MHK Başkanı Zekeriya Alp istifa etmemeli...

Meireless kararından sonra hakemlerin tepkisi var. Aksiyon bekleyenler, boykot kararı isteyenler, MHK Başkanı’nın üyelerinin istifa etmesini isteyenler var.

Biliyorum bu yazdıklarım pek çok hakemin hoşuna gitmeyecek ama yazmak zorundayım. Hakem Derneği yıllar sonra sesini çıkardı ve bu kararın takipçisi olacağını belirtip düzeltilmesini istedi. Futbol Federasyonunun iç işleyişini gayet iyi biliyorsunuz. Tahkimden çıkmış böyle bir kararın düzelmeyeceğini benden iyi biliyor olmanız lazım. O halde popülist çıkışlara gerek yok.

Derneğin eline iki tane fırsat geçti, ikisini de kullanamadınız.

Birincisi, sezon başında Sayın Cüneyt Çakır’a yapılan fiili saldırıda eyleme geçmeniz ve Türkiye’yi Avrupa Şampiyonası’nda temsil eden hakemin Türkiye’deki ilk maçındaki ayıba karşı iradenizi göstermeniz gerekiyordu. Yapmadınız.

İkincisi ise bu davadaydı. Madem Sayın Halis Özkahya görüntülü duruşmaya katılıp kendisini savunamıyor, siz niye bir avukat yollayıp hakeminizi savunmadınız. Neden tıpkı kulübün tükürük olmadığını ispatlamak için yaptığı gibi onlarca video görüntüsüyle tahkimin karşısına çıkmadınız? Bunları yapmadıysanız şimdi kimseye hadi boykota deme şansınız yok.

Siz, tamamı kulüp yöneticilerinden oluşan bir Federasyon Yönetiminden nasıl bir davranış bekliyorsunuz? Hodri meydan, değiştirin yasayı. Federasyon yönetimi kulüp adamlarından değil, spor adamlarından oluşsun.

HAKEM SEMİNERİ

Bu tartışmaların gölgesinde devre arası hakem semineri yapılacak. Önemli konuların gündeme gelmesi bekleniyor. Bu yıl üç tane olay çok konuşuldu. Sayın Fırat Aydınus’un, LAN dendi denmedi tartışması sonrası özel yaşamının didiklenmesi, Sayın Halis Özkahya’nın maçındaki tükürük varmı yokmu tartışması ve Sayın Volkan Bayarslan’ın çalıştığı belediyenin maçına hatalı şekilde tayin edilmesi, kendisinin de hataya iştirak etmesi.

Dikkat ederseniz bu konulardan hiçbirisi hakemlikle ilgili teknik konu değil. Hakem seminerlerinde genelde teknik konular işlenir. Baktığım zaman bu yılki programda da öyle. Yukarıda belirttiğim teknik olmayan sorunlar hakem camiasını çok daha fazla üzdü, hırpaladı. Mutlaka bu konularda da konuşmaları gerekiyor. İhmal etmesinler.

Sayın Zekeriya Alp, göreve geldiğinden beri tutarlı bir yönetici gibi davranıyor. Hakemler için bir şans olduğunu düşünüyorum. Özellikle de bugünün kulüpçü federasyon yapısında böyle objektif bir insanı bulmak pek kolay değil. Eskiden hakemlik yapanların televizyonlardaki üsluplarını hepimiz üzülerek seyrediyoruz. O insanlardan hiç birisi bu işi Sayın Zekeriya Alp kadar iyi yapamaz. Zaten biri göreve gelse diğerleri ertesi gün MHK istifa diye bağırmaya başlıyor. Allah aşkına, bu ülkede her yanlış karardan sonra Merkez Hakem Kurulu istifa ederse nasıl istikrar sağlayacağız. O yüzden istifa etmesin. Kaldı ki mevcut yapıda o istifa ederse inanın bana bu işi ondan çok daha kötü yapacak birisi gelir. Kurulundaki çalışma arkadaşlarını artık tanıdı. İlk dönemde günahı vebali yoktu ama artık hata yapanları görmek ve gerekli tedbirleri almak zorunda. Son hafta atamaları gerçek bir skandal.

Seminer konuları incelerken seminer konuklarını da incelemek fırsatım oldu. Lütfen siz de TFF’nin internet sitesine girerek seminer programını inceleyin. Tüm dersleri UEFA’dan gelen hocalar veriyor. İyi de, bu dersleri verebilecek bir tane Türk hoca yokmu? Malesef yok. Tablo onu gösteriyor.

Sayın Oğuz Sarvan eğitimin başına geçmemişmiydi? Hatta Sayın Murat Ilgaz’ı da yardımcısı yapmamışmıydı? Her ikisi de Avrupa’da gözlemcilik yapmıyormu?

Biz, hakem seminerinde tek bir ders bile veremeyecek durumda olan bir eğitim birimini neden kurduk? Hakem camiasında hiç mi kaliteli, uluslararası düzeyde eğitim verebilecek insan kalmadı? Türkiye’nin dinamiklerini yabancı hocalar ve UEFA mı bilir yoksa bizim içimizden yetişen insanlarmı? Bütün bu soruların cevaplanması lazım. Attıkmı mangalda kül bırakmıyoruz ama UEFA’ya teslim olmuşuz. Üç günlük seminer boyunca hakem kökenli hiç bir Türk hoca ders vermiyor. Başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz lazım.

Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bir Cüneyt Çakır’ın başarısının arkasına koskoca hakem camiası sığmıyor. Eğitimcimizle, gözlemcimizle, kurul üyemizle, hakemimizle daha üst düzey görevler için çalışmalıyız. O görevleri istemeliyiz. Almalıyız. UEFA’da, FIFA’da söz sahibi olmalıyız. Gözlerini kaçırarak dinleyen değil, gözünün içerisine bakarak anlatan olmalıyız.
Ancak o zaman güçlü bir hakem camiası olur.