Selim Koray
Hoşgeldiniz Samatta Bey
Selim Koray, Fenerbahçe'nin Denizlispor karşısındaki 1-0'lık galibiyetini kaleme aldı.
Fenerbahçe-Denizlispor'u 1-0 yenmeyi başardı ama nasıl başardı bir de TV karşısındaki Fenerbahçe'lilere sormak lazım. Artık rakipler Kadıköy'de ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar ve Kadıköy'e büyük cesaret ve moralle geliyorlar. Tribünler 1 yıldır bomboş, maçtan önce Fenerbahçe marşı çalmasa, Fenerbahçe'nin nerede oynadığını dahi bilemeyeceğiz.
Denizlispor ilk yarı 30 dk kadar Fenerbahçe'nin oyun kurmasına izin vermedi. Serdar, Szalai ve Caner ileriye havadan ve uzun oynamak zorunda kaldılar.
Caner'in Thiam, Valencia, Pelkas ve Samatta ile ligin başından beri süregelen pas anlaşmazlığı üzerine kitap yazılır.
Fenerbahçe aslında ilk yarı hiç de utanılacak bir oyun oynamadı ve çoğu bireysel olmak üzere rakip ceza sahasına top indirmek için her şeyi denedi ama geçişlerde verilen pozisyonlar Gençlerbirliği ve Göztepe maçlarını hatırlattı. Caner'in arkasına yapılan koşuya cevap verememesi, kaptırılan top sonrasında Serdar'ın çoğu zaman olduğu gibi yanlış yerde beklediği için rakibine yetişememesi ilk yarı Fenerbahçe taraftarını umutsuzluğa sevk etti.
Çoğu Süper Lig takımı gibi ikinci yarıya düşük tempoda başlayan Denizli'yi Fenerbahçe ikinci yarı epey hırpaladı ve kornerden gelen ortayla 65 dk.'da 1-0 öne geçti. Gol sonrası Fenerbahçe birçok fırsat yakaladı ama çoğu zaman olduğu gibi bunları da değerlendiremeyince maç 1-0 bitti. Fenerbahçe sonuçta hak ettiği bir galibiyet aldı ve Fenerbahçe taraftarı Emre Belözoğlu ile çıkılan ilk maçta galip gelinmesine, 3 puana ve Galatasaray'ın 1 puan üstüne çıkmış olunmasına sevindi ama Fenerbahçe'nin "arifeyi gösterip bayram'ı göstermeyen" oyununa bel bağlamak pek de akılcı durmuyor.
Denizlispor ilk yarı 30 dk kadar Fenerbahçe'nin oyun kurmasına izin vermedi. Serdar, Szalai ve Caner ileriye havadan ve uzun oynamak zorunda kaldılar.
Caner'in Thiam, Valencia, Pelkas ve Samatta ile ligin başından beri süregelen pas anlaşmazlığı üzerine kitap yazılır.
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Bu maçta da aynen devam etti. Caner taç çizgisinden topla beraber gidebilen bir oyuncu olmadığı için top Caner'in ayağına geldiğinde Caner ilkönce şöyle bir duruyor ve durunca taç çizgisindeki pas açısı daralıyor, bu 3-4 arkadaş hemen pas açısına gelip topu ayaklarına isteyeceklerine, ayni hatta bir ileri bir geri koşup nedense sadece Caner'e feyk atmayı başarıyorlar. Caner bazen defans arkası pas deniyor, bu arkadaşlar o topları da tutamıyorlar! Neredeyse lig bitecek, 8 aydır sol bölgedekiler hala birbirlerini anlayamadılar.Fenerbahçe aslında ilk yarı hiç de utanılacak bir oyun oynamadı ve çoğu bireysel olmak üzere rakip ceza sahasına top indirmek için her şeyi denedi ama geçişlerde verilen pozisyonlar Gençlerbirliği ve Göztepe maçlarını hatırlattı. Caner'in arkasına yapılan koşuya cevap verememesi, kaptırılan top sonrasında Serdar'ın çoğu zaman olduğu gibi yanlış yerde beklediği için rakibine yetişememesi ilk yarı Fenerbahçe taraftarını umutsuzluğa sevk etti.
Çoğu Süper Lig takımı gibi ikinci yarıya düşük tempoda başlayan Denizli'yi Fenerbahçe ikinci yarı epey hırpaladı ve kornerden gelen ortayla 65 dk.'da 1-0 öne geçti. Gol sonrası Fenerbahçe birçok fırsat yakaladı ama çoğu zaman olduğu gibi bunları da değerlendiremeyince maç 1-0 bitti. Fenerbahçe sonuçta hak ettiği bir galibiyet aldı ve Fenerbahçe taraftarı Emre Belözoğlu ile çıkılan ilk maçta galip gelinmesine, 3 puana ve Galatasaray'ın 1 puan üstüne çıkmış olunmasına sevindi ama Fenerbahçe'nin "arifeyi gösterip bayram'ı göstermeyen" oyununa bel bağlamak pek de akılcı durmuyor.
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.