Neler oluyor ya Rabbim!

İş iyice şirazesinden çıktı... Öyle bir hal aldı ki, kim daha vurucu laf ederse o galip ilan ediliyor. Lafı yiyen de misillemeye girince ortalık karışıyor. Hani bir laf vardır "bohk altında kalır da laf altında kalmaz" işte öyle bir şey! Hepimiz için aynı. Bu, bugün olmadı. Yılların argo lafebeliği bizi bu hale getirdi. Koca koca adamlar birbirine laf giydirdikçe işin bohk'u çıktı. Bırakın birbirine giydirmeyi koskoca camialar onların yüzünden birbirlerine giriyor. Medya da bunu "pehlivan tefrikası" gibi günlerce "o onu dedi bu bunu dedi, şimdi bakalım bu ağır ithama, karşı taraf ne diyecek" diye çanak tutunca bir tüluattır gidiyor! Ancaak; Hepsi de söylemlerinde (ayıpla birlikte) haklılar!

Tencere dibin kara
Aziz Yıldırım haklı; Cümle aleme karşı tek başına savaşıyor. Herkes onun karşısında. Belki de kıskanılıyor. Tesisler, para bolluğu, şampiyonluklar hep Fenerbahçe'de. Ama en çok da Fenerbahçe'nin kayrıldığı bir gerçek. Neden, niçin, nasıl, ne hakla' Belli değil. Bir gizli "el" sanki Fener'i lider yapıyor. Kimin eli derseniz başta Aziz Yıldırım'ın eli, sonrasında kimin yok ki, deniyor... Yıldırım Demirören; Hocadan yana müzmin çaresiz başkan! Neyse Tigana geldi de Beşiktaş biraz toparlandı. Yıldırım Bey uzun zamandır belinden çekti, şimdi dilinden çekecek. Demirören uzun süre yattı, ortalarda görünmedi, belinden ameliyat oldu. Ayağa kalkar kalkmaz Fenerbahçe'ye yaylım ateş açtı. Neden, niçin, nasıl, ne hakla' Belli değil. Demiören; "FB bundan sonra at oynatamayacak" diyor. İlahi başkan, at nasıl oynatılır, meydanı boş bırakırsan herkes at oynatır. İki yıldır Beşiktaş ortada yok! Galatasaray var yok! Trabzon enfeksiyon geçiriyor! N'apsın Fenerbahçe. Atı aldı Üsküdar'ı geçerken sizler uyandınız... Ama siz de haklısınız; Beşiktaş kendi içinde iktidar-muhalefet çekişiyor, tribünler mutsuz. Allah şifalar versin siz, bel fıtığından yatarken tribünler Beşiktaş'ın aldığı sonuçlarla fıtık oldu. Keşke konuşmasaydınız da insanlar size kırıcı cevaplar vereceğine. "Geçmiş olsun Sevgili Başkan" diye sevgi gösterisinde bulunsalar, çiçeklerle size zoşsalardı... Keşke, keşke, keşke... Bakın şimdi Galatasaray'la yapacağınız maça şaibe davet ettiniz! Biz sizi tanıyoruz, "iyi insandan kötü şey sadir olamaz" ama... Dedikodu işte... İlhan Cavcav en haklısı ama en dışta kalanı! Bir zamanlar Kulüpler Birliği Başkanı olduğu için bazı büyük kulüplerle ters düştüğünden her fırsatta ona diyet ödettiriliyor. Başkan Cavcav'ın parasını, Deniz veya Fenerbahçe inatla ödemiyor. İş Tahkim'i de aşarak sivil mahkemelere intikal ediyor. Ayıp! Bırakın hukuku mukuku! Vicdanlarınıza sorun. Böyle bir borç var mı' Var. Kim ödeyecek' Ya Deniz ya Fenerbahçe. Ödesenize... Gerisi laf! Bu inadın tek sebebi vardır. Aziz Yıldırım ' İlhan Cavcav çekişmesi. Birbirlerini sevmiyor alabilirler ama Deniz'in günahı ne' Bir de üstüne üstlük Cavcav'a kamu davası açılıyor. Sizler aynı kaderi paylaşıyorsunuz. Bugün birinize yarın ötekinize. El ele tutuşup sevgi şarkıları söylesenize... Hovardalık yolunda trilyonlar saçanlar böyle bir sebepten gövde gösterisi yapıyorsa günahları boyunlarına... Hovardalık dediğim, futbolculara verilen milyon dolarlar... Mesela havaya uçan Ortega dolarları falan... Dahası var; Appiah'ı uçakla getirenler, Deniz'in cezası için kıllarını kıpardatmıyor. Çocuk ikinci cezayı alıp kenarda bekliyor, hem takıma zarar hem akıllara. Nasıl olur böyle bir şey! Anlayamıyorum. Hani spor kardeşlik, sevgi, dostluk, beden ve ruh sağlığı idi' Hepimizin ruh sağlığı bozuldu. Oynayanın da, başkanın da, seyredenin de, medyanın da... Futboldan çok entrikaları konuşur olduk. Futbolun umurunda mı Allah aşkına... İnsanlar güzel maçlar, gollü maçlar, çaplı futbolcular, alkışlanacak başkanlar görüp coşmak istiyor. Kavgadan kim hayır görmüş!

Haa! Galatasaray'ı unuttuk
Galatasaray'da üç gün önce kavga edenlerin şimdi elleri birleşti birlik beraberlik deniyor. Çok mutluyum, ama içim kan ağlıyor. Canım Başkanım, Sevgili Canaydınım, Asil duruşlu liderim, Galatasaray'ın dürüst evladı! Şu elleri seçim öncesi kavrasaydın da kimse karalanmasaydı.... Yine de el sıkmayı bilebilmek, barış görüş olmak, hatadan dönmek, affedici olmak en büyük fazilet. Galatasaray bunu becerebildiği için "UEFA Kupası'nı aldı" dersem ben de gülünç olurum sizlere karşı... Asla demem! Ancak Galatasaray zaman zaman es verse de yine hoşgörüyü elden bırakmıyor. Futbol camiasının en "centilmeni" Özhan Canaydın Galatasaray içi birleşmeyi sağladığı kadar Kulüpler Birliği'nde de barış-görüş için ön ayak olsa . Bak nasıl alkış alır. Zor ama imkansız değil. Her insan naziktir, efendidir. Aziz yıldırım da, Yıldırım Demirören de, Özhan Canaydın da... Benim bütün başkanlarım efendidir, Tahrik edilmediği sürece.

Bir laf da Gerets'e
Ne demek; "Rize maçını alamazsak her şey biter" sevgili Eric'im benim... Bitmez! Fenerbahçe'yi Saraçoğlu'nda yenmeyi düşünmüyor musun yoksa' Rize'ye yenil, Feneri üçle bak nasıl kaparsın kupayı o zaman... Sevgili taraftarlar bana kızmayın. Ben ortamın resmini çekip sizlere aktarıyorum. Taraf olsanız bile tarafıma saygı gösterin lütfen! Sevgiyle kalın...