Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
"Türk futbol kulüpleri dünya markası olamıyor"
Türk kulüplerinin kurumsallaşma konusundaki yetersizliği mali ve sportif açıdan Avrupa'daki rakiplerinin gerisinde kalmalarına neden oldu.
Son dönemde futbol sadece bir "oyun" kimliğinden sıyrılıp önemli bir endüstri halini aldı. Birçok açıdan sorunlarla boğuşan Türk kulüpleriyle Avrupa kulüpleri arasındaki değer farkı giderek açılıyor.
Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebahattin Devecioğlu konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Marka değeri açısından ligin geneli ve kulüplere bakıldığında Türkiye'nin Avrupa'daki rakiplerine göre daha alt seviyede bulunduğunu belirten Devecioğlu, "Liglerimiz ve kulüplerimiz yerel kalıyor. Biz ligimizi pazarlayamıyoruz. Türkiye ligini izleyen bizden başka kimse yok." diye konuştu.
Devecioğlu, Türkiye'deki üç büyüklerin, gelirleri ortalaması ve marka değeri konusunda Avrupa'nın zirvesinde yer alan 20 kulübü zorladığını ancak bunun bir bütüne yayılamadığını, üç büyüklerin bir dünya markası haline gelemediğini kaydetti.
Son yıllarda futbolun gelirlerini artıran bir sektöre dönüştüğüne işaret eden Devecioğlu, "Özellikle İngiltere Premier Ligi, hem kulüpler, hem de lig organizasyonu konusunda bir model. Dünyanın en çok gelire sahip kulübü bu yıl Manchester United oldu. Onu Barcelona ve Real Madrid takip etti. Bu sektörün kendine özgü referansları var. Bunlardan en önemlisi yıldız oyuncular. Bu tip oyuncuları fazla olan liglerin izlenme oranı artıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Futbolu sevmek futbolu yönetmeye yetmiyor"
Devecioğlu, stadyumların son yıllarda büyük teknoloji ve yatırımlarla ön plana çıktığını bu altyapıyı sağlayan liglerin artı bir değer kazandığını ifade etti.
Avrupa'daki kulüplerin akademiye dönüştüğünü söyleyen Devecioğlu, Barcelona'nın bu konuda çok büyük bir model olduğunu vurguladı.
Devecioğlu, sporcu yetiştirmenin sadece gözlem yoluyla yapılmadığını, yetenek seçmenin de bilimsel metotları olduğunu, küçük yaştaki çocukların kapasitelerinin, hızlarının ve sıçrama potansiyellerinin ölçülüp, bilimsel olarak değerlendirildiğini söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkesi olduğunu belirten Devecioğlu, "Türkiye'de çok yetenekli çocuklar var, ama bu çocuklar yanlış stratejilerden dolayı kaybolup gidiyorlar. Bunun da paydaşları var. Sadece federasyonla ilgili değil, üniversite ve kulüplerle, ekonomi bakanlığıyla birlikte ele alınmalı. Eğer ligleri, kulüpleri pazarlayacaksak, futbolcularımızı yurt dışına gönderip onlardan bir gelir elde edebileceksek bunun yolu yatırım yapmaktan geçiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Devecioğlu, İspanyol temsilcisinin bilimsel metodolojiye dayalı çalıştığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bizde kulüpler henüz kurumsal bir yapıya sahip değil. Türkiye'deki kulüpler dernek statüsünde. Bazı kulüpler şirketleşme modelinde, bazıları şirketlerle ortak çalışıyor. İstanbul merkezli üç kulüp ve Trabzonspor borsada işlem görüyor. Bizdeki kulüplerin altyapıya, futbolcu yetiştirip, sistem geliştirip veya antrenör yetiştirip bunu başka yerlere pazarlamaya yönelik bir stratejileri henüz yok. Büyük kulüplerde bile bu yapı yok denecek kadar az."
Türkiye'de sponsorluğun öneminin henüz yeterince algılanamadığının altını çizen Devecioğlu, "Biz buralara yatırım yapmıyoruz. Uzman kişilerle çalışmıyoruz. Tamamen geleneksel metotlarla çalışıyoruz. Futbolu sevmek futbolu yönetmeye yetmiyor. Çünkü bu çok büyük bir pazar ve endüstri. Sadece sportif başarıyla da alakalı değil, bir kulübün forması ve hediyelik eşyala gibi ürünlerinden elde edilecek gelirleri artırmaya yönelik yatırım yapmak gerekiyor." şeklinde konuştu.
"10-15 yıl sonra Avrupa'da ve hatta Türkiye'de Çinli futbolcular göreceğiz"
Avrupa'nın yanı sıra Asya ülkelerinin de futbola yatırımlarını artırdığını anlatan Devecioğlu, Çin'in bu konuda öne çıktığını söyledi.
Devecioğlu, Çin'in futbola önem vermeye başladığını aktararak, "Çinliler, Pekin Olimpiyatlarına yapmış olduğu yatırımın aynısını şimdi futbola yapıyor, büyük kulüpler satın alıyor. 10-15 yıl sonra Avrupa'da ve hatta Türkiye'de Çinli futbolcular göreceğiz. Bu şimdiden planlandı." ifadelerini kullandı.
Son dönemde futbol sadece bir "oyun" kimliğinden sıyrılıp önemli bir endüstri halini aldı. Birçok açıdan sorunlarla boğuşan Türk kulüpleriyle Avrupa kulüpleri arasındaki değer farkı giderek açılıyor.
Fırat Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebahattin Devecioğlu konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Marka değeri açısından ligin geneli ve kulüplere bakıldığında Türkiye'nin Avrupa'daki rakiplerine göre daha alt seviyede bulunduğunu belirten Devecioğlu, "Liglerimiz ve kulüplerimiz yerel kalıyor. Biz ligimizi pazarlayamıyoruz. Türkiye ligini izleyen bizden başka kimse yok." diye konuştu.
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Devecioğlu, futbol kulüplerinin ve oyuncuların değerini ölçen Alman "Transfermarkt" sitesine göre, değer açısından Spor Toto Süper Lig'in Avrupa'nın 7. ligi olduğuna dikkati çekerek, "Üç büyük kulübümüzün toplam değeri İngiltere'deki bir Tottenham bile değil. Tottenham'ın, 1,011 milyar avroluk bir değeri var. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş'ın toplam değeri yaklaşık 900 milyon avro. Üçü birleşse bir Tottenham etmiyor." ifadelerini kullandı.Devecioğlu, Türkiye'deki üç büyüklerin, gelirleri ortalaması ve marka değeri konusunda Avrupa'nın zirvesinde yer alan 20 kulübü zorladığını ancak bunun bir bütüne yayılamadığını, üç büyüklerin bir dünya markası haline gelemediğini kaydetti.
Son yıllarda futbolun gelirlerini artıran bir sektöre dönüştüğüne işaret eden Devecioğlu, "Özellikle İngiltere Premier Ligi, hem kulüpler, hem de lig organizasyonu konusunda bir model. Dünyanın en çok gelire sahip kulübü bu yıl Manchester United oldu. Onu Barcelona ve Real Madrid takip etti. Bu sektörün kendine özgü referansları var. Bunlardan en önemlisi yıldız oyuncular. Bu tip oyuncuları fazla olan liglerin izlenme oranı artıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Futbolu sevmek futbolu yönetmeye yetmiyor"
Devecioğlu, stadyumların son yıllarda büyük teknoloji ve yatırımlarla ön plana çıktığını bu altyapıyı sağlayan liglerin artı bir değer kazandığını ifade etti.
Avrupa'daki kulüplerin akademiye dönüştüğünü söyleyen Devecioğlu, Barcelona'nın bu konuda çok büyük bir model olduğunu vurguladı.
Devecioğlu, sporcu yetiştirmenin sadece gözlem yoluyla yapılmadığını, yetenek seçmenin de bilimsel metotları olduğunu, küçük yaştaki çocukların kapasitelerinin, hızlarının ve sıçrama potansiyellerinin ölçülüp, bilimsel olarak değerlendirildiğini söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkesi olduğunu belirten Devecioğlu, "Türkiye'de çok yetenekli çocuklar var, ama bu çocuklar yanlış stratejilerden dolayı kaybolup gidiyorlar. Bunun da paydaşları var. Sadece federasyonla ilgili değil, üniversite ve kulüplerle, ekonomi bakanlığıyla birlikte ele alınmalı. Eğer ligleri, kulüpleri pazarlayacaksak, futbolcularımızı yurt dışına gönderip onlardan bir gelir elde edebileceksek bunun yolu yatırım yapmaktan geçiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Devecioğlu, İspanyol temsilcisinin bilimsel metodolojiye dayalı çalıştığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bizde kulüpler henüz kurumsal bir yapıya sahip değil. Türkiye'deki kulüpler dernek statüsünde. Bazı kulüpler şirketleşme modelinde, bazıları şirketlerle ortak çalışıyor. İstanbul merkezli üç kulüp ve Trabzonspor borsada işlem görüyor. Bizdeki kulüplerin altyapıya, futbolcu yetiştirip, sistem geliştirip veya antrenör yetiştirip bunu başka yerlere pazarlamaya yönelik bir stratejileri henüz yok. Büyük kulüplerde bile bu yapı yok denecek kadar az."
Türkiye'de sponsorluğun öneminin henüz yeterince algılanamadığının altını çizen Devecioğlu, "Biz buralara yatırım yapmıyoruz. Uzman kişilerle çalışmıyoruz. Tamamen geleneksel metotlarla çalışıyoruz. Futbolu sevmek futbolu yönetmeye yetmiyor. Çünkü bu çok büyük bir pazar ve endüstri. Sadece sportif başarıyla da alakalı değil, bir kulübün forması ve hediyelik eşyala gibi ürünlerinden elde edilecek gelirleri artırmaya yönelik yatırım yapmak gerekiyor." şeklinde konuştu.
"10-15 yıl sonra Avrupa'da ve hatta Türkiye'de Çinli futbolcular göreceğiz"
Avrupa'nın yanı sıra Asya ülkelerinin de futbola yatırımlarını artırdığını anlatan Devecioğlu, Çin'in bu konuda öne çıktığını söyledi.
Devecioğlu, Çin'in futbola önem vermeye başladığını aktararak, "Çinliler, Pekin Olimpiyatlarına yapmış olduğu yatırımın aynısını şimdi futbola yapıyor, büyük kulüpler satın alıyor. 10-15 yıl sonra Avrupa'da ve hatta Türkiye'de Çinli futbolcular göreceğiz. Bu şimdiden planlandı." ifadelerini kullandı.
Haber; AA
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.