Bu maçı almalıyız başka yolu yok!

Bilmem dikkat ettiniz mi? Türkiye'de son yıllarda önemli yargı kararları ya da ve politik kararlar kamuoyuna duyurulurken hep Cuma günü akşam saatleri seçilir. Bu elbette ki bir tesadüf değil. Gayet rasyonel bir gerekçesi de var: piyasaları etkilememek. Parti kapatmaları, istifalar, vb. bu saatlerde açıklanır ki, tatil ortamında piyasalar sakinleşsin, ani dalgalanmalar yaşanmasın.

Farkında mıyız bilmiyorum ama bu durum bugünlerde futbol için de geçerli. Futbol kamuoyunun aylardır merakla beklediği şike ve teşvik soruşturması iddianamesinin henüz kamuoyuna açıklanmaması sizce tesadüf mü? Savcı Mehmet Berk'in iddianameyi Hırvatistan ile oynayacağımız kritik play-off maçı sonrasına ancak yetiştirecek olması size de ilginç gelmiyor mu?

Piyasalar açısından Cuma akşamı neyse, Türk futbolu için Hırvatistan maçı sonrası da aynen o. Anlaşılan iddianamenin play-off maçı sonrasına bırakılmasıyla, doğabilecek kaos ortamından milli takımın engellenmemesi hedeflenmiş.

Türkiye'nin Hırvatistan ile oynayacağı bu maç gerçekten çok ama çok önemli. Mesele Euro 2012'ye katılıp katılmamak değil, kesinlikle hayır. Zaten ülkece böylesi büyük turnuvalara katılmamaya çoktan alıştık. Ama eğer Hırvatistan'a elenirsek,  Türk futbolseverler iddianamenin doğuracağı sarsıntıyı (küme düşmeyi doğuracak yönde görüş çıksın ya da çıkmasın) kaldırabilir mi emin değilim. Son dakikada çıkartılan play-off ucubesiyle futboldan soğumadı mı  futbol severler?  Ve üstüne Hırvatistan yenilgisi, iddianame sonrası kaos… Düşünemiyorum.

Bu yazıyı Hırvatistan maçına artık birkaç saat kala kaleme alıyorum. Bu anlamda olası bir Hırvatistan zaferi, Türk futbolseverin bu güzel oyuna olan umudunu bir nebze ayakta tutabilir, benim için önemli olan o. Bu yüzden sözlerimi (Can Kozanoğlu'na bir selam çakarak) şu şekilde noktalıyorum:

Bu maçı almalıyız başka yolu yok!

twitter.com/alibakin