Sporx Logo
Takımım Fikstür Puan Durumu Canlı Skor
Geri
İleri
İbrahim Üzülmez'in derbi iddiası
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!

İbrahim Üzülmez'in derbi iddiası

|| Son güncelleme
Gençlerbirliği Teknik Direktörü İbrahim Üzülmez, hakkında çıkan paracı söylemleri ve daha birçok konuda gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Üzülmez, Gençlerbirliği'nde 21. maçtaki kariyerini, yapılan transferleri, Arda Turan - Fatih Terim polemiği, Beşiktaş'tan ayrılışını, Beşiktaş-Galatasaray derbisini ve daha birçok konularda açıklamalar yaparak çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

DERBİDE FAVORİ GÖRÜLEN TAKIMLAR TÖKEZLİYOR AMA, BEŞİKTAŞ BİR ADIM ÖNDE

Hafta sonunda oynanacak olan Beşiktaş - Galatasaray derbisinin favorisi kim sorusuna genç teknik adam, "Derbilerde favori takımlar tökezliyor" diyerek şu açıklamaları yaptı:

--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
"Şu anda da bütün medya Beşiktaş'ı favori gösteriyor anladığım kadarıyla. Beşiktaş'ın kadrosu çok geniş ve Şenol hocam kadroyu çok iyi biliyor. Şenol hocam bu ülkenin yetiştirdiği en önemli değerlerden biridir. Bursaspor, Trabzonspor, Milli takım ve Beşiktaş'ta başarılı oldu. Dolayısıyla Galatasaray için zor bir maç olacaktır. Galatasaray geçen yıla göre saha içerisinde daha iyi gözüküyor ve zor bir maç olacaktır. Bakıldığı zaman, geniş bir kadro, kaliteli oyuncular ve çok tecrübeli bir hocaya sahip Beşiktaş'ın bir adım daha önde olduğunu düşünüyorum ben. Her iki takımda da önemli oyuncular var ama, Beşiktaş oyunun her iki yönünden de bir adım önde. Her şeyden önemlisi deplasman yasaklarını kaldırmamız gerekiyor. Fair-Play'in önde olduğu hakem hatalarının konuşulmadığı bir derbi olsun. Genel anlamda bakıldığı zaman Beşiktaş'ın bir adım önde olduğunu söyleyebilirim."

KENDİNİZİ YETERLİ, BAŞARMIŞ VE REHAVET İÇERİSİNDE GÖRÜRSENİZ SIKINTI YAŞARSINIZ

"Bizim camiada eleştirilmeden olmaz. Gençlerbirliği'nde çalışıyoruz ve eleştiriler her zaman oluyor. Bu sadece benimle alakalı değil. Benden önce de vardı. Benden sonra da bu camiada eleştiriler olacak. Benim için önemli olan İbrahim Üzülmez olarak, duruşumu ve kendi karakterimi takıma yansıtabiliyor muyum. Bu haftaya kadar ortaya koyduğumuz bir mücadele var, bir emek var. Her şeyden önemlisi, ortaya koyduğumuz bir karakter var. 4 haftadır kaybetmeyen bir takım ve zor deplasmanlar oynadık. Osmanlı ve Konya deplasmanları bu ligin zor deplasmanları. 2-0'dan sonra Osmanlıspor maçında ortaya koyduğumuz bir dönüş, bir reaksiyon, bir karakter var ve kazanabilirdik. Bu hafta ise Konya deplasmanı vardı ve 88 dakika sahada Konya takımını ceza sahasına sokmayan bir Gençlerbirliği vardı. Kendi hatamızla yediğimiz bir gol ve arkasından da kaybedebilirdik. Gerçekten önemli işler yapıyoruz ve bunu kabul etmek gerekiyor. Gençlerbirliği takımı ile 21. maçıma çıktım. Gençlerbirliği takımı kaybetse dahi, saha içerisinde hiçbir takıma mücadele, efor, direnç, oyunsal ve en önemlisi karakter anlamında hiç geride olmadı. Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor. Biz geldiğimizde oyuncularımıza şunu söylemiştik, evet kaybedebiliriz ve futbolda kaybetmek vardır. Ama, bir teslimiyet içerisinde bu takım kaybetmeyecektir. Bu takım, saha içerisinde rakibe teslim olmayacaktır. Sağ olsunlar, çok karakterli bir oyuncu grubuna sahibim. 21. maça çıktık ve bu 21. maçta Gençlerbirliği takımı hiçbir takıma hem oyun, hem de fiziksel anlamda geride kalmamıştır. Bu beni çok mutlu ediyor ama, yeterli değil. Biliyorum ki, kendinizi yeterli, başarmış ve rehavet içerisinde görürseniz sıkıntı yaşarsınız."

TAKIMA YENİ KATILAN ARKADAŞLAR BEKLENTİLERİMİN ALTINDA

Takımda bölgesel anlamda sıkıntılar olduğu ve yapılan transferler hatırlatıldığında İbrahim Üzülmez, "Ben zaman zaman transfer konusunda Gençlerbirliği'nin daha iyi olması için bazı şeyleri söylüyordum" diyerek şöyle devam etti:

"Yeni katılan arkadaşlarımızdan beklentilerimin altında olanlar var. Kapasitelerini arttırmasını istediğimiz oyuncular var. Geçen seneye baktığımız zaman, Jalma'nın atletik özellikleriyle ön plana çıktığını biliyoruz. Bu sene de oyunsal ve kompakt anlamda benim bir sıkıntım yok. Bu hafta Serdar'ın yaptığı gibi, defansın arkasına koşulara daha çok ihtiyacım var. Bunu geçen sene Jalma çok iyi yapıyordu. Onun için, transfer döneminde hepimizin ortak fikirleriyle transfer yapmak gerektiğini ben söylüyorum. Yoksa gelen oyuncularımızı dışlayacak halimiz yok. Gelen oyuncularımızın içerisinde zamana ihtiyacı olanda var, biraz daha kapasitelerini arttıracak oyuncularda var. Bunu da kabul etmek gerek ancak! Süper lig çok zor bir lig. Bazı zaman oyunsal anlamda Süper Lig'de maçlar keyif vermiyor. Ama, mücadele anlamında çok üst seviyede mücadele oluyor ve bunu hepimiz zaman zaman görüyoruz. En azından buraya transfer edilen oyuncuların hepimizin fikrini ortaya koyup, Gençlerbirliği'mizi daha ileriye taşıyabilecek oyuncu profiliyle, oyuncu karakterini transfer edebilirdik diye ben bunları söylüyordum. Yoksa ben Allah'a şükürler olsun, 21. maçta Gençlerbirliği kulübüne iyi veya kötü bir izlenim bıraktım. Ama daha iyisini yapalım, daha iyisini istiyorsak, kulübümüzü ve camiamızı daha ileriye taşıyalım diyorsak o transferlere ihtiyacım olduğunu belirttim. Yoksa bu oyuncularla da yolumuza devam edeceğiz" dedi.

MOTİVASYONUM DÜŞTÜĞÜ ANDA TAKIMDAN AYRILIRIM

Yapılan transferlerin kendi dışında yapılmasının kendisinde motivasyon olarak düşüş yaratır mı şeklindeki soru üzerine Üzülmez, "Ben bunu kendi içimde hissettiğim anda takımdan ayrılırım" diyerek şu şekilde devam etti:

"Şu anda kendi şevkimi düşürürsem takımdan ayrılmak zorundayım. Bunu da kabul etmek lazım, ben hiçbir zaman mücadeleden yılmadım. Ben oyuncularıma geldiğim günden beri izah ediyorum. Kendi içimizdeki o kazanma arzusunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Evet, gelen arkadaşlarımdan şu ana kadar beklentilerimi alamadım. Bunu söylüyor ve kabul ediyoruz. Belki bazı gelen oyuncular da kendi kapasitelerini ortaya koyamadılar. Ama biz buna takılırsak, gelecek maçlarda hüsrana uğrarız. Benim Ahmet Çalık, Ahmet Oğuz, Selçuk, Uğur, İrfan, Landel, Stancu, Serdar, Aydın ve Hopf gibi geçen seneden iskelet bir kadrom var. Bu oyuncular işe sahipleniyorlar. Bu oyuncular saha içerisinde bir karakter gösteriyorlar. Benim sıkıntım gelen oyuncularla değil. Gelen oyuncuları biz sahipleneceğiz ve misafirperverliğin en iyisini göstereceğiz. Çünkü bizim yapımızda ve karakterimizde bunlar var. Ben daha iyisini yapmaları gerektiğini söylemeye çalışıyorum. Bazı oyuncuların alınmasında benimde görüşüm var. Ama gelenlerin içerisinde ön plana çıkan var mı, işte bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu 4 haftanın içerisinde gelen yenilerin katılımı olsaydı, çok daha iyi yerlerde olabilirdi Gençlerbirliği. Biz bu rekabet ortamını hazırlayıp daha iyi bir Gençlerbirliği'ni ortaya çıkarmak zorundayız. Hiçbir zaman o yılgınlık içerisinde olmamam gerekiyor. Bu takım içerisinde bir teknik adam olarak o şevki düşürdüğüm anda, bu takımı bırakmam gerekiyor. Şu ana kadar benim böyle bir düşüncem yok. Ben oyuncularımla iyi bir sinerji yakaladım. Konya deplasmanı çok kolay bir deplasman değil. 120 kilometre koşan bir takıma karşı oynadık. 88 dakika sahamıza sokmadık. İki hafta önce Beşiktaş 2-2 berabere kaldı. Oraya giden büyük takımlarda zorlanıyor. Aykut Hocam da çok güzel bir demeç verdi. Geçen sene ikinci yarının en iyisi Konyaspor ama, bizim kadar başarılı olan bir Gençlerbirliği'ne karşı oynadığını belirtiyor açıklamasında ve kendisine çok teşekkür ediyorum. Hocamın bizim hakkımızdaki söylediği düşünceleri, benim camiamın içerisinde de dillendirilmesi gerekiyor. Benim yönetici abilerim de dillendirmesi gerekiyor ve ben bunları onlardan da duymak isterim. Başkanımdan da duymak isterim. Hep olumsuz şeyleri duymayalım burada. Biraz da güzellikleri konuşalım. 88 dakika Konya deplasmanında oynamış Gençlerbirliği'ni konuşalım. Ahmet Çalık'ın azmini konuşalım. Selçuk'un fedakarlığını konuşalım. Stancu'nun gayretini konuşalım. Yiğidi öldürün ama, hakkını da verin. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu güzellikleri konuşalım bu camiada. Bu camiada böyle yapıyoruz, Kaos? Böyle yapıyoruz İbrahim Hoca? Bırakalım bunları arkadaşlar. İbrahim hoca başarısız olduğu zaman bu kulüpten gidecek zaten. Gideceğim zaten. Ben bu kulüpte başarısız olduğum zaman zaten çeker giderim. Bu kulüpte galibiyetin, güzelliklerin şevkini alamıyoruz. Aykut hocamın bu açıklamalarına rağmen benim yöneticilerimden şöyle oynattın diyen yok. Bu camiada niye bunlar olmuyor. Bunu da anlamış değilim. Bunu da içime attım, artık bir takım şeyleri çıkartmamız gerekiyor. Biz birbirimizi sahiplenirsek, biz birbirimizi içerde seversek, biz içerde birlik ve beraberlik içerisinde olursak başarılı oluruz. Zaten iyi veya kötü ben bu başarıyı yapmışım içeride Allah'a şükürler olsun. Bunu da inkar etmem, beni Gençlerbirliği kulübüne getiren Başkanım İlhan Cavcav'dır. Bunu hiçbir zaman inkar etmem. Risk aldığını söylüyor ve hiçbir yönetici beni istememesine rağmen beni takımın başına getirmiştir. Her zaman da kendisine teşekkür ediyorum. Ama ben de bu 21 hafta içerisinde bu Gençlerbirliği camiasına çok şeyler verdiğimi düşünüyorum. Ama, insan kendi camiasında değer gördüğünü görmek istiyor" ifadesini kullandı.

BABAM 'ÇOK MU PARACISIN?' DİYE SORDU BANA

Hakkında çok paracı söylemleri kendisine hatırlatılan ve paracı mısınız sorusuna genç teknik adam şu yanıtı verdi:

"Bayram ziyaretinde köye gittim. Babam beni iyi tanıyor. Bana sordu, 'oğlum böyle bir şey var mı? Parayı seviyor musun?' diye. Benim çevrem beni iyi tanıyor. Bir takım şeyleri burada söylemek istemiyorum. Objektif düşünüyorum, kendime soruyorum hakikaten çok mu paracıyım diye. O kadar da paracı olduğumu düşünmüyorum. Başkanım o kelimeyi kullanırken ben oyuncularım için 10 bin lira ise prim, 11 bin 12 bin lira olsun diyorum. İşte bu doğal şeyden paracılık çıkıyor. Ben kendim için istemiyorum ve Başkanıma da söyledim, bana prim verme dedim. Paracı olayı ev ve araba olayından çıktı. Şimdi ben arabalarımı paracı olmadığımı göstermek için getirtiyorum. İkinci ligin bir hocasına villa tahsis edilmiş. Gençlerbirliği'nde tabii ki bunlar yoktur. Başkanım diyebilir, benim takımımda hocaya ev ve araba vermem. Buna saygı duyarım. Ama bunlar kamuoyuyla paylaşılmamalıdır. Ben de çok şey görüyorum ama bunlar benim içimde gider ve paylaşmam. Ben bu kulübün ekmeğini yedim ve suyunu içtim, asla bir şey söyleyemem dışarıya adım attığım zaman. Kendi içimizde tartışırız. Kendi içimizde bin iki bin tl primi tartışabiliriz ama bunu kendim için değil, oyuncularım için istiyorum. Başkanım bunu diyor ama, Süper Lig'de en az prime oynayan kulüp Gençlerbirliği'dir. En az prime oynayan bizim takımdır. Biz Gençlerbirliği'nde oynayan oyunculara karakter öğrettik. Saha içerisinde mücadele etmeyi öğrettik. Saha içerisinde dirençli olmayı öğrettik. Saha içerisinde sevdiklerimiz için oynamayı öğrettik. Bu oyunculardan üç tanesi milli takıma gitti araştırın var mı Gençlerbirliği tarihinde böyle bir şey. Ey İbrahim hoca, hiç mi doğru bir şey yapmadı bu Gençlerbirliği'nde. Hiç mi başardığın bir şey yok bu Gençlerbirliği'nde. Onun için, bırakın paracıyı bir kenara, ben paracı değilim ve hiçbir zaman parayı dinimin ve kitabımın önüne getirmedim, getirmem de. Benim çevreme nasıl hizmet ettiğimi Allah biliyor. Bence Gençlerbirliği gelecek ile ilgili yapılanmalar yaparken ben veya bir başkası, mevcut bir hoca varsa, o hocanın söylediklerine biraz riayet etmesi lazım ve kulak asması lazım. Çünkü ben buraya alacağım oyuncuyu Gençlerbirliği'nin menfaatleri doğrultusunda alırım. Ben ekmek yediğim camiaya hizmet ederim, ihanet etmem" dedi.

ARDA'NIN MİLLİ TAKIMDA PRİM KONUSUNU ÖN PLANA GETİRECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM

Üzülmez, Milli takımda yaşananlara da değinerek, "Arda çok düzgün bir karakterde bir arkadaş" diyerek, "Ben Arda'nın Milli takımda prim konusunu ön plana getireceğini düşünmüyorum. Arda, gazeteciler ve Fatih hocamın yarım yamalak açıklamaları oluyor. Herkesin her şeyi ortaya koyması gerekiyor. Çünkü, milli takım söz konusuysa gerisi teferruattır. Ast olan milli takımımızdır ve ay yıldızdır. Kırmızı beyazımız ve milli formamızdır. Yaşanılanlar yaşandı. Arda bir açıklama yapıyor, Fatih hocam bir açıklama yapıyor, belki yarın Burak da bir açıklama yapacak. Ama bunlar bize bir fayda getirmez. Medyamıza baktığımız zaman, Arda'mı Fatih hocamı? Arkadaşlar, Fatih hoca haklı olsa ne olur, Arda haklı olsa ne olur. Bir ay-yıldızımız var bizim. Bir Milli takımımız var. Bir Milli formamız var ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmemiz gerekiyor. Herkesin birey olarak şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekiyor. Bu açıklamalar bize fayda getirmez. Fatih hocamı çok seviyorum, Arda'yı da iyi tanıyorum. Artık nokta koyulmalı ve yeni bir sayfa açılmalı. Bu ülkenin insanının milli takımı nasıl sahiplendiğini iyi biliyoruz. Gazete manşetlerinde milli takım polemiklerinin olmaması gerekiyor. Bu tür spekülatif açıklamalar bizlere zarar vermeye başladı. Gruplaşmalar oldu. Fatih Terim haklı diyenler ve Arda haklı diyenler. Haklı veya haksızı bir kenara atalım ve Milli takımımıza sahip çıkalım. Milli takımımızı hak eden kimse çıksın oynasın aslanlar gibi. Umarım en kısa sürede bir araya gelirler. Medya milli takım tarafından milli takıma taraf olması lazım. Her alınan duyum yazılmak zorunda değil. Milli maç varken duyumlar yazılmamalı. Avrupa Şampiyonası'nda başarılı bir sınav veremedik. Saha içerisinde ve medya olarak. İspanya maçından sonra çok ağır eleştiriler pek hoş olmadı. Benim de medyadan arkadaşlarım var ve çok eleştirilirdim. Bizim bir milli takımımız var ve daha hassas olmamız gerektiğini belirtmek istiyorum" diye konuştu.

BEŞİKTAŞ TARAFTARININ DELİ İBOSUYDUM VE KİMSEYE KIRGINLIĞIM YOK

Beşiktaş'tan ayrılması konusunda 'camiaya kırgınlığım yok' diyen Üzülmez, "Beşiktaş'a 11 senemi verdim. Taraftarın Deli İbo'su olmuşum, eski İnönü Stadı'nın ambiyansını koklamışım, nice başarılar yakalamışım, şampiyonluklar yakalamışım, 100. yılda forma giymişim, şampiyonluk yaşamışım, bu nedenle hiçbir zaman Beşiktaş'a kırgınlığım olamaz. Şahsi olarak kırgınlıklarım ve kızgınlıklarım oldu. Olaylarla ilgili iğneyi kendime çok batırdım. Yaşamışlıklarım çok ama her zaman içimde kaldı. Anadolu kulübünden gelip en çok oynayanlar içerisindeyim. Her gelen hocanın tercihi oldum ve fazla da yedek kulübesi görmedim. Ayrılma süreci biraz daha farklı olabilirdi. Daha sakin ve daha soğukkanlı olabilirdik. Camia olarak baktığınız zamanda biraz daha toleranslı olabilirlerdi" ifadelerini kullandı.

FUTBOLCULUĞUMDA HER ŞEYİ YAŞADIM

'Futbolculuğunda yaşayamadığın şey kaldı mı?' sorusuna İbrahim Üzülmez, "Futbolculuğumda her şeyi yaşadım. Şampiyonlar Ligi'nde 8-0'lık Liverpool mağlubiyetini de yaşadım, Chelsea'yi Londra'da 2-0 yendiğimizi de yaşadım, İstanbul'da Barcelona'yı 3-0 yendiğimizi de yaşadım. 25 maçlık yenilmezlik rekoru olan Galatasaray'ı Ali Sami Yen'de sağ ayağımla attığım golle yenerek şampiyonluğu da yaşadı. İyisini de yaşadım, en farklı mağlubiyeti de yaşadım. Futbolun içerisinde olan her şeyi futbolculuk anlamında yaşadım ben. Dolayısı ile bu konuda bir özlemim yok. Ama, bu yeni görevim ve mesleğimde tabii ki hedeflerim var. İbrahim Üzülmez bu kısa sürede çok önemli işler yaptı. Şükürler olsun ki Allah'ıma çalıştık çabaladık yaptık. Yeterli değil ve kendimizi yeterli görmeyeceğiz. Ne ben kendimi yeterli göreceğim, ne de oyuncularım kendini yeterli görecektir. Gelecek haftalarla ilgili neler yapacağımız konusunda kendime güveniyorum. Daha fazla çalışmamız gerekiyor. Hedeflerime ulaşır mıyım ulaşamaz mıyım bunu Allah biliyor. Ben oyuncularımla daha fazla çalışmam gerektiğini biliyorum" yanıtını verdi.

KARDEMİR KARABÜKSPOR MAÇI ZOR OLACAK

Hafta sonu oynayacakları Kardemir Karabükspor karşılaşması hatırlatıldığında Üzülmez, 'kolay bir maç olmayacak' diyerek, "Kendi sahamızda kazanmamız gerekiyor. Karabük kaybetse dahi, ligin en çok koşan takımlardan biri. Bizden oraya giden oyuncular var. Güzel bir maç olacak diye düşünüyorum. Umarım mücadelemizi ve karakterimizi sahaya yansıtır ve kazanırız" dedi.

Haber; DHA
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Sporx Anasayfasına Dön yukarı ok
Sporx Anasayfasına Dön