürüdür.
Yok ediyorsunuz bu kültürü…
Başta Hıncal Uluç!
Ve şürekası…
Adnan Polat ve Sezgin gitmedikçe bu Galatasaray düzelmez diyor Hıncal!
Pervasızca ve Allah'tan korkmayarak!
Peki Hıncal;
Süren gitti de düzeldi mi?
Aradan da on yıl geçti üstelik…
Meydanı boş buldukça atıyor Hıncal…
Ne yapalım;
Bu ülkede körler sağırlar birbirini ağırlar.
Şimdi Fenerliler de çıkıp ‘biz yok muyuz' diyecekler…
Dert bir değil ki…
Galatasaray bu ülkenin sportif kültürüdür dedim ya;
Şimdi Fenerliler de çıkıp ‘biz yok muyuz' diyecekler…
Beşiktaşlılar da…
Trabzon ve diğerleri de…
Evet,
Onlar da en az Galatasaraylılar kadar değerli kulüpler. Camialar…
Ama ben şimdi Galatasaray'ı anlatıyorum.
Galatasaray'ın değerlerini ortaya dökmek diğerlerini sıfırlamak anlamına gelmez ki…
Yeri gelir Fener'i de Beşiktaş'ı da diğerlerini de yazar, överiz.
Yazacağım zaten.
Kendi başıma bir misyon üstlendim.
Seversiniz sevmezsiniz.
Ben gazeteciyim ve her takımı yazarım.
Öyle kafatasçılık yok!
Bakın ne hale geldik;
Herhangi bir kimse bir takımı överken veya eleştirirken Galatasaray dedikten sonra diğerlerinin hışmına uğramamak için, camialardan korkup, hemen onların da adını geçiriyor ki tepki almasın.
Yoksa tepki kapıda…
Bilmemnesevenler Derneği, ya da bir başka şehir takımının halkı ayağa kalkıyor sen nasıl böyle söylersin ‘hesap ver' diye…
Kimse de demiyor ki;
Ben suç işlemiyorum ki bir başkalarının da adını geçirip gönlünü alayım.
Durum vahim arkadaşlar!
Doğruları söyleyen taşlanıyor.
Aksi gibi üslup farkı da göz ardı ediliyor.
Camiaları karıştıran, toplumu birbirine düşüren; agresif, müfteri, saldırgan, futboldan nasibini almamış, kulüpleri birbirine düşürmek için yazı ve söylemlerinde birilerini aşağılayıp, ötekini göklere çıkaranlardan değilim.
Etrafa hakaret edip, kafa tutan ve bu tavırlarıyla okuyucudan bedava prim bekleyen ahlaksızlardan da değilim!
Doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim…
Türkiye'nin buna ihtiyacı var.
Atletico Madrid'in teklifi doğru ama son dakikada
Olayı aynen aktarıyorum;
30 Ağustos'ta saat 21.30'da İspanyol kulübünden Galatasaray Kulübü'ne bir faks geliyor.
‘Arda Turan'a talibiz. Bonservis bedeli için 11 milyon euro verebiliriz. Bunu da üç senede öderiz.'
Yönetim derhal durumu değerlendirmeye alıyor;
‘Futbol değeri tartışılmayacak oyuncumuz Arda Turan için Atletico Madrid Kulübü'nün üç senede ödenmek üzere yaptığı 11 milyon euroluk teklifi zamansız ve gayri ciddi buluyoruz. Ayrıca Kaptanımız Arda'yı da bu yıl hiçbir kulübe vermek istemiyoruz. Kendisiyle de konuştuk ve tam bir uyum içinde karar verdik.
Arda Galatasaray'ın kaptanıdır ve değeri hem maddi hem manevi büyüktür. Hocamız Rijkaard da yeni senede ondan çok şey beklemektedir. Bu yüzden A. Madrid'in teklifi reddedilmiştir.'
Bu da benim yorumum;
Bu kadar değerli bir futbolcunuz varsa o ana kadar hiç görüşmemiş olduğunuz bir kulübe transferin son gününde hem de faks yoluyla oyuncu satar mısınız?
Medya bunu neden sorgulamıyor ki…
Galatasaray ve Arda'yı bu kadar hafife almaya kimin hakkı var.
Yönetim doğruyu yapmıştır.
Jovanoviç, Güney Kıbrıs'ta 2. Lig'de oynuyordu…
Olaylara bakın!
Nasrettin Hoca fıkrası gibi;
Nasrettin Hoca eşeğini isteyen komşusuna ‘eşeğim yok' der…
Tam o sırada eşek ahırdan anırmaya başlar…
Komşusu; Hocam yalan söyleme bak eşek burada, anırıyor işte deyince Hoca;
A be oğlum benim sözüme inanmıyorsun da eşeğin sözüne mi inanıyorsun der…
Benim medyam da Galatasaray yönetimine değil, Cevat Prekazi'nin lafına inanıyor!
Jovanoviç konusuna bu fıkra yeter ama…
Olay şu;
Beograd-Galatasaray maçında, Belgrad'da, Prekazi Galatasaray yöneticileriyle konuşuyor. Amacı futbolcu pazarlamak. Öyle Galatasaray'ın illa futbolcu falan aradığı yok. Prekazi'ye aman bize futbolcu bul diyen de yok!
Nitekim Prekazi, başka gazeteci-yorumcu yokmuşçasına Beograd-Galatasaray maçını tv'de yorumluyor.
Görevi de çok zor aslında.
Bir tarafta alt yapısından ekmek yediği Beograd, öte yanda bir zamanlar ekmek yediği takım Galatasaray…
Prekazi bu arada maç yorumlarken Jovanoviç isimli bir futbolcuyu da Galatasaray'a pazarlamak için laflar ediyor.
Ne ilgisi varsa?
Sonradan dedikodular başlıyor.
Adnan Polat ya da bir başka yetkili önemli değil sonuçta Galatasaray adına; ‘belki tutar' diye Prekazi'ye al oyuncuyu gel deniyor. Ortada bir bedel yok.
Dikkat edin;
Prekazi gelirken kimseye haber vermiyor ve saman altından su götürüyor. Ne zaman ki Galatasaray olumsuz cevap veriyor Prekazi Galatasaray başkanına ve yönetimine hakaretler yağdırmaya başlıyor!
Medya da Prekazi'ye itibar ediyor, Galatasaray'a kambura yatıyor.
Kim bu Prekazi yahu!
Galatasaray mecbur mu her getirilen futbolcuyu almaya!...
İki menecer 1 milyon euro istiyor
Olayı aktarıyorum; bonservisi elinde olduğu söylenen Jovanoviç için toplantıya giriliyor;
Toplantı'da; Adnan Polat, Murat Yalçındağ, Adnan Sezgin, Jovanoviç'in iki meneceri, Cevat Prekazi de var. Bir isim daha var hatırlayamadım.
Bir süre görüşülüyor ve iki menecer Galatasaray'dan bir milyon euro istiyor. Sırf menecerlik parası olarak. Galatasaray da olmaz diyor. Bize böyle söylenmedi. Görüşme bitiyor, Jovanoviç alınmıyor.
Jovanoviç kim;
Jovanoviç 25 yaşında bir Partizanlı.
Son dört senede ancak 30 kez forma giymiş…
Sakat mı, değil…
Bir ara Güney Kıbrıs 2. Ligi'nde bile forma giymiş…
Menecerlik parası sadece bir milyon euro.
Siz olsanız alır mısınız?
Boş verin bir bardak suda fırtına koparanların laflarına…
Haber; AA
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Galatasaray


