Geri
İleri
Sporx'e ücretsiz abone ol, ilk bilen sen ol!
Dikkat başka Galatasaray yok!
Seçim kararı alındı. Üç başkan adayı ortaya çıktı; Ünal Aysal, Turgay Kıran, Mehmet Helvacı.
Günün sorusu şu;
14 Mayıs'ta sandıklar açılacak bakalım içinden ne çıkacak?
Sağduyu mu, yaylı bir yumruk mu?
Seçime bir hafta kala favori gösterilen Aysal hala yönetimini açıklayamıyor. Aysal adına üzgünüm. Davul, Aysal'ın sırtında tokmak başkalarının elinde.
Başkaları kim?
Yönetimde teknik direktör kavgası yapan isimler…
Sanki seçim yapıldı, Aysal başkan oldu da üyeleri sen-ben kavgası yapıyor!
Daha kadro kurulurken bu kaos varsa vay Galatasaray'ın haline…
Aysal seçildiğinde kök söker.
Hayrettin Kozak bezmiş…
Çarşamba günkü Divan Kurulu toplantısında Hayrettin Kozak'la görüştüm.
Neden ayrıldın Kozak, dedim. Cevabı ilginçti;
'Ünal Aysal başkanlığını açıklayıp yurt dışına giderken listeyi sen hazırla dedi. Onsuz geçen bir hafta içinde beş kişiyi bir araya getirirp konuşamadım. Herkes bir tarafa çekti!... Anladım ki bazı isimleri bir araya getirmek zor. Gelirlerse de gelecek için umut yok. Böyle olmaz dedim, Aysal'ın dönüşünde affımı istedim. Seçimden çekildim.'
İşe bakın ki seçimin en büyük favorisi Ünal Aysal.
Bu kadar açmazın içinde yazık oluyor Aysal'a…
Cemal Özgörkey de aynı dertten şikayet edip gitmişti
Cemal Özgörkey'in başkan adaylığından çekilişi çok şey ifade ediyordu. Şöyle diyor du Özgörkey;
'Ben Galatasaray'dan öğrendiğim ilkelerle başkanlığa talip oldum. Amacım bölünmekte olan camiayı birleştirmekti. Çok kişiyle görüştüm. Ön saflarda hizmet yarışına girenlerin hepsinde bir arayış sezdim. Beraber çalışma teklifime kimse hayır demedi, tam tersine mutlu olduklarını söylediler. Evet de demediler, çünkü başka başkan adayları ile de görüşüyorlardı… Bunu kibarca ihsas ettirdiler. Sonunda yarış öyle bir hal aldı ki tehditler bile aldım. Baktım benim tanıdığım Galatasaray bu değil, başkanlıktan çekildim.'
Bun ifadeler çok ilginç!
Ben de aylardır; 'Galatasaray bu değil' diyordum…
Yazık oldu Cemal Özgörkey'e…
Özgörkey adaylıktan çekilmese profil çok değişirdi.
Florya'ya komutan mı aranıyor teknik direktör mü?
Aysal yönetimi daha iş başı yapmadan Terim mi değil mi tartışması yapıyor. Medyadaki Terim yandaşları da gazı verince kaos bitmiyor.
Ali Dürüst ve Celal Gürcan Terim gelsin istiyorlar.
Sebebi açık;
Florya öyle karışık ki bunu ancak Terim çözer, dağılmış orduyu ancak o toparlar disiplini ancak Terim sağlar diyorlar.
O halde Florya'ya ya emekli bir asker ya da emniyet müdürü getirmek gerek.
Terim hoca mı kolluk kuvveti mi?
Daha önceleri de Galatasaray bu imtihandan geçmiş, Florya'nın tapusu Terim'e verilmemişti.
Ayrıca Galatasaray camiasının büyük bir bölümü bu işe karşı!
Aysal'ın kadrosunda diğer yöneticiler de Terim'e karşı.
Onlar da daha çok yabancı bir hoca istiyorlar. Başta Gerets…
Ünal Aysal'ın da yabancıdan yana olduğu söyleniyor. Ömrünün elli senesini dışarıda geçirmiş birinin buradaki kaosu gördükten sonra kimsenin müdahale edemeyeceği bir yabancı hocayı istemesinden doğal bir şey olamaz.
Ayrıca Galatasaray yönetiminde Teknik Direktör ön plana çıkıp ilkeler geri kalıyorsa Galatasaray da evsaf kaybeder. Ünal Aysal'ın buna batılı kafasıyla bir çare bulacağı kesindir.
Olası yönetimde Florya'ya ya talip olan çok;
Abdurrahim Albayrak, Adnan Öztürk, Ali Gürsoy, dışarıdan Bülent Tulun…
Ali Dürüst ve Celal Gürcan.
Onun için de karar verilemiyor.
Ayrıca Abdurrahim Albayrak'ın asil listeye geçmesi için Celal Gürcan gibi deneyimli bir değerli üye de yedek listesine alınıyor.
Aysal geri adım atarsa Adnan Öztürk geleceğin Başkanı
Aysal'ın listesi oluşurken şu konuşmalar da var;
Ünal Aysal bir süre sonra başkanlığı Adnan Öztürk'e bırakacak.
Ya seçime gidilecek ya yönetim içinde Aysal geri plana çekilecek.
Tarih de gelecek yıl. Bu zamanlar.
Bu profile baktıktan sonra şunu görebiliyoruz;
Ünal Aysal, Adnan Öztürk kanadını kıramaz. Onun için de Ali Dürüst ve Celal Gürcen rahatsızdır.
10 Mayıs akşamına kadar köprülerin altından daha çok sular geçer.
Aysal'ın listesi daha seçim öncesi sancı yaşar.
Hatırlayın Ünal Aysal bu ortamı gördükten sonra Alp Yalman'a bile gel başkanım ol demiş, sonra başkanlığını açıkladıktan sonra yurt dışına gitmişti.
Sonrasında Alp Yalman ve Ali Dürüst de Göçek'e teknelerine gitmişti.
Hayrettin Kozak'ın da söylemlerini dikkate alırsanız, buna Cemal Özgörkey'in sıkıntılarını da eklerseniz Aysal yönetiminin nasıl bir oluşumla seçime gireceğini görebilirsiniz.
Böyle mi olmalıydı?
Hayır.
Galatasaray'ın artık kaosla geçireceği zaman yoktur çünkü;
Başka Galatasaray da yoktur!
Ünal Aysal ne diyor?
Divan Kurulu'ndaki tanıtım faslında Ünal Aysal en etkili konuşmayı yapan oldu.
Tutarlı sözleri, kararlı tavırları, sözü kısa tutuşu ve centilmen hali fark yarattı.
Oy alabilecek bir başkan kimliği ortaya koydu.
Futbolda Şampiyonlar Ligi'nde başarı hedefledi,
Parasız olmaz dedi. Spor dışında kaynak yaratılmalı dedi,
Birlik ve süreklilikten bahsetti. Çalışma süresini etaplara böldü.
Bir de ilginç laf etti ama medya bunu atladı;
Aysal, 'İlk üç yıllık planda…' diye söze başladı. Demek Aysal ilk üç yıldan sonra ikinci üç yılı da düşünüyor. Öte yandan kaos devam ederse başkanlığı Adnan Öztürk'e bırakmayı bile düşünüyor.
Ünal Aysal'ın programı şöyle;
100 günlük süreçte; mali, idari ve hukuksal konularda durum tespiti.
1 yıllık süreçte; borçlar azaltılmak, masrafları kısmak, spor dışı gelir sağlayacak projeler geliştirmek.
3 yıllık süreçte; kulüp ile şirket bütçelerin açık vermez duruma getirmek, borç ile faiz yükünü % 40 azaltmak, stat gelirlerini ve spor dışı gelirleri artırmak.
Aysal'ın dikkat çeken jestleri
Yeni stada Ali Sami Yen Stadı demeyi tercih eden Aysal'ın 49 yıllık üst hakkını almayı başaran Adnan Polat ve yönetimine teşekkür etmesi de güzel bir jestti.
İkincisi daha da şıktı; Aysal, öteki adayların yapmadığını yaparak kürsüden indikten sonra 11 kişilik Yönetim Kurulu masasında tek başına kulübü temsilen oturan Taner Aşkın'ın elini sıktı. Bu hamle Galatasaraylının görmek istediği bir fotoğraftı ama ne yazık ki medya bunu tespit edemedi.
Aysal yarın sabah da Galatasaraylılara Kalamış tesislerinde bir brunch ile son durum hakkında bilgi aktaracak. Belki yönetimini de açıklar.)
Turgay Kıran
Kıran ve yönetimi için seçilme şansı düşük diyebilirsiniz ama onu dinledikten sonra bu fikriniz değişebilir. Kıran Galatasaraylıları can evinden yakaladı.
Gençlik dedi,
Galatasaray aşkı dedi,
14 Mayıs milattır diyerek de bütün Galatasaraylıları kucaklayacağını ima etti.
Kıran, terbiyede çizmeyi aşmayız diyerek de kaos ortamını kınadı.
Galatasaraylılar da son kaosta yaşananları gördükten sonra şunu dedi;
Galatasaray'ı kurtarmak için sahneye hep aynı isimler çıkıyor. Geçmişte Galatasaray'ı bu noktalara getirenlerden fayda umuluyor. Artık bu kader değişmeli ve Kıran'a şans verilmeli.
Bu dikkat edilmesi gerekli bir düşüncedir.
Kıran hedeflerini şöyle açıkladı;
Yönetsel, sportif, ekonomik ve hukuksal sorunlar,
Sportif başarıyı yaratmak için uzman kadrolar,
Maddi değerlerde akılcı varlık yönetimi, marka değerini küresel ölçeğe taşımak, kurumsallığı hayata geçirmek ve 1 metrekare alanı bile satmamak.
Turgay Kıran'ın La Maison'da basın daveti
Kıran dün La Maison'da bir basın daveti yaptı, yönetim Kurulu arkadaşı Orhan Süzer'in açıklamaları net ve akılcıydı. Sadece başlıklarını veriyorum;
1-Gayrimenkul Yatırım ortaklığı. Galatasaray'ın mal varlıklarıyla ve de onlara ilaveten üretecekleri hizmetlerle boyutları büyük rakamlara varacak bir çalışma.
2-Fon yaratılması. Bunla ilgili olarak 'Galatasaray Gençlik Fonu' adı altında ve adını açıklamadıkları bir çok fonu bu şemsiye altında toplamak.
3-Holding ortaklığı.
Kıran yönetiminin vurguladığı bir şey daha var;
Galatasaray'a paralı isme gerek yok. Galatasaray dünyanın her yerinde var olan değerli isimlerinin aklıyla paraya kazanabilir. Bu akıl da bizde var. Yeter ki kaos ortamı bitsin ve gönüllü gençler ordusu hizmete koşsun.
Galatasaray artık gençleşmeli ve çağı yakalamalıdır.
Dikkat!... Kıran ve ekibi çok iddialı geliyor.
Mehmet Helvacı
'Biz bir aileyiz' sloganıyla toplantı salonunda görsel gösteri yapan Helvacı, Özhan Canaydın'ın 'seni göreve davet ediyorum' demesiyle emrivaki olarak 2004'de yönetime girdiğini vurguladı. Bu işi biliyorum derken Özhan Canaydın'ın emanetiyim demek istiyordu.
Ana hedefinin sportif başarı olduğunu, 4 yabancı futbolcu alacağını müjdelerken kurumsallaşmayı kabul etmediğini de söyledi. Helvacı'ya göre Galatasaray zaten 530 yıllık bir kurumdu. Bu kurumu geçmişine uygun yaşatmak için de birilerine adeta taş atarcasına 'Masaya yapışmış tozları üfleyeceğiz' dedi. Kimdi o toz kadar ufak görülenler? Sır kaldı…
Helvacı, taraftarla kucaklaşacağını, hesap verebilir bir yönetim olacağını, şeffaflığı önemsediğini,bilgi alışverişine önem vererek kulübe yapılan başvuruları en az 48 saatte en çok 15 gün içinde cevaplayacaklarını, iddialı bir futbol takımına kavuşmak için Jupp Derwall'i hayata geçireceklerini söyledi.
Vefayı ön plana alarak da Canaydın felsefesinden örnekler verdi.
Mehmet Helvacı neleri yapmayacaklarını da sitem yağmuru altında;
İcazetle, işaretle hareket etmeyeceklerini,
Ekonomik güç odaklarına yakın durmayacaklarını,
Hür iradeye saygı duyup boyun bükmeyeceklerini,
Hak yemeyeceklerini, yalan söylemeyeceklerini bir solukta sıraladı…
Bunlar zaten Galatasaray'ın ilkelerine aykırı şeylerdi, ama bazı çevreleri rahatsız etmiş olabilirdi…
Helvacı'nın Galatasaray'ın sorunlarını iyi bildiği, kendine ve ekibinegüvendiği gözlendi.
Helvacı için tahminlerde yanılgı yaşanabilir….
(Bu gece de söylemlerine Maslak Sheraton'da bir toplantıyla devam edecek olan Mehmet Helvacı'dan farklı şeylerin çıkacağını sanmıyorum. Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde Galatasaray'ın kendi içindeki saygınlığını da her başkanın koruyacağı kanaatini taşıyorum.)
Seçimde bugün itibariyle durum budur.
Günün sorusu şu;
14 Mayıs'ta sandıklar açılacak bakalım içinden ne çıkacak?
Sağduyu mu, yaylı bir yumruk mu?
Seçime bir hafta kala favori gösterilen Aysal hala yönetimini açıklayamıyor. Aysal adına üzgünüm. Davul, Aysal'ın sırtında tokmak başkalarının elinde.
Başkaları kim?
Yönetimde teknik direktör kavgası yapan isimler…
Sanki seçim yapıldı, Aysal başkan oldu da üyeleri sen-ben kavgası yapıyor!
Daha kadro kurulurken bu kaos varsa vay Galatasaray'ın haline…
Aysal seçildiğinde kök söker.
Hayrettin Kozak bezmiş…
Çarşamba günkü Divan Kurulu toplantısında Hayrettin Kozak'la görüştüm.
Neden ayrıldın Kozak, dedim. Cevabı ilginçti;
'Ünal Aysal başkanlığını açıklayıp yurt dışına giderken listeyi sen hazırla dedi. Onsuz geçen bir hafta içinde beş kişiyi bir araya getirirp konuşamadım. Herkes bir tarafa çekti!... Anladım ki bazı isimleri bir araya getirmek zor. Gelirlerse de gelecek için umut yok. Böyle olmaz dedim, Aysal'ın dönüşünde affımı istedim. Seçimden çekildim.'
--Haber reklamdan sonra devam ediyor--
Üzerinden bir hafta daha geçti bugün hala Aysal'ın yönetimi açıklanamadı.İşe bakın ki seçimin en büyük favorisi Ünal Aysal.
Bu kadar açmazın içinde yazık oluyor Aysal'a…
Cemal Özgörkey de aynı dertten şikayet edip gitmişti
Cemal Özgörkey'in başkan adaylığından çekilişi çok şey ifade ediyordu. Şöyle diyor du Özgörkey;
'Ben Galatasaray'dan öğrendiğim ilkelerle başkanlığa talip oldum. Amacım bölünmekte olan camiayı birleştirmekti. Çok kişiyle görüştüm. Ön saflarda hizmet yarışına girenlerin hepsinde bir arayış sezdim. Beraber çalışma teklifime kimse hayır demedi, tam tersine mutlu olduklarını söylediler. Evet de demediler, çünkü başka başkan adayları ile de görüşüyorlardı… Bunu kibarca ihsas ettirdiler. Sonunda yarış öyle bir hal aldı ki tehditler bile aldım. Baktım benim tanıdığım Galatasaray bu değil, başkanlıktan çekildim.'
Bun ifadeler çok ilginç!
Ben de aylardır; 'Galatasaray bu değil' diyordum…
Yazık oldu Cemal Özgörkey'e…
Özgörkey adaylıktan çekilmese profil çok değişirdi.
Florya'ya komutan mı aranıyor teknik direktör mü?
Aysal yönetimi daha iş başı yapmadan Terim mi değil mi tartışması yapıyor. Medyadaki Terim yandaşları da gazı verince kaos bitmiyor.
Ali Dürüst ve Celal Gürcan Terim gelsin istiyorlar.
Sebebi açık;
Florya öyle karışık ki bunu ancak Terim çözer, dağılmış orduyu ancak o toparlar disiplini ancak Terim sağlar diyorlar.
O halde Florya'ya ya emekli bir asker ya da emniyet müdürü getirmek gerek.
Terim hoca mı kolluk kuvveti mi?
Daha önceleri de Galatasaray bu imtihandan geçmiş, Florya'nın tapusu Terim'e verilmemişti.
Ayrıca Galatasaray camiasının büyük bir bölümü bu işe karşı!
Aysal'ın kadrosunda diğer yöneticiler de Terim'e karşı.
Onlar da daha çok yabancı bir hoca istiyorlar. Başta Gerets…
Ünal Aysal'ın da yabancıdan yana olduğu söyleniyor. Ömrünün elli senesini dışarıda geçirmiş birinin buradaki kaosu gördükten sonra kimsenin müdahale edemeyeceği bir yabancı hocayı istemesinden doğal bir şey olamaz.
Ayrıca Galatasaray yönetiminde Teknik Direktör ön plana çıkıp ilkeler geri kalıyorsa Galatasaray da evsaf kaybeder. Ünal Aysal'ın buna batılı kafasıyla bir çare bulacağı kesindir.
Olası yönetimde Florya'ya ya talip olan çok;
Abdurrahim Albayrak, Adnan Öztürk, Ali Gürsoy, dışarıdan Bülent Tulun…
Ali Dürüst ve Celal Gürcan.
Onun için de karar verilemiyor.
Ayrıca Abdurrahim Albayrak'ın asil listeye geçmesi için Celal Gürcan gibi deneyimli bir değerli üye de yedek listesine alınıyor.
Aysal geri adım atarsa Adnan Öztürk geleceğin Başkanı
Aysal'ın listesi oluşurken şu konuşmalar da var;
Ünal Aysal bir süre sonra başkanlığı Adnan Öztürk'e bırakacak.
Ya seçime gidilecek ya yönetim içinde Aysal geri plana çekilecek.
Tarih de gelecek yıl. Bu zamanlar.
Bu profile baktıktan sonra şunu görebiliyoruz;
Ünal Aysal, Adnan Öztürk kanadını kıramaz. Onun için de Ali Dürüst ve Celal Gürcen rahatsızdır.
10 Mayıs akşamına kadar köprülerin altından daha çok sular geçer.
Aysal'ın listesi daha seçim öncesi sancı yaşar.
Hatırlayın Ünal Aysal bu ortamı gördükten sonra Alp Yalman'a bile gel başkanım ol demiş, sonra başkanlığını açıkladıktan sonra yurt dışına gitmişti.
Sonrasında Alp Yalman ve Ali Dürüst de Göçek'e teknelerine gitmişti.
Hayrettin Kozak'ın da söylemlerini dikkate alırsanız, buna Cemal Özgörkey'in sıkıntılarını da eklerseniz Aysal yönetiminin nasıl bir oluşumla seçime gireceğini görebilirsiniz.
Böyle mi olmalıydı?
Hayır.
Galatasaray'ın artık kaosla geçireceği zaman yoktur çünkü;
Başka Galatasaray da yoktur!
Ünal Aysal ne diyor?
Divan Kurulu'ndaki tanıtım faslında Ünal Aysal en etkili konuşmayı yapan oldu.
Tutarlı sözleri, kararlı tavırları, sözü kısa tutuşu ve centilmen hali fark yarattı.
Oy alabilecek bir başkan kimliği ortaya koydu.
Futbolda Şampiyonlar Ligi'nde başarı hedefledi,
Parasız olmaz dedi. Spor dışında kaynak yaratılmalı dedi,
Birlik ve süreklilikten bahsetti. Çalışma süresini etaplara böldü.
Bir de ilginç laf etti ama medya bunu atladı;
Aysal, 'İlk üç yıllık planda…' diye söze başladı. Demek Aysal ilk üç yıldan sonra ikinci üç yılı da düşünüyor. Öte yandan kaos devam ederse başkanlığı Adnan Öztürk'e bırakmayı bile düşünüyor.
Ünal Aysal'ın programı şöyle;
100 günlük süreçte; mali, idari ve hukuksal konularda durum tespiti.
1 yıllık süreçte; borçlar azaltılmak, masrafları kısmak, spor dışı gelir sağlayacak projeler geliştirmek.
3 yıllık süreçte; kulüp ile şirket bütçelerin açık vermez duruma getirmek, borç ile faiz yükünü % 40 azaltmak, stat gelirlerini ve spor dışı gelirleri artırmak.
Aysal'ın dikkat çeken jestleri
Yeni stada Ali Sami Yen Stadı demeyi tercih eden Aysal'ın 49 yıllık üst hakkını almayı başaran Adnan Polat ve yönetimine teşekkür etmesi de güzel bir jestti.
İkincisi daha da şıktı; Aysal, öteki adayların yapmadığını yaparak kürsüden indikten sonra 11 kişilik Yönetim Kurulu masasında tek başına kulübü temsilen oturan Taner Aşkın'ın elini sıktı. Bu hamle Galatasaraylının görmek istediği bir fotoğraftı ama ne yazık ki medya bunu tespit edemedi.
Aysal yarın sabah da Galatasaraylılara Kalamış tesislerinde bir brunch ile son durum hakkında bilgi aktaracak. Belki yönetimini de açıklar.)
Turgay Kıran
Kıran ve yönetimi için seçilme şansı düşük diyebilirsiniz ama onu dinledikten sonra bu fikriniz değişebilir. Kıran Galatasaraylıları can evinden yakaladı.
Gençlik dedi,
Galatasaray aşkı dedi,
14 Mayıs milattır diyerek de bütün Galatasaraylıları kucaklayacağını ima etti.
Kıran, terbiyede çizmeyi aşmayız diyerek de kaos ortamını kınadı.
Galatasaraylılar da son kaosta yaşananları gördükten sonra şunu dedi;
Galatasaray'ı kurtarmak için sahneye hep aynı isimler çıkıyor. Geçmişte Galatasaray'ı bu noktalara getirenlerden fayda umuluyor. Artık bu kader değişmeli ve Kıran'a şans verilmeli.
Bu dikkat edilmesi gerekli bir düşüncedir.
Kıran hedeflerini şöyle açıkladı;
Yönetsel, sportif, ekonomik ve hukuksal sorunlar,
Sportif başarıyı yaratmak için uzman kadrolar,
Maddi değerlerde akılcı varlık yönetimi, marka değerini küresel ölçeğe taşımak, kurumsallığı hayata geçirmek ve 1 metrekare alanı bile satmamak.
Turgay Kıran'ın La Maison'da basın daveti
Kıran dün La Maison'da bir basın daveti yaptı, yönetim Kurulu arkadaşı Orhan Süzer'in açıklamaları net ve akılcıydı. Sadece başlıklarını veriyorum;
1-Gayrimenkul Yatırım ortaklığı. Galatasaray'ın mal varlıklarıyla ve de onlara ilaveten üretecekleri hizmetlerle boyutları büyük rakamlara varacak bir çalışma.
2-Fon yaratılması. Bunla ilgili olarak 'Galatasaray Gençlik Fonu' adı altında ve adını açıklamadıkları bir çok fonu bu şemsiye altında toplamak.
3-Holding ortaklığı.
Kıran yönetiminin vurguladığı bir şey daha var;
Galatasaray'a paralı isme gerek yok. Galatasaray dünyanın her yerinde var olan değerli isimlerinin aklıyla paraya kazanabilir. Bu akıl da bizde var. Yeter ki kaos ortamı bitsin ve gönüllü gençler ordusu hizmete koşsun.
Galatasaray artık gençleşmeli ve çağı yakalamalıdır.
Dikkat!... Kıran ve ekibi çok iddialı geliyor.
Mehmet Helvacı
'Biz bir aileyiz' sloganıyla toplantı salonunda görsel gösteri yapan Helvacı, Özhan Canaydın'ın 'seni göreve davet ediyorum' demesiyle emrivaki olarak 2004'de yönetime girdiğini vurguladı. Bu işi biliyorum derken Özhan Canaydın'ın emanetiyim demek istiyordu.
Ana hedefinin sportif başarı olduğunu, 4 yabancı futbolcu alacağını müjdelerken kurumsallaşmayı kabul etmediğini de söyledi. Helvacı'ya göre Galatasaray zaten 530 yıllık bir kurumdu. Bu kurumu geçmişine uygun yaşatmak için de birilerine adeta taş atarcasına 'Masaya yapışmış tozları üfleyeceğiz' dedi. Kimdi o toz kadar ufak görülenler? Sır kaldı…
Helvacı, taraftarla kucaklaşacağını, hesap verebilir bir yönetim olacağını, şeffaflığı önemsediğini,bilgi alışverişine önem vererek kulübe yapılan başvuruları en az 48 saatte en çok 15 gün içinde cevaplayacaklarını, iddialı bir futbol takımına kavuşmak için Jupp Derwall'i hayata geçireceklerini söyledi.
Vefayı ön plana alarak da Canaydın felsefesinden örnekler verdi.
Mehmet Helvacı neleri yapmayacaklarını da sitem yağmuru altında;
İcazetle, işaretle hareket etmeyeceklerini,
Ekonomik güç odaklarına yakın durmayacaklarını,
Hür iradeye saygı duyup boyun bükmeyeceklerini,
Hak yemeyeceklerini, yalan söylemeyeceklerini bir solukta sıraladı…
Bunlar zaten Galatasaray'ın ilkelerine aykırı şeylerdi, ama bazı çevreleri rahatsız etmiş olabilirdi…
Helvacı'nın Galatasaray'ın sorunlarını iyi bildiği, kendine ve ekibinegüvendiği gözlendi.
Helvacı için tahminlerde yanılgı yaşanabilir….
(Bu gece de söylemlerine Maslak Sheraton'da bir toplantıyla devam edecek olan Mehmet Helvacı'dan farklı şeylerin çıkacağını sanmıyorum. Seçim sath-ı mailine girdiğimiz şu günlerde Galatasaray'ın kendi içindeki saygınlığını da her başkanın koruyacağı kanaatini taşıyorum.)
Seçimde bugün itibariyle durum budur.
Haber; Sporx.com
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.
Diğer Haberler
Diğer haberleri görmek için aşağıya kaydırın.